Komplonun 26’ncı yıldönümünde binler Amed’de bir araya gelecek

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük 9 Ekim komplosunun 26’ncı yılında Kürdistan ve Türkiye’den binler, “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” sloganıyla 13 Ekim’de Amed’de bir araya gelecek.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin kaldırılarak fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü için tüm dünyada kampanyalar yürütülüyor. Uluslararası düzeyde yapılan çağrılarda Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması ve bir an önce İmralı kapılarının açılması isteniyor.

Demokratik Kurumlar Platformu da 12 Eylül'de “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” sloganıyla Amed ve İstanbul’da basın toplantısı düzenleyerek, 13 Ekim’de büyük bir miting düzenleyeceğini duyurdu. Mitingin adresi İstasyon Meydanı olarak belirlendi. Miting için aralarında sanatçı ve siyasetçilerin de olduğu heyetler, tüm kentlerde miting gününe kadar sahada olacak ve çağrılarda bulunacak. Heyetler; Marmara, Ege, Çukurova, İç Anadolu ve Kürdistan'da halk toplantıları gibi eylem ve etkinliklerle binlerce kişiyle bir araya gelecek. Eylem ve etkinliklerin temel hedefi ise mitinge davet olacak. Ayrıca Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) milletvekillerinin tümü de çalışmalarda yerini alacak.

Kürdistan'ın tüm kentlerinden otobüslerle mitinge katılım sağlanacak. Türkiye kentlerinden de yoğun bir katılım sağlanması bekleniyor.

Kampanyan içinde yer aldıklarını belirten Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Merkez Yöneticisi Avukat Gülşen Demir, hukuki ve toplumsal anlamda yürütülen hukuksuzluğun karşısında olduklarını, mutlak tecride karşı umut hakkını her alanda dile getirmeye devam ettiklerini söyledi. Yine Tevgera Jinen Azad’dan (TJA) Birsen Kulpoğlu da TJA olarak ev ev dolaşacaklarını ve çalışma yürüteceklerini kaydetti.

‘İmralı’da hukuksuzluk günden güne büyüyor’ 

Abdullah Öcalan’ın ne avukatları ne de ailesi ile görüştürülmediğini ve bu durumun yaklaşık 42 aydır devam ettiğini aktaran Gülşen Demir, “Bizler ÖHD üyesi avukatlar olarak çok uzun zamandır Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi gündeme getirme konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Bu noktada hukuki olarak bütün yollara başvuruyoruz. Çok yakın zamanda yaklaşık 1300 avukat ile İmralı’da devam eden mutlak tecride karşı başvurularımız da oldu. Bu tecridin yanı sırada orada yaşananlara dair avukatlarının bilgilendirilmemesi bizlerin mesleki faaliyetini de engelliyor. Buna dair barolara da başvurularımız oldu. Süren bu mutlak tecrit 45’inci aya girmek üzere. Bu tecrit bugün sadece İmralı’da değil, toplumun her alanına sirayet etmiş durumda. Kadınların, toplumun yine çocukların bugün yaşadığı sorunlar bundan farklı değil. Yaşanan hak ihlallerini her alanda görüyoruz ve bu ihlaller karşısında ciddi hukuksuzluklar da sürüyor” ifadelerini kullandı.

‘Toplumun tecrit farkındalığı çok kıymetli’

Bütün topluma sirayet eden bu tecrit politikalarının farkında olmak ve buna dönük çalışma yürütmek gerektiğini belirten Gülşen Demir, “Toplumdaki her bireyin bundan etkilendiğini bilincinde olarak hareket etmesi çok kıymetli ve bu noktada çalışma yürütmek ses çıkarmak gerekiyor. Bunun için demokratik kurumlarımızın bir araya gelişi ile Ekim ayı süresince devam edecek bir kampanya başlatıldı. Bizler de bu tecridin umut hakkı kapsamında ihlal edildiğini hukuken de ifade etmek istiyoruz. Umut hakkı herkesle paylaşılmalı, biz de bu noktada 13 Ekim’de yapılacak mitinge katılım sağlayacağız. Bütün halkı, kurumları ve insan hakları savunucularını davet ediyoruz” dedi.

‘Hukuksuzluğa karşı kadınlar olarak alanda olacağız’ 


        

Kadınlar olarak kampanya boyunca sahada olacaklarını aktaran Tevgera Jinen Azad’dan (TJA) Birsen Kulpoğlu, “Uzun süredir var olan tecridin hukuksuzluğunu her alanda dile getiriyoruz. Bugün başlattığımız bu kampanya yürüttüğümüz çalışmalardan sadece biri. Ekim ayı boyunca bu kampanya aktif olacak ve biz tecride sahada, halkla beraber olacağız. Sadece Kürdistan değil, Batı’da da bunun çalışması yürütülecek. Bu kampanya final mitingi ile sona erecek ancak tecride karşı çalışmalarımız mitingden sonra daha da yoğunlaşacak. Bu kampanyanın amacı yıllardır var olan mutlak tecridi kırarak barış taleplerini dile getirmek. Bu noktada biz TJA olarak kadınlarla görüşmeler yapıp, atölyeler düzenleyeceğiz. Evet, bugün tecrit İmralı’da başladı ama bugün bütün toplumu özellikle de kadınları büyük ölçüde etkiliyor. Bu dünyada başka bir örneği olmayan bir hukuksuzluk, buna karşı uluslararası kurumların sessizliği de Kürt halkına yönelik politikalarını ortaya koyuyor. Devlet politikalarına karşı kadınlarla yan yana durmak ve hem tecridi hem de kadın katliamlarına dur demek için sahada olacağız. Bu kampanyanın bir ayağı da bu olacak, halkla buluşma halkla yan yana gelme. Biz de kadınlar olarak sahada olacağız. Mitinge de güçlü bir katılım sağlayacağız” sözleri ile tecride karşı bütün kadınları mitinge katılmaya davet etti.