TJA’lılar 8 Mart’ı karşılıyor: Bu yıl özgürlük yılı olacak
8 Mart’ın startını veren TJA, bu kapsamda mahallelerde ve fabrikalarda kadınlarla buluşacak. 2025 yılı için, “Bu sene özgürlük yılı olacak” değerlendirmesi yapan TJA üyesi Özlem Başari, “Öz gücümüzle alanlardayız” dedi.

Amed- Tüm dünyada kadınlar 8 Mart’ı karşılamaya hazırlanırken, Kürdistan’da kadınlar bir kez daha “özgürlük” diyerek sokaklara çıkacak.
Kadın mücadelesinin evrenselleştiği ve Ortadoğu kadınlarının bu mücadeleye yön verdiği 21’inci yüzyılda kadınlar, “Jin, jiyan, azadî” felsefesi etrafında örgütlenerek, erkek egemen iktidarlara karşı kimlik ve özgürlük savaşı veriyor.
1857’de New York’ta bir dokuma fabrikasında çalışma şartlarının daha iyi hale gelmesi amacıyla greve başlayan kadınların yakılarak katledilmesinin ardından her yıl biraz daha büyüyerek günümüze gelen kadın mücadelesi, 21’inci yüzyılda “Jin, jiyan, azadî” felsefesiyle Kürdistan’dan Hindistan’a, Fransa’dan Amerika’ya dünyanın dört bir yanında kadınlara inanç ve direnç aşılıyor.
Tevgera Jinen Azad (TJA) de, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerinin startını dün Mêrdîn'in Mîdyad (Midyat) ilçesinde verdi. “Kadın kırımına isyan ediyor, özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla düzenlenecek olan etkinliklerin startı, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük SİHA saldırısında katledilen gazeteci Cihan Bilgin'e atfen Mîdyad'da verildi.
TJA üyesi Özlem Başari, 8 Mart’ın Kürt kadınlar için önemi ve bu kapsamda yapılacak eylemleri ajansımıza değerlendirdi.
Yıllardır Kürt kadınlara yönelik sistematik bir şekilde sürdürülen erkek-devlet saldırılarına dikkat çeken Özlem Başari, kadınların kararlılıkla bu saldırılara karşı direndiğini belirtti. Özlem Başari, “Kadınlara yönelik suçların bu denli artmasının en büyük nedeni, erkek egemen zihniyetin her yerde kendini var etmesidir. İlk olarak bu zihniyetin değişmesi ve dönüşmesi gerekiyor. Verdiğimiz mücadele bu alamda zor olsa da sonucunun güzel olacağına inanıyoruz” dedi.
“Newyork’ta kadınların başlattığı isyan meşalesi bugün Ortadoğulu kadınların elinde yükseliyoruz” diyen Özlem Başari, isyan meşalesinin elden ele dolaşacağını söyledi.
‘Bu yıl özgürlük yılı olacak’
Tüm saldırılar karşısında 2025 yılını, “Özgürlük yılı” ilan ettiklerini söyleyen Özlem Başari, “Kadının yok sayılma hali dünyanın her yerinde varken, Kürdistan’da bu durum daha derin yaşanıyor. Bizler burada hem kimlik, hem de özgürlük mücadelesi veriyoruz. Bugün Kürdistan’da kadınlar hem ekonomi, hem toplumsal yaşam, hem de yargı noktasında ciddi sorunlar yaşıyor. Kadınlar derin yoksullukla mücadele ediyor, şiddete ve katliamlara maruz bırakılıyor. Yaşamın bütün yükünü omuzunda taşıyor. Yaşanan bu olaylar arasında söz hakkı da kendisinden alınmak isteniyor. Bütün bu yaşadıklarımız karşısında biz bu seneyi ‘Özgürlük yılı’ olarak görüyor ve 8 Mart’a da bu temelde hazırlanıyoruz” dedi.
‘Öz gücümüzle alandayız’
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını “Aile yılı” olarak ilan etmesine değinen Özlem Başari, bu politikayla kadın kimliğinin yok sayıldığını ifade etti.
Bilgelik ve öncü rolleriyle bilinen kadının, “aile” kavramı içerisinde yok edilmek istendiğine dikkat çeken Özlem Başari şu sözlere yer verdi: “Aslında iktidarın bu yılı ‘aile yılı’ ilan etmesi zaten kadını sadece evin içerisinde, ailenin bir parçası, hatta ailenin ‘hizmetçisi’ olarak görüyor olmasının bir sonucu. Ancak biz kendi öz gücümüze inanıyoruz ve güveniyoruz. Kendi bilincimizle var olduk, bugüne geldik. Kadınların tarihte öncülük rolü varken, kölelik noktasına getirilmek isteniyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Kadının toplumun her alanında kendi öz gücüyle yer alması gerektiğine inanıyoruz. Bu anlamda da zaten uzun süredir çalışmalarımız var ama bu 8 Mart'ı da onun bir ayağı olarak gerçekleştireceğiz” ifadelerinde bulundu.
‘Fabrika ve kırsal mahallelerde kadınlarla buluşacağız’
8 Mart’a kadar sahada olacaklarını ve kadınlarla çeşitli eylem ve etkinlikler aracılığı ile buluşacaklarını aktaran Özlem Başari, “Toplumsal özgürlüğün önemine olan inancımız ile kadın şölenleri, kadın buluşmaları, kadın bilinçlendirme eğitimleri, cins bilinci çalışmaları yürüteceğiz. Bizim için coşkulu ve heyecanlı bir süreç başladı. Bu kapsamda köylerdeki, mahallelerdeki ve fabrikalardaki kadınlarla buluşmalar düzenleyeceğiz” sözlerini kullandı.
‘Heyecanlı ve coşkuluyuz’
Tüm kadınlara çağrı yapan Özlem Başari, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Bu sene 8 Mart çalışmalarını daha uzun bir zamana yaydık. Kadınlar olarak şimdiden çok heyecanlıyız. Bu heyecanla çalışmalar yapmaya başladık. Her gün kadınlarla bir arada olacağımız güçlü bir program hazırladık. Heyecanlı ve coşkuluyuz. Kentteki bütün kadınları bu heyecanı paylaşmaya ve 8 Mart’ta kadar yapacağımız çalışma ve final mitingine davet ediyoruz.”