Ruksen Muhamed: IŞİD’in canlanması tüm Suriye için bir tehlike işaretidir

YPJ sözcüsü Ruksen Muhamed, Hol Kampı’nda başlatılan ‘İnsani ve Güvenlik Operasyonu’ hakkında konuştu. IŞİD’’in bölgede ideolojisini aktif hale getirmeye çalıştığını belirten Ruksen Muhamed bunun tüm Suriye için bir tehlike olduğunu söyledi.

HESNA MIHEMED

Hesekê– Demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet temelleri üzerine inşa edilen Rojava Kürdistanı'ndaki devrim yılları boyunca, IŞİD'in temsil ettiği zihniyet bu sistemi yıkmaya çalışmış ve tehdit etmiştir. Bu zihniyete karşı Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Kadın Savunma Birlikleri (YPJ), Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kuzey ve Doğu Suriye halkı tüm bileşenleriyle mücadelesini sürdürmektedir. IŞİD'in Kobanê, Rakka ve diğer birçok yerdeki yenilgisi tüm dünyada yankı bulmuştur. Coğrafi olarak, bölgesel savunma güçleri IŞİD'i yenmiştir. Ancak IŞİD zihniyetinin ve bilincinin kalıntıları bölgede hâlâ kendini yeniden canlandırmaya çalışmaktadır.

Hol kampı, binlerce IŞİD'li aile ve çocuğun kaldığı Kuzey ve Doğu Suriye'nin en tehlikeli kamplarından biridir. Son nüfus sayımına göre Hol kampında yaklaşık 26 bin 539 kişi bulunmaktadır. Bu sayının 9 bin 352'si yabancı, 4 bin 933'ü Iraklı, 15 bin 245'i Suriyeli ve 9'u ise kimliği belirsiz kişilerden oluşmaktadır. Bu kampta IŞİD'i yeniden canlandırma girişimleri birçok kez yaşanmış, ancak SDG, YPJ ve YPG öncülüğündeki bu girişimler, her zaman engellenmiştir.

Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde ve genel olarak Suriye'de IŞİD hücrelerinin yeniden canlandırılması ve harekete geçirilmesinin tehlikeleri hakkında, Hol Kampı'nda yürütülen "İnsani ve Güvenlik" operasyonuna ilişkin YPJ sözcüsü Ruksen Muhamed ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

IŞİD yeniden canlanmaya çalışıyor

Ruksen Muhamed, IŞİD'in aktifleşmesine ve genel olarak Ortadoğu'ya yönelik tehditlerine dikkat çekerek sözlerine şöyle başladı: "IŞİD, yalnızca Ortadoğu'da değil, tüm dünyada birçok silahlı saldırı girişiminde bulundu. Amaç, IŞİD'in terörist ideolojisini yeniden canlandırıp harekete geçirmek. Çünkü zihniyeti ve fikirleri henüz sona ermedi. Bu zihniyete karşı daha büyük ve daha güçlü bir mücadeleye ihtiyaç var. IŞİD zihniyetini yok etmek için tüm taraflardan ortak bir mücadele yürütülmeli. Bölgesel savunma güçleri YPJ, YPG ve SDG olarak, 2014 yılından bu yana bu terörizme karşı mücadelemizi her türlü yolla sürdürüyoruz. Bu zihniyet coğrafi olarak yenilmiş olsa da, saldırıları ve tehditleriyle toplumda yeniden canlanmaya çalışıyor."

‘Suriye'de demokratik bir sistemin olmaması, IŞİD'in önünü açıyor’

Ruksen Muhamed, IŞİD terörist zihniyetinin, sistemin olmadığı yerlerde yeniden canlanma fırsatları bulduğunu belirtti. Ruksen Muhamed, "IŞİD terör örgütü, toplumda sistem veya örgütlenmenin olmadığı yerlerde kendini yeniden canlandırmaya ve aktifleştirmeye çalışıyor. Şu anda Suriye'de demokratik bir sistem, güvenlik ve istikrar sağlanmadığı ve halkı sürekli katliam ve ihlaller yaşadığı için, IŞİD bu noktalardan yararlanarak tekrar aktif hale geliyor" ifadelerini kullandı. IŞİD hücrelerinin yeniden canlanmasına karşı mücadele

Ruksen Muhamed, yaptığı değerlendirmede, bölgede IŞİD hücrelerinin yeniden canlanma tehlikelerini ortadan kaldırmak için Kuzey ve Doğu Suriye'de mücadele yürüttüklerini belirterek, "Bölge savunma güçleri olarak, IŞİD'in bölgede yayılma tehlikesini durdurmak için özel operasyonlar, hamleler ve faaliyetler yoluyla mücadelemizi sürdürüyoruz. IŞİD, özellikle Kuzey ve Doğu Suriye bölgesini hedef alıyor çünkü burada yerleşik bir sistem, IŞİD’li esirlerin ve ailelerinin olduğun bir yer var. Özellikle binlerce IŞİD ailesinin, kadının ve çocuğun kaldığı Hol kampında. Bu da gösteriyor ki, genel bir iş birliği olmazsa, IŞİD'in yayılma tehlikesi kolayca ortadan kaldırılamaz. Suriye'de IŞİD zihniyetine karşı demokratik bir sistem olmazsa, bu bölge IŞİD'in yeniden canlanması için bir zemin haline gelecektir" dedi.

