Süveyda’ya uygulanan kuşatma insani krizi derinleştiriyor
Süveyda halkının tanıklıkları, her geçen gün ağırlaşan, yoksulluk, açlık ve hastalık arasında sıkışmış bir hayatın karanlık tablosunu çiziyor. Kadınlar acilen kuşatmanın kaldırılması çağrısı yapıyor.

ROCHELLE JUNİOR
Süveyda – Geçici Suriye yönetimi ve onlara bağlı çeteler tarafından Süveyda’ya uygulanan kuşatma ikinci ayına girerken, halkın sıkıntıları her geçen gün artıyor. Temel gıda maddelerinde ciddi kıtlık yaşanıyor, hizmetler neredeyse tamamen durdu. Pazarlar neredeyse boş, fırınlarda uzun kuyruklar oluşuyor, su tankerleri sokaklarda dolaşıyor ve sağlık durumu endişe verici şekilde kötüleşiyor.
Kadınların direnişi
Bu kriz ortamında, Süveyda kadınları kuşatmaya karşı etkin ve yaratıcı bir rol üstlenmiş durumda. Un bulunduğunda evde ekmek pişirmek, komşular arasında gıda takası yapmak ve en çok etkilenen ailelere destek sağlamak gibi alternatif çözümler geliştirdiler.
Ağırlaşan kriz
Süveyda’lı kadınlardan İntisar Hamza, bir aydır kuşatma altında olduklarını belirterek, “Kuşatma halkın sıkıntılarını çok artırdı. Açık olan dükkân sayısı çok az. Sebze bulmak bile zor, sadece birkaç çeşit var. Burada insanlar, dışarıda önemsiz görülen ama aslında temel olan şeylerle uğraşıyor” dedi. Temel ihtiyaçların yokluğu nedeniyle hayatın zorlaştığını vurgulayan İntisar Hamza, geçişlerin açılması ve insanca yaşamak istediklerini, ekmek ve ilaç bulmanın giderek zorlaştığını aktardı.
Köyler ve yardımlar da kuşatma altında
Randa Nasr ise, “Kuşatma Süveyda’nın tüm bölgelerinde tam anlamıyla uygulanıyor. Şehre girecek yardımlar bile engelleniyor. Köyüme kuşatma uyguladılar; gömülmesine izin verilmeyen cenazeler kaldı. Giren veya çıkan keskin nişancılar tarafından hedef alınıyor” şeklinde konuştu. Randa Nasr, yıkılan hastanenin artık hizmet veremediğini, hasta kızına gereken malzemelerin bulunmadığını sözlerine ekledi. Elektrik ve su kesintilerinin hayatı felç ettiğine dikkat çeken Randa Nasr, resmi ve dış basının yaşananları çarpıttığını, 44 köyün felaket durumunda olduğunun altını çizdi.
Kuşatmaya karşı yaratıcılık
Hudâ el-Tavil ise, zorluklara rağmen kadınların büyük bir direniş sergilediğini dile getirerek, “Birçoğu evde tandır veya geleneksel fırınlarla ekmek yapmaya başladı. Kimisi elinde olan gıdayı paylaştı, kimisi sebze-meyveyi piyasadan tamamen kaybolmadan konserveleyerek sakladı” dedi. Kadınların bağış toplama ve yemek dağıtma gibi yöntemlerle en çok etkilenen ailelere yardım ettiğini kaydeden Huda el Tavil , bunun Süveyda toplumunun dayanışma ruhunu yansıttığını söyledi.
‘Bir demlik çay bile kaynatamaz olduk’
Mufide Fatih ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “Eskiden ektiğim ürünleri satarak geçiniyordum, ama bu durum ve insanların alım gücünün düşmesiyle işlerim bozuldu. Su kesintisi yüzünden, su bulunsa bile fiyatı çok yüksek. Ekmek almak için uzun mesafeler yürüyüp saatlerce kuyrukta bekliyoruz. Gaz bitti, odun bile kalmadı, bir demlik çay bile kaynatamaz olduk. Durum çok kötü.”
Çocukların ve hastaların bu koşullara mahkûm edilmesini sorgulayan Mufide Fatih, acilen geçişlerin açılması ve kuşatmanın kaldırılması çağrısında bulundu.