Tahran’da ekonomik kriz protestoları devam ediyor

İran’da riyalin hızla değer kaybetmesi ve hayat pahalılığının artmasıyla Tahran başta olmak üzere birçok kentte protestolar devam ediyor.

Haber Merkezi - İran’ın başkenti Tahran’da geniş çaplı protestolar devam ediyor. Yüzlerce yurttaş, yaşam koşullarının kötüleşmesi ve fiyatlardaki artışı protesto etmek için sokaklara çıktı. Kısa sürede bu eylemler siyasi bir boyut kazandı ve yönetici kurumlara yönelik doğrudan sloganlar atılmaya başlandı.

Son günlerde paylaşılan video görüntüleri ve bağımsız yurttaş raporları, Tahran’daki Büyük Pazar’ın geniş bölümleri ile İsfahan ve Tebriz’deki birçok ticaret merkezinin kepenk kapattığını ve esnafın sokaklarda toplandığını gösteriyor. Temelde esnaf ve işçilerden oluşan protestocular, riyalin hızlı değer kaybı ve döviz kurundaki ani sıçramayı eylemlerinin başlıca nedeni olarak gösteriyor.

Protesto gösterileri destekleniyor

Aynı zamanda protestoların Kerac, Meşhed, Zencan, Kirman, Hemedan, Ahvaz ve Malard kentlerine, ayrıca Tahran Üniversitesi çevresine yayıldığına dair haberler yayımlandı. Farklı kentlerden öğrenciler de yayımladıkları açıklamalarla tüccar ve pazarcıların protestolarına destek verdiklerini duyurdu. Ekonomik sarsıntının doğrudan nedeni olarak, son günlerde döviz yönetiminden sorumlu isimlerin değiştirilmesi ve yeni politikaların ilan edilmesiyle eş zamanlı yaşanan ani kur dalgalanmaları ve artan enflasyon gösteriliyor. Bu gelişmelerin, iş insanlarının geçim kaynaklarını ve tedarik zincirlerindeki alım-satım faaliyetlerini felç ettiği, bağımsız medya ve uluslararası ajansların aktardığına göre piyasayı kısa sürede bir protesto alanına dönüştürdüğü belirtiliyor.

Protestolar yönetime yöneldi

Bu olayın siyasal açıdan okunması, iki paralel düzeyin ayırt edilmesini gerektiriyor. İlki; mali baskılar, talep düşüşü ve ithalat maliyetlerindeki artışla kendini gösteren geçim düzeyi. İkincisi ise iktidarın performansına ve rantçı kurumlara yönelik kolektif öfkeyi yansıtan sembolik düzey. Başlangıçta sloganlar ve davranışlar ağırlıklı olarak ekonomik nitelik taşırken, kısa sürede dolaşıma giren video ve mesajlar eleştirel bir siyasi boyut ekleyerek bazı sloganları doğrudan yönetime yöneltti.

2022 ayaklanmasından farklı

Bu protesto dalgası, 2022’deki son halk ayaklanması ve 2019’da benzin fiyatlarına yapılan zamla başlayan protestolardan temel olarak farklılaşıyor. Mevcut hareket, Jina Mahsa Emini’nin katledilmesiyle tetiklenen ve kimlik temelli, çok boyutlu bir isyana dönüşen süreçten farklı olarak, kısa vadeli ekonomik gerekçelerden besleniyor. 2019–2022 protestolarında gençler, öğrenciler, kadınlar ve alt sınıflar daha geniş bir hükümet karşıtı siyasal çerçevede örgütlenmişti. Yürüyüşler sürerken yayımlanan çok sayıda video, kolluk kuvvetleri ve çevik kuvvet birliklerinin varlığını, ayrıca başkentin çeşitli bölgelerinde protestocuları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanıldığını gösteriyor.

Protestoculara tehdit

İran İslami Şura Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Galibaf, protestolara çelişkili bir açıklamayla yanıt vererek, “Kötü niyetliler halkın taleplerini kaosa sürüklemek istiyor” dedi; aynı zamanda protestocuları tehdit ederek, “İran halkı düşmanı ve onun sinsi hedeflerini bilir ve protestoların kaosa dönüşmesine izin vermez” ifadelerini kullandı. İran rejiminin son üç yıldaki protestolara verdiği güvenlik temelli yanıtlar bazı yönleriyle benzerlik taşısa da (baskı, gözaltılar ve internet kısıtlamaları), 2019–2022 döneminde yaşananlar –geniş çaplı katliamlar ve dijital platformların kapatılması dahil– çok daha sert ve köklü bir deneyim olarak, bazı bölgelerde toplanma kapasitesinin aşınmasına yol açmıştı.

Sonuç olarak mevcut tablo bir “genel uyarı” olarak okunurken pazar protestoları, ekonominin, geleneksel muhafazakar kesimlerin dahi tahammül eşiğini aşmaya hazır olduğu bir noktaya geldiğini gösteriyor. 

