Uluslararası kurumlardan Abdullah Öcalan için çağrı: Harekete geçin

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin gerçekleştireceği toplantı öncesinde Avrupa Sol Partisi ve İskoçya’nın Dundee Bölgesi Sendikalar Konseyi, gönderdikleri mektuplarda, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istedi.

Haber Merkezi- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 15-17 Eylül tarihlerinde yapacağı toplantıda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” dosyasını görüşecek. Toplantı öncesinde dünyanın birçok yeri ve kurumundan komiteye mektuplar gönderiliyor.  

‘Harekete geçin’

Avrupa Birliği ülkelerinden 26 sol partiyi bünyesinde toplayan Avrupa Sol Partisi’nin Genel Başkanı Dr. Walter Baier, Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanı Dr. Ian Borg’a bir mektup gönderdi. Mektupta kararlı adımlar atılması gerektiği belirtilerek şöyle denildi:  

“Avrupa Sol Partisi adına, Bakanlar Komitesi’ni Abdullah Öcalan’ın tutukluluğu konusunda kararlı adımlar atmaya çağırıyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Sayın Öcalan’ın haklarının ihlal edilmesi nedeniyle Türkiye’yi defalarca mahkûm etmiştir. Bu ihlaller arasında insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağına aykırılık ve ‘Umut Hakkı’nın ihlali yer almaktadır. 

Bu kararlara rağmen Türkiye harekete geçmemiştir. Yaklaşan 15 Eylül oturumu, bu ihlallere uyulmasını talep etmek, Öcalan’ın tecridini sona erdirmek ve gözden geçirme ile olası serbest bırakılmasına dair mekanizmaları oluşturmak için kritik bir fırsat sunmaktadır. Sayın Öcalan, aynı zamanda bölgedeki barış ve demokratik özyönetim için başlıca müzakerecidir. Onun özgürlüğü ve sürece katılımı, yalnızca adalet için değil, aynı zamanda kalıcı barış, demokrasi ve istikrar için de hayati önem taşımaktadır. Bakanlar Komitesi’ni, Türkiye’nin insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı göstermesini sağlamak için derhal harekete geçmeye saygıyla çağırıyoruz.”

‘Serbest bırakmaya zorlayın’

İskoçya’nın Dundee Bölgesi Sendikalar Konseyi de komiteye gönderdiği mektupta, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istedi. Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“1999 yılında Abdullah Öcalan kaçırıldı ve İmralı Adası Hapishanesi'nde hapsedildi, burada özel bir askeri mahkeme tarafından idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında Türkiye'de idam cezasının kaldırılmasıyla cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, yani şartlı tahliye olasılığı olmayan müebbet hapis cezasına çevrildi. Türk ceza sisteminde daha önce hiç kullanılmamış olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, özellikle Öcalan için getirildiği anlaşılmaktadır, ancak daha sonra yüzlerce diğer siyasi tutukluya da uygulanmıştır. 

AİHM, iki kez (2003/2005 ve 2014) Türk devletinin Öcalan'ın haklarını ihlal ettiğini kınayan kararlar vermiştir. Ancak Türk devleti bugüne kadar bu kararların uygulanması için hiçbir adım atmamıştır. Özellikle önemli olan, Mahkeme'nin 2014 yılında verdiği, tahliye imkanı olmayan müebbet hapis cezalarının insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağını ihlal ettiği ve “Umut Hakkı”nın tanınması için ilgili yasal reformların yapılması gerektiği yönündeki kararıdır. Uygulamada bu, Öcalan'ın davasının yeniden incelenmesi ve tahliye imkanı için mekanizmaların oluşturulması gerektiği anlamına gelmektedir. 

Eylül 2024'te Bakanlar Komitesi, Öcalan'ın davasını görüşerek Türkiye'ye Mahkeme kararlarını uygulaması için bir yıl süre verdi. Sekreterya, Türkiye'nin bir yıl içinde Mahkeme kararını uygulamaması durumunda alınacak önlemleri hazırlamakla görevlendirildi. Yaz aylarında Türkiye, Abdullah Öcalan dahil olmak üzere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan mahkumlara “Umut Hakkı”nı tanımayacağını açıkladı. Durum artık gayet açık ve Bakanlar Komitesi'nin harekete geçme zamanı geldi.   

'Barış ve Demokratik Toplum' için devam eden sürecin baş müzakerecisi ve Kürt halkının meşru temsilcisi olarak, Öcalan'ın sürece tam olarak katılmasına izin verilmeli ve bu nedenle serbest bırakılmalıdır. Bu sürecin başarısı, daha geniş bölge için kapsamlı sonuçlar doğuracak ve barış ve demokratik toplumların güçlendirilmesi için benzer süreçlerin önünü açacaktır. Bölge halklarının zararına ulus devletler arasındaki savaşların giderek daha fazla tükettiği bir Ortadoğu bağlamında, barış ve demokratik özyönetimde ısrar etmek, mevcut krizlerin çoğuna çözümler sunarak daha da büyük bir önem kazanmaktadır.  

Komitenizin bu fırsatı değerlendirerek Türkiye Hükümeti'ni AİHM'nin kararlarına uymaya ve Öcalan'ı serbest bırakmaya zorlamasını rica ederiz.”