“Türkiye’de kadını koruyacak bir mekanizma yok”
İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesinin ardından peş peşe kadın cinayetleri haberleri gelmeye devam ediyor. Sözleşmenin feshedilmesiyle kadın katliamlarına ortak olunduğunu vurgulayan Rosa Kadın Derneği Üyesi Ruken Ergüneş, “Katledilen kadınların yarısının hikâyesi aynı. Kadınlar şiddet görüyor karakola başvuruyor, korunmuyor ve daha sonra da katlediliyor” dedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilmesine kadın örgütlerinin tepkileri sürüyor. Alınan kararla iktidarın failleri cesaretlendirdiğine dikkat çeken Rosa Kadın Derneği Üyesi Ruken Ergüneş ülkede kadını koruyacak tek bir mekanizmanın bırakılmadığını vurguladı.
Ruken Ergüneş, kadınların gündemini ajansımıza değerlendirdi. İktidarın toplumda erkeklere cesaret veren ve kutuplaşmaya neden olan bir pratiği olduğunu söyleyen Ruken Ergüneş, bu pratiklerden birinin de İstanbul Sözleşmesi’nden feshedilmesi olduğunu dile getirdi. Kadın cinayetlerinde var olandan daha büyük bir artışın yaşandığını belirten Ruken Ergüneş, erkeklerin iktidarın politikalarından cesaret alarak kadınları katlettiğini ifade etti.
“Tüm kadınlar saldırı altında”
Ruken Ergüneş, iktidarın politikaları ile kadın düşmanlığını kanıtladığını söyledi.
“Cezasızlık, indirimler ya da karakola yapılan başvurularda kadına şiddet uygulayan erkeklerin salıverilmesi durumları bir şekilde erkekleri cesaretlendiriyor. Bu artık kanıtlanmış bir kadın düşmanlığıdır. Bu yüzden de biz buna kadın kırımı diyoruz. Bugün yaşanan kadın kırımıdır. Bu durumu bir şekilde kutuplaştırmaya dönüştürüyorlar. Sözleşmeyi sahiplenen bir kesim ve bunun bir şekilde insan haklarını gasp ediyormuşçasına bir etkisi varmış gibi bir manipülasyon yaratıp toplumda bunun karşılığının olması beklentisi var. Sözleşmenin ne olduğunu dahi bilmeden insanlar takım tutar gibi, siyasi partiyi destekledikleri için sözleşmenin kalkmasını istiyorlar. Bugün bütün kadınlar kim olursa nerede olursa olsun saldırı altındadır.”
“Şiddeti verilecek ceza önler”
Katledilen bütün kadınların neredeyse önceden defalarca karakola başvurup koruma kararı aldırdığını söyleyen Ruken Ergüneş, kararlara rağmen kadınların aynı senaryo ile katledildiğini dile getirdi. Son olarak İzmir’de 5 aylık bebeği ile 16 yerinden bıçaklanarak öldürülen 17 yaşında ki Sezen Ünlü’yü hatırlatan Ruken Ergüneş, kadın kırımının yaşandığını belirtiyor.
“Sezen Ünlü 16 yaşında cinsel saldırıya maruz kalarak evlenmek zorunda bırakılıyor. Daha sonrasında da şiddete maruz kalıyor. Bundan kaynaklı da evine döndüğü için katlediliyor. Bu hikâyenin en başından her şey bir kadın kırımına giden şeylerdir. Daha öncesinde de failin başka bir kadına şiddet uyguladığı için süregelen bir davası da var. Bunlar çok sürpriz olaylar değil. Bir erkek katliama giderken bunu yapabileceğini bir şekilde göstermiş oluyor. Şiddet uygulayarak göstermiş oluyor. Dolayısıyla şiddetin hangi boyutu olursa olsun şiddet uygulayan bir erkeğe en başından ceza verilirse bu engellenebilirse kadın katliamlarının önüne geçilebilir.”
“KADES’e başvuran kadınlar katlediliyor”
Rosa Kadın Derneği’nden Ruken Ergüneş, İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden iktidarın kadına şiddet için uygulamaya koyduğu Kadın Acil Destek Uygulaması’nın da (KADES) kadınları korumadığına dikkat çekti. Amed’de son olarak katledilen üç kadının defalarca KADES uygulamasına başvurarak karakola gittiklerini bilgisini veren Ruken Ergüneş, koruma kararlarına rağmen kadınların katledildiğini söyledi.
“KADES’ten faydalanıp karakola giden üç kadın katledildi. Bu kadınlar koruma kararı olduğu halde katledildiler. Bütün bunlar aslında göz göre göre geliyor. KADES dedikleri bir telefon uygulamasıdır. Bakın Remziye Yoldaş’da daha önce KADES’ten faydalanıyor ve defalarca karakola gidiyor. Cezaevinden kaçan erkek kadını tehdit ediyor. Bu kadının koruma altına alınması gerekiyor ve KADES’ten faydalanması gerekiyor. Evinden bakkala giderken yolda katlediliyor bu süreç içerisinde acaba nasıl bir hızla kadına yetişilebilir? Yine Melek ve Gülistan Şaylemez’in de aynı şekilde uzaklaştırma kararı vardı. Bunun nasıl işletildiği çok önemli.”
“Sözleşmenin kaldırılması kadın katliamlarına ortak olmaktır”
Ruken Ergüneş kadınların asla sözleşmenin kaldırılmasını kabul etmeyeceklerini söyledi.
“Bugün kadınların olduğu her alanda çocuk yaştan itibaren çocuklara her türlü ayrımcılığın ne kadar kötü olduğu anlatılmalı. Toplumda ki ayrımcılığın ortadan kaldırılması için şiddet dilinden ayrımcılıktan uzaklaşılması gerekiyor. Yaşamın her alanında buna dair önlemlerin alınması gerekiyor. Buna göre de bir yaşam sisteminin oturtulması gerekir. Kadını katliama götüren bu süreç içerisinde bizler bütün emareleri okuyabiliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nde de kadınların, kız çocuklarının korunmasına dönük birçok madde var. Şiddete maruz kalan bir kadının gördüğü şiddetin önlenmesine yardımcı olur. Biz bütün bu süreçlerin nasıl daha iyi uygulanacağı mücadelesini verirken bugün sözleşme ortadan kaldırıldı ve bunu asla kabul etmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması kadın katliamlarına ortak olmaktır.”