Meslektaşları Nagihan’ı anlattı: Yaşamı ile hakikatin kendisi oldu
Jineoloji Araştırma Merkezi Üyesi Gazeteci Nagihan Akarsel’i yaşamını yitirişinin 2’nci yılında anan ve Nagihan’ı anlatan meslektaşları, Nagihan’ın yaşamı ve mücadelesi ile bir hakikate dönüştüğünü vurgulayarak, “Bu hakikate sahip çıkın” mesajı verdi.
NUCAN ARAS- MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- Federe Kürdistan Bölgesi’nin Silêmanî şehrinde 4 Ekim 2022’de silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Jineoloji Araştırma Merkezi ve Jineoloji Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Gazeteci Nagihan Akarsel, gazetecilikten jineoloji çalışmalarına kadın hakikat mücadelesine önemli katkılar sundu. Yaşamını yitirişinin 2’nci yılında mücadele ve çalışma arkadaşları, Kürt kadınları bulundukları her alanda Nagihan Akarsel için çeşitli etkinlikler düzenleyerek andı.
Nagihan Akarsel’i ajansımıza anlatan meslektaşları, Nagihan’ın hayatını hakikate adadığını belirterek, onun bıraktığı mirası devam ettireceklerini kaydetti.
‘Nagihan paylaşımcı ve etrafındakileri geliştiren biriydi’
Çalışma arkadaşı Nagihan Akarsel’i, “Paylaşımcı, bildiğini paylaşan, etrafındakileri geliştiren biriydi” sözleri ile anlatan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Nagihan’ın kadın haberciliğine özel bir yoğunlaşması olduğunu ve bu konuda yeni bir dilin yaratılması çabası verdiğini belirtti. Dicle Müftüoğlu, konuşmasına şu ifadelerle devam etti:
“Nagihan paylaşımı seven biriydi. Hem haber konusunda hem de genel yaşamında. Haberlerimizi okur, geri dönüş yapardı. Geliştiren ve bildiğini paylaşmayı, öğretmeyi seven, tartışan biriydi. Yine bir kişiyi geliştirmek için onu eleştirmekten kaçınmazdı. Günlük yaşamında da böyleydi. Tüm arkadaşlarla ilgilenirdi, sohbet ederdi, kendi deneyimlerini anlatırdı ve bunların her biri bizim için çok geliştirici oldu. Bu açıdan kendisinden çok şey öğrendiğini belirtebilirim. Hem hayat karşısındaki duruşu hem mücadeledeki duruşu bakışı özelinde kendisinden çok şey öğrendim ve birçok kişide öğrendi. Nagihan kıymetli biriydi. 2 yıldır herkesin dilinde Nagihan var.”
‘Gerçek failler yargılanıncaya kadar mücadele edeceğiz’
Katliamın ardından bir kişinin yakalandığını hatırlatan Dicle Müftüoğlu, esas failin ilk andan itibaren Türk devleti olduğunu bildiklerini vurgulayarak, “Çünkü o dönemde Bağdat Büyükelçisi, bu tarz saldırıların devam edeceğini söylemişti. Yine Nagihan'ın katledildiği süreç Rojhılattaki ‘Jin Jiyan Azadi’ eylemlerinin büyüdüğü bir süreçti, yani tamda bu nedenle hedef alındığını biliyoruz ve ‘Jin Jiyan Azadi’ felsefesinin bir ürünü olarak jineoloji doğmuştu ve bu jineoloji ekseninde Nagihan çalışmalar yürütüyordu. Yine Nagihan yıllarca hakikatin açığa çıkması için mücadele etti ve Nagihan’la aslında hakikatin hedef alındığını görüyoruz. Bu yüzden gerçek failin üzerine gidilmedi. Ama biz Türk devleti ve KDP iş birliği ile bu katliamın yapıldığını biliyoruz. Gerçek failler yargılanıncaya kadar mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.
‘Bu hakikate sahip çıkın’
Nagihan Akarsel’in ardından kadın gazetecilerin Federe Kürdistan Bölgesi’nde ve Kuzey ve Doğu Suriye’de katledildiğini, Rojhilat’ta tutuklandığını ve idam cezası verildiğini ifade eden Dicle Müftüoğlu, “Bunların Kürtlerin hakikat mücadelesin dönük bir saldırı olduğunu biliyoruz. Gülistan Tara verdiği demeçlerden birinde aslında Kürt gazetecilerin verdiği mücadeleyi anlatırken, ‘onlar kanları ile de olsa gerçeklikleri yazdılar’ demişti. Gülistan Tara'nın şahadetine baktığımızda bunu net bir şekilde görüyoruz. Bu şahadet bile bir gerçekliği ortaya koydu. Türkiye’nin gerçeklerden nasıl korktuğunu, hakikatten nasıl korktuğunu ve onu nasıl yok ettiğini her türlü saldırıya baş vurduğunu gösterdi bize. Nagihan’dan Gülistan'a kadar Nujiyan Erhanlara kadar bütün bu özgür basın emekçilerinin özelde de kadın gazetecilerin, yaratımını büyük emekleri olan bu arkadaşlarımızın kalemlerini asla yer de bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız. Tüm kamuoyuna da bu yönde bir çağrınız var; bu hakikate sahip çıkın” dedi.
