‘Yeni Suriye anayasası tüm bileşenlerin haklarını güvence altına almalı’

HTŞ’nin önceki rejimden bir farkının olmadığını belirten Amani Al-Gharbi, “Yeni Suriye anayasasının yazımının ve taslağının tüm bileşenlerin, mezheplerin ve grupların haklarını güvence altına alacak şekilde yeniden değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.

TESNÎM EL SARÎ

Hesekê – Suriye’de cihadist Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) ve diğer çetelerin kontrolündeki bölgelerde yaşanan; katliam, insan kaçırma, şiddet ve işkence suçlarına dair haberler gelmeye devam ediyor. Aynı zamanda kutsal mekanlara karşı da saldırılar gerçekleştiriliyor. Dijital medyada da çetelerin kiliselere ve kutsal mekanlara yönelik saldırılarını gösteren çok sayıda görüntü yayınlandı. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê kentinde Suriye Gelecek Partisi Kadın Meclisi Sözcüsü Amani Al-Gharbi, Suriye’de yaşanan gelişmeleri ajansımıza değerlendirdi.

‘HTŞ’nin gelmesi halkta bir korku yarattı’

HTŞ’nin halklar arasında korku yarattığını belirten Amani Al-Gharbi, “Suriye’de 50 yılı aşkın süre iktidarda kalan Esad rejimi, halklara yönelik birçok baskı yöntemini uyguladı. Esad rejiminin çökmesi Suriye’nin geleceği açısından çok önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ancak Suriye yönetimine HTŞ’nin gelmesi halkta bir korku yarattı. Tüm Suriyelilerin haklarının güvence altına alındığı, karar mekanizmalarında kadınların rolünün güçlendirileceği bir Suriye’nin inşa edilmesini umuyoruz. Çünkü Suriye’de savaş yıllarında en çok acıyı kadınlar çekti. HTŞ’nin sahada uyguladığı yöntemler ve aldığı kararlar Suriye halkının arzularına aykırıdır" sözlerine dikkat çekti.

‘Kadınlar kazanımlarını korumalıdır’

Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar öncülüğünde yaşanan Rojava Devrimi’ne vurgu yapan Amani Al-Gharbi, “Kadınlar Rojava Devrimi ile birlikte elde ettiği kazanımları korumalıdır. Kadınlar her alanda liderlik rolünü üstlenmelidir. Suriyeli kadınların, Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınların mücadele deneyimini örnek almaları gerekiyor. Biz Suriye Gelecek Partisi olarak toplumun tüm bileşenlerinin ve mezheplerinin haklarını güvence altına alacak demokratik, çoğulcu, merkezi olmayan bir Suriye’yi inşa etmeyi ve yeni Suriye'deki her vatandaşın ve özellikle kadınların yönetim ve karar alma merkezlerinde bir yeri olduğunu vurguluyoruz. Yeni Suriye anayasasının yazımının ve taslağının tüm bileşenlerin, mezheplerin ve grupların haklarını güvence altına alacak şekilde yeniden değerlendirilmesi gerekiyor” ifadelerinde bulundu.

Amani Al-Gharbi, “HTŞ’nin, ‘tek bayrak, tek parti, tek slogan’ dayatması önceki rejimden bir farkı olmadığını gösteriyor. Suriye halkları bunu kabul etmez. Biz bu zihniyetin karşısındayız. Ayrıca Suriye'nin ilk üst düzey kadın yetkilisi Ayşe El Dibis’in ‘bir kadının önceliği ailesi ve eşi olmalıdır’ şeklindeki açıklamalarını kınıyoruz. Suriye'nin kuzey ve doğu bölgesindeki kadınlar çeşitli alanlarda ve özellikle savunma alanında büyük başarılara imza attı. Bölgelerimizdeki kadınlar hâlâ hayatın her alanında haklarından yararlanıyor. Kuzey ve Doğu Suriye bölgesindeki kadınlar olarak özgürlüğümüze ulaşmak için yaşamımınız her anını mücadelemizle bağdaştırmayı başardık” dedi.

‘Kadınlardan tepkiler gelmeye devam ediyor’

Amani Al-Gharbi, sözlerini şöyle tamamladı: “Uluslararası toplum, Suriye'yi kimin yöneteceğini ve anayasayı kimin hazırlayacağını yeniden düşünmelidir. Bizler Kuzey ve Doğu Suriye halkları olarak insanların köleleştirilmeye çalışıldığı bir yaşamı kabul etmiyoruz. HTŞ’nin bölgedeki bileşenler arasında yarattığı korku ve zihniyetine dair kadın hareketlerinden ve örgütlerinden tepkiler gelmeye devam ediyor.”