Tutuklu gazeteciler için açıklama: Biz değil iktidar korksun
Tutuklanan 9 özgür basın emekçisi için açıklama yapan MKGP ve DFG, “Tüm gazetecilere ve meslek örgütlerine çağrımızdır; biz değil iktidar korksun, gelin bu saldırıları hep birlikte mücadele ederek boşa çıkaralım” dedi.

İstanbul - Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Ankara merkezli bir soruşturma kapsamında tutuklanan JINNEWS ve Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri ile Yazı İşleri Müdürü’nün aralarında bulunduğu 9 özgür basın emekçisi için Şişhane Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.
‘Özgür basın baş eğmeyecek’
Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada konuşan Yeni Yaşam Gazetesi editörü Reyhan Hacıoğlu, kısa bir süre önce “Sansür Yasası” için aynı meydanda tutuklanan 16 gazeteci için toplandıklarını hatırlatarak, “Şimdi de mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklanan 9 arkadaşımız için buradayız” dedi. Reyhan Hacıoğlu, “İsteniliyor ki karanlık basına uyanalım, bu yüzden alıştığımız baskılarla karşı karşıyayız. Bugün birçok arkadaşımız cezaevinde, son 4 ayda 25 özgür Kürt basın çalışanı da cezaevinde. Bizler de ne yaparlarsa yapsın özgür basın baş eğmeyecek demek için buradayız” diye belirtti.
‘Gazetecilerin tutuklanması siyasi bir karardır’
Ardından DFG üyesi ve JINNEWS editörü Nişmiye Güler, basın açıklamasını okudu. Gazetecilerin tutuklanma tarihlerinin tesadüf olmadığını söyleyen Nişmiye Güler, yine 29 Ekim 2016'da Kürt özgür basının ajanslarının ve gazetelerinin gece yarısı çıkarılan KHK ile kapatıldığını hatırlattı. Altı yıl sonra bu kurumlarda çalışan dokuz gazetecinin yaptıkları haberler, çalıştıkları ajanslar, dernek üyelikleri ve seyahatlerinden “suç” üretilmeye çalışılıp tutuklanmalarının hükmedildiğini ifade eden Nişmiye Güler, "Bu her fırsatta demokrasi naraları atan ve ülkede ifade özgürlüğü olduğunu savunan ama demokrasiyi ve ifade-haber alma özgürlüğünü ayaklar altına alan AKP-MHP iktidarının en büyük çelişkilerinden biridir. Kuşkusuz yargının 9 arkadaşımızı tutuklaması siyasi bir kararın ötesinde değildir" şeklinde konuştu.
‘Suç işliyorsunuz’
DFG'ye üyeliklerinin de suçlama konusu olduğunu hatırlatan Nişmiye Güler, sözlerine şöyle devam etti: "Derneğimizi kriminalize etmeye çalışan Ankara Emniyeti’ne ve buna alet olan savcılara da sesleniyoruz: Suç işliyorsunuz. Derneğimiz tamamıyla yasal olup, her türlü vergilerini veren bir kurumdur. Arkadaşlarımızı tutuklamaya yeterli delil bulamayıp, derneğimiz üzerinden suç üretme çabanız da nafiledir. Kürt basınına yönelik bu tür saldırıların gazetecileri susturma ve gerçekleri karartma amaçlıdır. Kürt karşıtlığı ve düşmanlığında sınır tanımayan iktidar, savaş gerçekliğini tüm çıplaklığıyla halka ulaştıran Özgür Basın gazetecilerini asla susturamayacaktır. 'Gerçekler Asla Karanlıkta Kalmayacak' geleneğinden gelen Özgür Basın çalışanları, ne dün ne bugün hiçbir baskıya baş eğmediğini tüm pratiğiyle ortaya koymuştur. Apê Musa, Gurbetelli Ersöz, Deniz Fırat, Cengiz Altun, Ferhat Tepe ve Nagihan Akarsel’den gücünü alan Kürt gazeteciler olarak bu saldırılara karşı da baş eğmeyeceğiz."
‘Kürt gazeteciler mücadeleden vazgeçmez’
1990’lı yıllarda bombalamalar ve katletmelerle susturulamayan özgür basının bu tarz operasyonlar ile susturulamayacağını söyleyen Nişmiye Güler, "Baskıcı, despotik iktidar şunu bilsin ki korkunun ecele faydası yoktur. Ne tür baskı yaparsa yapsınlar, ne kadar sansür yasaları çıkarsalar çıkarsınlar, Kürt gazeteciler tehdit, baskı, gözaltı ve tutuklamalarla asla korkmaz, mücadeleden vazgeçmez ve baş eğmez. Buradan arkadaşlarımızı hedef gösteren sözde muhalif medyaya da sesleniyoruz. Bir taraftan yargının bağımsız olmadığını söyleyip diğer taraftan da söz konusu saldırılar Kürtlere yönelik olunca iktidarın sözcülüğünü yapmaktan vazgeçin" dedi.
‘Tüm gazetecilere özgürlük istiyoruz’
Gazetecilere dönük işkencenin evlerden başlayıp polis araçlarında, emniyette, adliye ve cezaevinde sürdüğünü dile getiren Nişmiye Güler, "9 arkadaşımız günlerdir tek kişilik hücrelerde tutulmaktadır. Baş eğdiremediğiniz arkadaşlarımıza işkenceye son verin. Tüm bu işkencelerinize baş eğmeyen arkadaşlarımız ve 16 Haziran’da tutuklanan 16 arkadaşımız gibi biz de buradan bir kez daha haykırıyoruz; 'Özgur basın baş eğmez'. Büyük bedeller vererek, bugünlere gerçeklerden asla taviz vermeyerek gelen Özgür Basın’ın kalemi iki yakalarını bırakmayacaktır. Tüm gazetecilere ve meslek örgütlerine çağrımızdır; biz değil iktidar korksun, gelin bu saldırıları hep birlikte mücadele ederek boşa çıkaralım. Tüm gazetecilere özgürlük diyoruz" dedi.
‘Bu ateş sizi de yakar’
Daha sonra tekrar söz alan Reyhan Hacıoğlu, “Özgür Ülke bombalandığında, ‘Bu ateş sizi de yakar’ demiştik. Bu sessizlik sizi de yakar. O yüzden açıklamamız bir dayanışma çağrısıydı. Özgür basın size istediğiniz görüntüyü vermez, bunun sözünü bir kez daha veriyoruz” sözlerine yer verdi.
Açıklama, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Gözaltılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz”, "Özgür basın susturulamaz" sloganları ile son buldu.