Kürtlere karşı katliam politikaları 43 yıldır devam ediyor
Kürtler tarihten günümüze yüzlerce kez kıyım, soykırım ve katliamla yüz yüze kaldı. İran İslam Cumhuriyeti kurucusu Ruhullah Humeyni’nin fetvası 19 Ağustos 1979’dan bu yana geçerliliğini koruyor.
Haber Merkezi - 19 Ağustos 1979 yılında İran İslam Cumhuriyeti kurucusu Ruhullah Humeyni, Doğu Kürdistan’daki Kürt hareketlerini bastırmak için Kürtlerin öldürülmesini, kanlarının akıtılmasını ve göçertilmesini helal sayan bir fetva yayınladı. Ruhullah Humeyni, fetvasında Kürt mücadelesini yürütenleri kast ederek, “Kürdistan ve diğer bölgelerdeki komploculara ordu ve güvenlik güçlerinin en sert bir biçimde müdahale etmesi gerekiyor. Eğer onlar gerekeni yapmazlarsa bizler ordu ve güvenlik güçlerine karşı en sert biçimde müdahale ederiz” dedi. Bu, Ruhullah Humeyni’nin Kürt katliam ve soykırım saldırılarını başlatmasının cihadı ve fetvası oldu.
Referandum yapıldı
1979 yılında İran Şahlığı yıkıldığında ve yerine İran İslam Cumhuriyeti kurulduğunda Doğu Kürdistan’da otonomi sahibi olmak ve kendi kendilerini yönetmek amacıyla Kürt bölgelerinin birçoğu
Kürt güçlerinin denetimindeydi. İran’da 27 Ağustos 1979’da İran’ın yönetim şeklinin nasıl olacağına karar verilmesi için bir referandum yapıldı. Fakat yapılacak olan referandum kurulacak olan İran İslam Cumhuriyeti’ni kabul edip etmemeyle alakalı bir referandum olup içerisinde başka bir şey barındırmıyordu.
Fetva çıkarıldı
O yüzden de Doğu Kürdistan halkı ve örgütleri yapılan bu referandumu boykot etti ve İran İslam Cumhuriyetine oy vermedi. Bu da Doğu Kürdistan ve Tahran arasındaki ilişkilerin bozulmasının başlangıcı oldu. Kürtler o zamana kadar her geçen gün Kürt bölgesinde daha fazla hakimiyet kurmaya başlamıştı. Bunun tehlikeli olduğunu düşünen Ruhullah Humeyni, 19 Ağustos 1979’da Kürtlere karşı bir fetva çıkardı ve o fetvanın verilmesinin ardından askeri güçler ve dinci bağnazlar İran bölgelerinden Doğu Kürdistan’a doğru yöneldiler.
Adım adım işgal, infaz ve idam…
İlk hedefledikleri yer Sine şehri oldu. Kürt halkı ve güçleri Sine’de İran güçlerine karşı 24 gün direndi. Eşit şartlarda olmayan bir savaştan sonra Tahran hükümeti Sine ve daha birçok Doğu Kürdistan kentini işgal etti. O dönemde Sadiq Xelxelî din hakimi olarak o bölgeye atandı. O dönemde Xelxeli rastgele sivil Kürt insanlarını tutuklamaya ve idam etmeye başladı. Bazı kaynaklara göre, Xelxeli, birçok saldırı sonucu şehit düşen yüzlerce kişiden farklı olarak 850’den fazla Kürt insanını kurşuna dizdi.
KDP’den İran’a destek
O dönemde Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ‘Qiyade Miweqet’ kuvvetlerine bağlıydı. İran pastarlarıyla Kürt güçlerine karşı savaştı ve Kürt halkına karşı yapılan suçların ve katliamların ortağı oldu. KDP, Kürt şehirlerinin İslam Cumhuriyeti güçleri tarafından işgal edilmesinde başat rol sahibi oldu.
Fetva devam ediyor
Ruhullah Humeyni’nin Kürtlere karşı çıkardığı fetva sadece belirli bir zaman dilimi ile sınırlı değildi. Bazı araştırmacılara göre bu fetva farklı şekillerde İran devleti tarafından hala yürürlüktedir. Şimdi de hükümet karşıtı kişiler ve örgütler “kafir” olarak damgalanıyor ve ölüm cezasına çarptırılıyor.
Uluslararası alanda hazırlanan tüm raporlarda idam cezasına çarptırılanların çoğunun Kürt olduğu ortaya çıkmaktadır. Başka bir açıdan bakıldığında, geçtiğimiz 40 yıl içerisinde binlerce kaçakçı bir başka deyişle kolber, İran güçleri tarafından katledildi. Şimdiye dek kolberleri katledenlere ilişkin hiçbir yaptırım ve ceza uygulanmadı.