BERÇEM CUDİ

Kobanê – Türkiye 20 Ekim’de Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ile Yeni Kobane mahallesinde bulunan Toplumsal Adalet Meclisi’nin önünü bombaladı. Bombalamada 2 genç yaşamını yitirirken, çocuk, genç ve Adalet Meclisi’nin eş başkanı olmak üzere 3 kişi yaralandı. 23 Ekim’de de Türkiye’ye ait bir SİHA Halep-Kobanê yolunda bir aracı bombaladı. Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Basın İrtibat Merkezi’nin açıklamasına göre Sirîn’den Kobanê’ye tedavi olmak için giden 3 QSD savaşçısı bu saldırı sonucu yaşamını yitirdi.

“Korku yaratmak istiyor”

Fırat Bölgesi İnsan Hakları Derneği Eş Başkanı Sara Qewas, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin yaklaşık dört kez SİHA’larla Kobanê’yi bombaladığını hatırlatan Sara Qewas, “Saldırıların hepsinde de sivil insanlar katledildi. Helince köyü bombaladı. Qumçi köyünde bir sivil araç hedef alındı. En son ise 20 ve 23 Ekim’de yaşanan olaylar gerçekleşti. Kuşkusuz Türk devletinin yapmış olduğu bu saldırıların hiçbirinin hukukta yeri yok. Türk devletinin rahat bir şekilde sivilleri hedef aldığını görüyoruz. Türkiye bu saldırılarla bölge halkı arasında bir korku yaratmak istiyor. Bu Türk devletinin hesabını vermek zorunda olduğu bir suçtur” diye konuştu.

“Siviller hedef alındı”

Yaşanan olayları kayıt altına alarak belgelediklerine dikkat çeken Sara Qewes, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:  “Bu saldırılarda yaralananlar çocuk, gençler ve yaşlılardı. 20 Ekim’de yaşanan olayda sadece sivillerin yaşadığı bir mahalleye saldırılmış olması çok ilginç. Yeni Kobanê Mahallesi’nde İnsan Hakları Derneği de var. Türk devleti saldırdığında hedef aldığı kişilerin kim olduğunu çok iyi biliyordu. Aynı zamanda mahalle yeniden kuruluyor. Türk devleti işgalinden kaçan çok sayıda insan burada yaşıyor. Bu nedenle saldırı planlıdır. Diğer saldırıların devamıdır.”

Sara Qewes, “Birinci düzeyde garantör ülkeleri ve NATO güçlerini suçluyoruz. Türk devletinin tüm saldırıları izlenmiyor ve soruşturulmuyor. Bu nedenle ne yazık ki bu durum devam ederse başka saldırılarla karşı karşıya kalacağız” diyerek dünyadaki insan hakları derneklerine bunun karşısında durmaları ve üzerlerine düşen görevi yerine getirmelerini istedi.