‘Nagihan Akarsel’in toplumunu tanıyan biriydi’
Gazeteci Ceylan Akbaşlı da kendi varlığını, hakikatini bilen, tanıyan, toplumunun farkında olan ve bunun arayışı içerisinde olanların hedef alındığını belirterek, “Nagihan Akarsel yoldaşın da böyle bir kişiliği vardı” dedi. Ceylan Akbaşlı Nagihan Akarsel’in toplumunu tanıyan biri olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Kadın ve toplum arasındaki köprüyü oluşturdu. Erkek egemen zihniyet kadın ve toplum arasında büyük uçurumlar oluşturmuş, bunu bilen Nagihan yoldaş yaşadığı toplumu tanıyan, kendini bilen biri olarak sisteme karşı ciddi anlam da mücadele geliştirerek, kadın ve toplum arasındaki açılan köprüleri oluşturmada büyük emek sahibiydi.”
‘Öncü kadınları sistem hedef alıyor’
Nagihan Akarsel’in kadın ve Kürt toplumu adına mücadeleyi iddialı bir biçimde yürüttüğünü belirten, Ceylan Akbaşlı, “Bundan dolayı hedef alındı. Şöyle bir gerçeklik var, genelde dünya çapında özelde Kürdistan’da kendi farkına, bilincine varan, yaşadığı toplumu bilen bunun öncülüğünü yapan bir kişiyi sistem kabul etmez çünkü sistemin dışında bir arayışı vardır. Nagihan Akarsel'de kadınlara ve yaşadığı topluma dönük mücadele yürüttüğünden dolayı hedef olmuştur. Faillerin kim olduğunu bilmekteyiz” şeklinde konuştu.
‘Fail devletin kendisidir’
“Nagihan Akarsel yoldaşın faili egemen erkek zihniyeti taşıyan devletin kendisidir” diyen Ceylan Akbaşlı, yürütülen davada şu ana kadar hiçbir sonuç alınmadığına, faillerin yargılanmadığına dikkat çekti.
‘Sistemin yürütmüş olduğu kirli politikaları kaleme aldığı için hedef alındı’
Ceylan Akbaşlı, son süreçte Federe Kürdistan Bölgesi’nde tekrar gazetecilerin hedef alındığına işaret ederek şöyle konuştu: “Bu saldırıları kimlerin neden ve niye yaptıklarının farkında ve bilicindeyiz. Sistemin kadın ve toplum üzerinde geliştirdiği kirli ve özel savaş politikalarını bilen, sistemi bir bütünen analiz eden, topluma öncülük yapan Nagihan Akarsel sistemin yürütmüş olduğu kirli politikaları kaleme alan bir gazeteci olduğu için saldırıların hedefinde olmuştur.”
‘Arkadaşlarımızın mirasına sahip çıkacağız’
Ceylan Akbaşlı, son olarak şunları söyledi: “Kürt kadın gazeteciler olarak mücadele yürüten ve hiçbir zaman tereddüt yaşamayan gazeteci yoldaşlarımızın bizlere bırakmış olduğu mirasa sahip çıkacağımızın, yürüttükleri mücadelenin takipçisi olacağımızın ve onların izinden ilerleyeceğimizin sözünü veriyoruz.”
‘Nagihan Akarsel şahsında Kürt halkını ve kimliği hedef alınmaktadır’
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği Başkanı Roza Metina, konuşmasına Nagihan Akarsel’i sevgi ve minnetle anarak ve Nagihan’ın Özgür Basın’a bırakmış olduğu mirasın takipçisi olacaklarının sözünü yenileyerek başladı. Nagihan Akarsel’in gazetecilikten jineoljiye çok yönlü çalışma yürüttüğünü söyleyen Roza Metina, devamında şunları kaydetti:
“Birçok alanda mücadele yürüttüğü ve Çok kapsayıcı bir kişiliğe sahip olduğu için hedef oldu. Direnişçi kimliği ile öne çıkan kadınlar Nagihan heval gibi hedef alınıyorlar. Güney Kürdistan’da gerçekleşen saldırıda Türk devleti ve KDP iş birliği söz konusu. Fakat Irak ve İran devletlerinin de içinde olduklarını unutmamalıyız. Aralarında yaptıkları anlaşmaların asıl amacı da Nagihan Akarsel şahsında Kürt halkını ve kimliğini hedef almaktır. Failler ve azmettiricilerden hesap sorulsa cezasız bırakılmasa Hêro Bahaddin ve Gülistan Tara yoldaşlar bugün katledilmeyecekti. Nagihan Akarsel yoldaşımızı katledenler bilinmesine rağmen yargılanmamalarının tek nedeni yapılan anlaşmadır.
‘Her zamankinden fazla birlik içinde olunmalı’
Türk medyasında açıkça yeni suikast tehditlerinin yapıldığını hatırlatan Roza Metina, Güney Kürdistan’da MİT örgütlenmeleri ve Türk devletine ait üstlerin bulunduğunu belirterek, “Türkiye’nin bu yaklaşımını teşhir etmek ve kınamak gerekir. Kürdistan’ın birlik içinde olması gerekiyor. Birlik içinde olunmazsa suikast ve katliamlar devam edecek. Her zamankinden daha fazla birlik olmamız gerektiğini unutmamalıyız” dedi. Roza Metina, son olarak katledilen meslektaşlarının faillerinin yargılanması için mücadele edeceklerini ve miraslarına sahip çıkacaklarını söyledi.