TJA: 8 Mart’ı direniş ruhuyla karşılıyoruz

TJA bu yıl “Dem dema azadiya jinan e” solanıyla gerçekleştirilecek 8 Mart programını Sur’daki tarihi bir mekânda açıkladı. TJA, 21’nci yüzyıl kadın yüzyılına dönüşürken, Dünya Kadınlar Günü’nü bir kez daha direniş ruhuyla karşıladıkları mesajı verdi.

Amed - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamaları ile ilgili kadınlar programlarını bir bir açıklamaya başladı. Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) 8 Mart programını Diyarbakır’dan duyurdu.

8 Mart programının yer aldığı deklarasyon için Sur ilçesinde buluşan kadınlar açıklamaya renkli ulusal kıyafetleri ile katıldı. Sur’da tarihi mekanın duvarına Kürtçe "Dem dema azadiya jinan e” (Kadın özgürlük zamanı) yazılı pankart asıldı. Kürtçe hazırlanan ve “Zaman, kadın özgürlük zamanı” başlığı taşıyan deklarasyonu, TJA aktivisti Neslihan Acar okudu.

8 Mart’ın direniş ruhuyla karşılandığı belirtilen deklarasyonda kadınların haklı isyanlarının alanlarda dile getirileceği belirtildi. 

“Kırım politikaları vahşet düzeyinde”

AKP-MHP iktidarında erkekler ve devlet adına hareket eden kurumların her gün kadınlara şiddet, tecavüz ve ölüm politikalarıyla vahşice saldırdığı, kadın katliamlarına savaş bilançosu gibi rakamlarla gerekçelendirerek basına verildiğine dikkat çekilen deklarasyonda şu ifadeler yer aldı:

“En temel hak olan yaşam hakkını korumak için, erkeğe karşı öz savunmasını geliştiren kadınlar en ağır cezalara çarptırılmakta, 21. yüzyılın Türkiye’sinde hala kadınlar erkekler tarafından kaçırılmakta, ailesinin dinmeyen arayışlarına karşın Dersim’de kaybettirilen Gülistan Doku’nun şahsında devletin yargı sistemi talimat almışçasına sürece müdahale bulunmamaktadır. Kadınların özgürlük mücadelesinin, iktidar odaklarının korku kaynağı haline geldiği 2021 yılı kırım politikalarının vahşet düzeyine geldiği bir yıl olmuştur.”

“Kadınlar öncülük edecek”

Kadınların var oluş gerekçelerinden biri olan anadilinin, ulus devlet politikalarıyla yasaklanarak, asimilasyona uğratıldığına dikkat çekilen deklarasyonda kadınların bu alandaki çalışmalara öncülük edeceği ifade edildi. İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekildiği de hatırlatılarak “Kadınlar adına erkeklerin oluşturduğu yasalara ve cinsel politikalara karşı, kendi irademiz ve kararlarımızla yaşamı inşa etme iddiası, 8 Mart ruhunun bir ifadesidir” denildi. 

Kadınlar yoksulluk politikalarının karşısında

Kadınların yoksulluğa mahkum edilmek istendiği belirtilen deklarasyonda 8 Mart vesilesi ile kadınların yoksulluk politikalarının karşısında duracağı vurgusu yapılırken “Bir kez daha kadın emeğini özgürleştirici, komünal ve ekolojik politikaların yaşam bulmasının toplumsal refah için gerekliliğini savunuyoruz” ifadelerine yer verildi.

Kürt kadınlar hedef halinde

Kürt kadınlarının hedef haline getirildiğine işaret edilen deklarasyonda şöyle denildi:

“TJA'yı illegalize ederek, yüzlerce kadın arkadaşımızı gözaltına alarak ve tutuklayarak kadın mücadelesini bitirmeyi hedefleyen AKP-MHP iktidarı son demlerini yaşarken, saldırganlığını arttıran faşizmin en büyük temsilcisi olmuştur. Türkiye cezaevlerinde bulunan kadın siyasi tutsakların direniş geleneği 40 yılı aşkındır özgürlük iddialarından bir adım geri düşmeyerek devam etmekte, en ağır bedellere karşın halkının onurlu evlatları olmayı sürdürmektedirler. Cezaevleri artık resmi olarak iktidarın cinayet mahalli haline getirilmiş ve tutsakların en küçük hücresine kadar kırımdan geçirilmesi hedeflenmiştir. Bugün Türkiye cezaevlerinde sağlık sorunlarından kaynaklı ölümün sınırında yaşayan onlarca siyasi tutsak bulunmaktadır. Cezaevi idaresine itaat etmeyi reddettiği için işkence ve tecavüze uğrayan Garibe Gezer'in aydınlatılmayan ölümü, Aysel Tuğluk'un tek başına yaşayamayacak olmasına rağmen ATK'nin tahliyesine dair rapor vermemesi iktidarın Kürt kadın düşmanlığının ve intikam hırsının somut ifadesidir. Zindanlarda olan evlatlarının cenazelerinin çıkmaması için günlerdir adalet nöbetleri tutan annelerimiz, her gün adliye önünde ailesinin katliamından sorumlu olanlardan hesap soran Emine Şenyaşar ve ailesi Kürt halkının kadınlar şahsında direnişini onurluca sürdüreceğinin tarihsel ifadesidir… Toplu katliam için İzmir'de parti binası içerisine rahatlıkla giren katil, Deniz Poyraz'ı katlederek faşist iktidarlar adına demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü siyaset yapanlara gözdağı vermek istemiştir. İmha ve inkar politikalarına karşı yıllardır direnen biz kadınların, Deniz Poyraz'ın katledilmesine karşı gelişen öfkenin ve onun mücadelesini sahiplenmenin öncüsü olduğumuz gerçeği erkek egemen sisteme bir kez daha kendini göstermiştir.”

“Tecridi kaldırın”

Deklarasyonda Türkiye’deki özel savaş politikalarına dikkat çekilerek bölgede kadınlara yönelik taciz ve tecavüz davalarındaki cezasızlığa işaret edildi. Kadınlar aynı zamanda tecrit politikalarını kabul etmeyeceklerini duyururken Kürt sorununun çözümü için PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını istedi.

8 Mart programı

TJA, 8 Mart programının startını Kandıra Cezaevi'nde şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Garibe Gezer’in mezarının bulunduğu Mardin Dargeçit ilçesinden 25 Şubat günü verecek. 8 Mart tarihinde ise başta Diyarbakır olmak üzere Batman, Şırnak, Silopi, Van ve Dersim’de mitingler düzenlenecek.