Haber Merkezi- İran’da uygulanan idam cezalarına karşı başlatılan “Salı Günü İdamlara Hayır Kampanyası” 96’ncı haftasında devam ediyor. Ülke genelinde 54 cezaevindeki tutsakların, idam cezalarının verilmesi ve uygulanmasına karşı açlık grevi devam ediyor. Birjand Cezaevi’nin de katılımıyla açlık grevi eylemi yapılan cezaevi sayısı 55’e yükseldi.

Kampanya tarafından yayımlanan bildiride, geçen ay İran’daki cezaevlerinde 311 kişinin idam edildiği, bunun 1988 katliamından bu yana benzeri görülmemiş bir sayı olduğu bildirildi; ayrıca geçen haftadan bu yana 59 kişinin daha idam edildiği bilgisi paylaşıldı.

Kampanya açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“96’ncı hafta, İran’daki baskıcı rejimin kendi varlığını sürdürmek için cezaevlerindeki idamları benzeri görülmemiş bir hızla artırdığı bir dönemde gerçekleşiyor. İdamların yaygınlaşması, adil yargılama olmaksızın uygulanması ve sistematik şekilde korku yaratmak için idamların araç olarak kullanılması, temel insan haklarının açık bir ihlali ve açık bir insanlık suçu örneğidir. Bu hafta, Birjand Merkez Cezaevi de ‘İdama Hayır’ mesajını cezaevi duvarlarının arkasından topluma iletenlerin arasına katıldı. Bu hafta, Birleşmiş Milletler’in İran’daki insan hakları ihlallerini kınayan 72’nci karar tasarısının kabulü, iki hukuki gerçeği tescilledi: 1988 katliamının tanınması ve tekrarlanma endişesinin ifade edilmesi, eşi görülmemiş idam sürecinin ve hükümetin idamları korkutma ve baskı aracı olarak kullanmasının kınanması. Buna rağmen rejim, idam ve katliamdan vazgeçmiyor. Ayaklanmada tutuklananlardan

Muhammed Mehdi Soleymani’ye verilen idam cezası, istisnai bir durum değil; protestocuları ortadan kaldırmanın sürekli bir modeli ve geçersiz, siyasi bir yargı sürecinin tipik bir örneğidir. Sadece Kasım ayında 311 idam gerçekleştirildi ki bu, 1988 katliamından bu yana benzeri görülmemiş bir sayı; ayrıca geçen haftadan bu yana 59 kişi, yıl başından itibaren ise toplam bin 479 kişi idam edildi. İdam cezasına çarptırılan mahkumların aileleri, tehditlere, çağrılara, tutuklamalara ve güvenlik baskılarına rağmen, her hafta sokaklarda durarak sevdiklerini savunuyor. Bu protesto, geniş halk desteği ve uluslararası toplumun desteğini gerektiriyor.”