Haber Merkezi - İran’ın başkenti Tahran’da geniş çaplı protestolar devam ediyor. Yüzlerce yurttaş, yaşam koşullarının kötüleşmesi ve fiyatlardaki artışı protesto etmek için sokaklara çıktı. Kısa sürede bu eylemler siyasi bir boyut kazandı ve yönetici kurumlara yönelik doğrudan sloganlar atılmaya başlandı.

Son günlerde paylaşılan video görüntüleri ve bağımsız yurttaş raporları, Tahran’daki Büyük Pazar’ın geniş bölümleri ile İsfahan ve Tebriz’deki birçok ticaret merkezinin kepenk kapattığını ve esnafın sokaklarda toplandığını gösteriyor. Temelde esnaf ve işçilerden oluşan protestocular, riyalin hızlı değer kaybı ve döviz kurundaki ani sıçramayı eylemlerinin başlıca nedeni olarak gösteriyor.

Protesto gösterileri destekleniyor

Aynı zamanda protestoların Kerac, Meşhed, Zencan, Kirman, Hemedan, Ahvaz ve Malard kentlerine, ayrıca Tahran Üniversitesi çevresine yayıldığına dair haberler yayımlandı. Farklı kentlerden öğrenciler de yayımladıkları açıklamalarla tüccar ve pazarcıların protestolarına destek verdiklerini duyurdu. Ekonomik sarsıntının doğrudan nedeni olarak, son günlerde döviz yönetiminden sorumlu isimlerin değiştirilmesi ve yeni politikaların ilan edilmesiyle eş zamanlı yaşanan ani kur dalgalanmaları ve artan enflasyon gösteriliyor. Bu gelişmelerin, iş insanlarının geçim kaynaklarını ve tedarik zincirlerindeki alım-satım faaliyetlerini felç ettiği, bağımsız medya ve uluslararası ajansların aktardığına göre piyasayı kısa sürede bir protesto alanına dönüştürdüğü belirtiliyor.

Protestolar yönetime yöneldi

Bu olayın siyasal açıdan okunması, iki paralel düzeyin ayırt edilmesini gerektiriyor. İlki; mali baskılar, talep düşüşü ve ithalat maliyetlerindeki artışla kendini gösteren geçim düzeyi. İkincisi ise iktidarın performansına ve rantçı kurumlara yönelik kolektif öfkeyi yansıtan sembolik düzey. Başlangıçta sloganlar ve davranışlar ağırlıklı olarak ekonomik nitelik taşırken, kısa sürede dolaşıma giren video ve mesajlar eleştirel bir siyasi boyut ekleyerek bazı sloganları doğrudan yönetime yöneltti.

2022 ayaklanmasından farklı

Bu protesto dalgası, 2022’deki son halk ayaklanması ve 2019’da benzin fiyatlarına yapılan zamla başlayan protestolardan temel olarak farklılaşıyor. Mevcut hareket, Jina Mahsa Emini’nin katledilmesiyle tetiklenen ve kimlik temelli, çok boyutlu bir isyana dönüşen süreçten farklı olarak, kısa vadeli ekonomik gerekçelerden besleniyor. 2019–2022 protestolarında gençler, öğrenciler, kadınlar ve alt sınıflar daha geniş bir hükümet karşıtı siyasal çerçevede örgütlenmişti. Yürüyüşler sürerken yayımlanan çok sayıda video, kolluk kuvvetleri ve çevik kuvvet birliklerinin varlığını, ayrıca başkentin çeşitli bölgelerinde protestocuları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanıldığını gösteriyor.

Protestoculara tehdit

İran İslami Şura Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Galibaf, protestolara çelişkili bir açıklamayla yanıt vererek, “Kötü niyetliler halkın taleplerini kaosa sürüklemek istiyor” dedi; aynı zamanda protestocuları tehdit ederek, “İran halkı düşmanı ve onun sinsi hedeflerini bilir ve protestoların kaosa dönüşmesine izin vermez” ifadelerini kullandı. İran rejiminin son üç yıldaki protestolara verdiği güvenlik temelli yanıtlar bazı yönleriyle benzerlik taşısa da (baskı, gözaltılar ve internet kısıtlamaları), 2019–2022 döneminde yaşananlar –geniş çaplı katliamlar ve dijital platformların kapatılması dahil– çok daha sert ve köklü bir deneyim olarak, bazı bölgelerde toplanma kapasitesinin aşınmasına yol açmıştı.

Sonuç olarak mevcut tablo bir “genel uyarı” olarak okunurken pazar protestoları, ekonominin, geleneksel muhafazakar kesimlerin dahi tahammül eşiğini aşmaya hazır olduğu bir noktaya geldiğini gösteriyor.