Mevcut rejim, kadınların varlığını veya bileşenlerin kimliklerini kabul etmiyor’

Baas rejiminin yıkılmasından sonra Suriye halkının demokratik bir sistem kurulmasını beklediğini, ancak mevcut durumun bu hayalle çeliştiğini dile getiren Ruksen Muhamed, şöyle devam etti: "Suriye halkı, tüm bileşenlerinin kimliğini tanıyacak demokratik bir sistem bekliyordu. Ancak iktidara gelen rejim, yani Colani liderliğindeki cihatçı Heyet Tahrir el-Şam, Suriye halkının istek ve hayallerine karşı çıktı ve tüm kimlikleri, özellikle de kadınların varlığını kabul etmiyor. Buna karşılık Özerk Yönetim, 19 Temmuz devriminin başlangıcından bu yana, Suriye bileşenlerinin kültür ve kimlikleriyle Anayasa'da yer alabilecekleri demokratik, ademi merkeziyetçi bir Suriye'ye ulaşmak için diyalog ve anlaşmalara her türlü fırsatı veriyor."

IŞİD'e karşı insani ve güvenlik operasyonları

Ruksen Muhamed, IŞİD'in yeniden canlanma girişimlerini engellemek için Kuzey ve Doğu Suriye'de operasyonlar yürütüldüğünü belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Operasyonlar ve hamleler, Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinin güvenliğini ve istikrarını IŞİD hücrelerinin faaliyete geçmesinden korumak için her zaman gerçekleştirildi. Rakka, Hesekê ve bazı kırsal alanlarda gerçekleştirilen son operasyonlar sivilleri korumayı amaçlıyordu. Aynı zamanda amaç, Suriye'yi genel olarak IŞİD'in yeniden canlanmasının tehlikelerinden korumaktı. Bu aşamada, son zamanlarda Hol kampında insani ve güvenlik operasyonları gerçekleştirildi. Bu operasyonun temel amacı, kamptaki çalışanların ve sivil kurumların tehdit edilmesini ve katledilmesini önlemekti. Aynı zamanda, IŞİD'in kamp içinde ve dışında yeniden canlanma planlarını, kendilerine bir yol olarak kurdukları ağları yok etmelerini engellemekti. Operasyon sonucunda 11 IŞİD çetesi tutuklandı ve ağları çökertildi. IŞİD'li kadınlar, kampta çocuk yetiştiriyor. Bu da bizi tehlikeli bir dönemle karşı karşıya bırakıyor."

‘Terörist zihniyete karşı öz savunma çok önemli’

Ruksen Muhamed, IŞİD zihniyetine karşı öz savunmanın önemini vurgulayarak şöyle konuştu: "IŞİD, sistem ve örgütlenmenin olmadığı yerlerde kendini yeniden canlandırma çabalarını sürdürüyor. IŞİD'in gerçekleştirdiği saldırılara devrimin değerlerine saldırılar diyebiliriz. Çünkü IŞİD cihatçılarının zihniyeti insani değil ve kadınların varlığını kabul etmiyor. Rojava Devrimi de insanlık ilkeleri ve kadın öncülüğünün korunması üzerine kuruludur. Bu nedenle mücadelemiz her zaman kadınları ve toplumu korumaya devam ediyor. Gerçekleştirilen saldırılar da kadınların varlığına ve düşüncelerine yöneliktir, bu nedenle öz savunma çok önemlidir. Suriye kıyılarında yaşanan olaylar, kadınların ideolojik olarak örgütlenmemiş ve savunmasız olmaları nedeniyle saldırıların ana hedefiydi. Süveyda'da kadınlar belirli bir ölçüde örgütlenmiş olsalar da yine de katliam ve ihlallerle karşı karşıya kaldılar. Çünkü örgütlenme düzeyleri güçlü değildi. Şengal de aynısı oldu. Savunma olmazsa onurlu, özgür ve demokratik bir yaşam olmaz."

‘Öz savunması olmayan halklar ölümle karşı karşıyadır’

Ruksen Muhamed, bölgesel güçlerin silah bırakması konusu üzerine görüşlerini de dile getirerek değerlendirmesini şöyle tamamladı: "Bu hassas ve kritik aşamada, bölgesel güçlerden silahlarını bırakmaları isteniyor ki bu mümkün değil. Çünkü silahlarımız savaşmak için değil, öz savunma içindir ve böyle bir kararı asla kabul etmeyeceğiz. Kendimizi ve bölgemizi her türlü saldırıya karşı savunmaya her zaman hazırız. Kadınların varlığını hedef alan terör zihniyetine karşı, öz savunmanın en önemli aracı silahtır. Örgütlenme ve sistem, öz savunma temelinde kendini inşa eder ve güçlenir. Bu aynı zamanda örgütlenme, sistem ve savunmanın birbirine bağlı olduğu anlamına gelir. Demokratik ve onurlu bir yaşam sürmek isteyen her kadın, kendini, devrimi ve halkını korumak için savunmasını geliştirmelidir. Çünkü demokratik sistemi koruyanlar kadınlardır. Elimizdeki silah, demokrasinin uygulanması içindir. Savunmasız halk, ideoloji ve düşünce açısından ölümle karşı karşıyadır. Özgürlük olmadan hayatın bir anlamı yoktur ve temel amaçlarımızdan biri savunmadır."