Dahomey’in kadın savaşçıları
Yaşamı korumak için yola çıkan Dahomey kadın savaşçıları, tarihe isimlerini “mükemmel” tamlamalarla yazdırdılar…
Haber Merkezi - 1600'lerin sonlarından 1900'lerin başlarına kadar, Batı Afrika krallığı Dahomey (bugünkü Benin'de) tamamı kadınlardan oluşan bir savaşçı birliği tarafından korunuyordu. 17.yüzyılda krallık, Viola Davis'in ünlü filmi The Woman King'e ilham veren bu kadın birliğinin koruması altında gelişti. Bu kadın birliği Dahomey Amazonları olarak da biliniyor.
Dahomey krallığının yükselişi
Dahomey Krallığı’nda, kral, kralın yarı ilahi kabul edildiği ve ekonomik, politik ve sosyal işler üzerinde mutlak kontrole sahip olduğu iyi örgütlenmiş bir hükümet kurdu. Kral, kendine bağlılıkları ve ulusun gelişimine olan bağlılıkları nedeniyle sıradan sınıftan seçilen bir görevliler konseyi tarafından desteklendi. Denize coğrafi erişimi ve liderlerinin stratejik yetenekleri, Dahomey'nin Allada ve Whyda gibi diğer kıyı krallıklarını yenmesine yardımcı oldu. Ancak transatlantik köle ticaretinin ortaya çıkması ve genişlemesi, nihayetinde egemenliğini onaylanmasına yardımcı oldu. İngilizlerin krallığı denizden ablukaya almasına yani 1720'lerden 1852'ye kadar, Dahomey hükümdarlarının komşu kabilelerden ve milletlerden yüz binlerce insanı İngiliz, Fransız, Portekizli ve diğerlerine sattığı tahmin ediliyor.
Dahomey, köle ticaretinin yanı sıra verimli topraklar elde etmek ve palm yağı ticaretini artırmak için diğer kabilelerle savaştı. Bu iki girişimden toplanan vergiler ve harçlar, Dahomey'nin büyük bir askeri varlık oluşturmasına yardımcı oldu. Sonunda, komşu topluluklara sürekli baskınlar erkeklerin sayısını önemli ölçüde azalttı ve bu da kadınların koruyucu rol oynamasını zemin hazırladı.
Dahomey'nin kadın savaşçılarının kökenleri
Dahomey’nin kadın savaşçılarının Dahomey'in üçüncü kralı Kral Houegbadja'nın 1645'ten 1685'e kadar hizmet eden fil avcıları oldukları iddia ediyor. Fon dilinde Gbeto denilen fil avcıları ile ilgili UNESCO'nun Afrika Tarihinde Kadınlar portalı, “filler de dahil olmak üzere her türlü hayvanı avlıyorlar, en önemli ve avlanması zor hayvanları öldürüyorlardı” diye yazıyor.
19. yüzyılın ortalarında, fillerin varlığı bölgede neredeyse bitmişti. Gbeto daha sonra kadın askerlerin ordusuna entegre edildi. Kahverengi üstler ve kahverengi-mavi diz boyu şortlar giyiyorlardı.
Bu kadın savaşçılar, Agojie, Agoji, Mino veya Minon dahil olmak üzere Fon dillerinde başka isimlerle de biliniyorlardı. Başka bir hikayeye göre, kadın ordusu 1700'lerin başında ikiz kardeşi Akaba'nın gizemli bir şekilde ölmesinden sonra iktidara gelen Houegbadja'nın kızı Kraliçe Hangbe'nin emriyle kuruldu. Sonuç olarak, Hangbe'nin kendisini ve krallığını korumak için ölmeye hazır bir kadın birliği toplaması, son derece ataerkil Dahomey toplumunda etkileyici bir başarıydı.Bu kadın savaşçılar, herhangi bir erkeğin kaprislerine boyun eğmek zorunda kalan cariyeler veya hizmetçiler değildi.
Korkusuzlukları ile tanınıyorlardı
Torild Skard tarafından yazılan Continent of Mothers, Continent of Hope: Understanding and Promoting Development in Africa Today (Annelerin Kıtası, Umudun Kıtası: Bugün Afrika'da Gelşmeyi Anlamak ve Teşvik Etmek kitap Dahomey savaşçıları için şunu söylemiştir:
“Onlar coşkuları ve gaddarlıklarıyla biliniyordu. En korkulanları tüfeklerle silahlanmıştı. Onlar ayrıca iyi okçu, avcı ve casuslardı. Fiziksel ve zihinsel olarak savaşa hazır olmak için düzenli olarak çalışırlardı. Ayrıca ‘Erkekler, erkekler olduğunuz yerde kalın. Erkekler kalsın, mısır yetiştirsinler, palmiye yetiştirsinler... Biz savaşa gidiyoruz’ diye şarkı söylerlerdi. Savaşta değilken Abdomen'deki kraliyet saraylarını koruyorlar ve meyve ve sebze yetiştiriyorlardı.”
Efsanelerin arkasındaki gerçek
Dahomey'nin kadın savaşçılarının Kara Panter'de tasvir edilen zarif, çekici savaşçılara çok benzediğini düşünmek cazip gelse de, tarihçi Pamela Toler gerçeğin oldukça farklı olduğunu söylüyor.
“1800’lü yıllarda giydikleri üniformaları erkek askerlerin giydiği üniformalarla aynı olduğu için, erkek askerler onlarla birlikte savaşanların kadın olduğunu fark etmiyorlardı. Uzun şortlar, asker ceketleri ve şapka takıyorlardı, yani günümüz kadın savaşçı tasvirlerinde gördüğünüz cinselleştirilmiş mayolar giymiyorlardı.”
Onların başarı hikâyeleri birçok Avrupalı kâşif ve köle tüccarını hayrete düşürüyordu ve bölgenin kadın savaşçıları, Dahomey'nin hesaba katılması gereken bir güç olarak itibarını parlatmaya yardımcı oldu.
“Her halükarda, onlar korkulan, mükemmel nişancılardı. Palaya çok benzeyen silahlar kullanarak göğüs göğse dövüşmekte yetenekliydiler. Ve onlara savaşa girmemeleri gerektiğini ya da yakın zamana kadar Avrupa ve Kuzey Amerika tarihinde duyduğunuz gibi kadınların savaşmaya yetecek kadar güçlü olmadıklarını söyleyecek kimse yoktu” diyor Toler.
Savaşçıların sonu
Dahomey karalığının verdiği savaşıyla ilgili birçok kaynak, kıyı şehirlerinin kontrolü için komşu krallıklarla yapılan savaşları içeriyor olsa da, Fransa'nın Cotonou şehrini koruması altına alması talebine izin vermeyi kabul etmesinin ardından 1870'lerin sonlarında bir değişim başladı. 1883 yılında, Porto-Novo yakınlarında Dahomey rakipleri ortaya çıktı.
1889'da yeni bir kral iktidara geldi. Kral Behanzin, Avrupa'nın müdahalesine karşı çıktı ve sonunda bu Fransız korumasına ve köle baskılarına karşı çıktı. Bu, 1892'den 1894'e kadar süren ve bazı tarihçilerin Dahomey kadın savaşçılarının baskın rolünün sonu olarak işaret ettiği İkinci Franco-Dahomean Savaşı'na yol açtı.
Kaynak: National Geographic
Çeviri: NuJINHA