SYKP 4’ncü Olağan Konferans ve Kongre sonuç bildirgesini açıkladı

SYKP’nin 4’üncü Olağan Konferans ve Kongresi sonuç bildirgesi açıklandı. “Kapitalizm sadece insanlığı değil, insan dışı yaşamı da tehdit ediyor” ifadelerinin kullanıldığı bildirgede, “Ya sosyalizm ya yok oluş” ifadelerinin artık çok daha yakın bir tehdit olduğu belirtiliyor.

Haber Merkezi- Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP), Eş Genel Başkanları Canan Yüce ve Cavit Uğur'un katılımıyla 7-9 Ağustos'ta gerçekleştirilen 4'üncü Olağan Konferans ve Kongresi’nin sonuç bildirgesi açıklandı.

“Ya sosyalizm ya yok oluş” ifadesinin artık çok daha yakın bir tehdit olarak insanlığın karşısında durduğu belirtilen bildirgede, felaketlerden, ekolojik yıkım, patriyarkal saldırıların artışına dikkat çekilirken, “Türkiye’de ise bu süreç faşizmin bir devlet biçimi olarak inşasının zorlanması ile şekilleniyor” ifadeleri kullanıldı.

Bildirgede devamla şu ifadeler kullanıldı;

“Sanayi 4.0 olarak ifade edilen ve yapay zekaya dayanan sermaye birikim rejimiyle yaşadığı krizden çıkmayı hedefleyen kapitalist egemenlik, devletin bütün olanaklarını kullanarak insanlığı fiziksel ve zihinsel olarak kontrol altına almaya çalışıyor. Dünyadaki otoriterleşme eğilimi; birçok devlet biçimini hayata geçirmiş olan burjuvazinin, gözetlemeden sonra şimdi denetim devleti biçimindeki yeni bir egemenlik sisteminin üretimine işaret ediyor.”

“Kapitalizm sadece insanlığı değil, insan dışı yaşamı da tehdit ediyor”

“Kapitalizmin bu sürecine katlanarak büyüyen ırkçılık, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığı eşlik ediyor. Patriyarkal kapitalizm, kadın emeğine dayalı toplumsal yeniden üretimi içselleştiriyor ve özünün bir parçası haline getiriyor. Tüm bu krizler ve saldırı dalgasıyla birlikte iklim değişikliği, toprağın ve suların kaybı ekolojik krizi derinleştiriyor. Kapitalizm sadece insanlığı değil, insan dışı yaşamı da tehdit ediyor. Tüm bunlar, emekçileri ve dünya halklarını bir yol ayrımına getiriyor. Ya kapitalizm kendini yeniden tahkim edecek ve insanlığı ve insan dışı yaşamı yok oluşa sürükleyecek ya da görkemli bir şekilde ‘gerçek insanlık çağına’ ilerleyerek bütün egemenlik, tahakküm, iktidar, sömürü, cinsiyet ve ezme/ezilme ilişkilerinin, hiyerarşik yapılanmaların topyekûn aşılmasını sağlayacak yolu açacak.”