KJK’den Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeye dair açıklama

KJK, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile 23 Ekim’de yapılan görüşmeye dair açıklama yaparak, görüşmenin tecridin ortadan kaldırıldığı anlamına gelmediği, İmralı esaretine son verilene dek mücadelenin büyütülmesinin yaşamsal bir önemde olduğu belirtildi.

Haber Merkezi- Kürdistan Kadın Toplulukları (KJK) Koordinasyonu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili ve yeğeni olan Ömer Öcalan ile 44 ay sonra 23 Ekim’de yapılan görüşmeye dair açıklama yaptı. Çok önemli ve anlamlı olduğuna vurgu yapılan açıklamada tecridin sona erdiği anlamına gelmediği uyarısı yapıldı.

KJK Koordinasyonu’nun açıklaması şöyle:

 “Sömürgeciliğe, teslimiyete ve ihanete karşı mermisi bitene kadar savaşıp zılgıtlarla kendini uçurumlardan atarak şahadete ulaşan Ş.Beritan yoldaşı, şehadetinin 32. yılında minnetle, saygıyla ve sevgiyle anıyoruz. Mazlum Doğanlarla başlayan “Direnmek Yaşamaktır” ilkesini fedaice hayata geçiren ve onurlu mücadelemizi taçlandıran Ş.Beritan, kadın ordulaşmasının, kadın hareketinin ve genel hareketimizin öncü çizgisi haline gelerek ölümsüzleşmiştir. Direnmenin hem yaşamak hem de kazanmak olduğunu ispatlayan bu çizgi, PKK ve PAJK militanlığının, HPG ve YJA-STAR gerillasının her daim esas aldığı bir çizgi olmuştur. Bu ruh ihaneti, teslimiyeti, yenilgili ruh halini öldürüp direnişin ve zaferin ruhu olarak mücadelemizin her anında yaşamıştır, yaşamaktadır.

Ekim ayı şehitleri

Ekim ayı aynı zamanda kadın öncü şehitlerimiz olan Ş. Azime, Ş.Meryem, Ş.Helin Çerkes, Ş.Gurbetelli Ersöz, Ş.Ronahi Alman, Ş.Mizgin Türk, Ş.Canda Türk, Ş.Rojin Gevda, Ş.Gülnaz Ege, Ş.Çiçek Kurtalan, Ş.Çiçek Kiçi, Ş.Ruken Bingöl ve Geliye Teyare şehitleri, Ş.Arin Mirkan yoldaşların, fedai şehitlerimiz Rojhat ve Erdal yoldaşların, yine 9 Ekim komplosuna karşı “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemlerini geliştiren büyük fedai yoldaşlarımızın şehit düştüğü aydır. Günümüzde de Bakur’da, Medya Savunma Alanlarında, Zap’ta, Metina’da, Xakurke’de kıyasıya bir savaş yürütülmekte, bu olağanüstü savaşta gerillamız insanüstü bir iradeyle savaşıp şehit düşmektedir. Bu vesileyle tüm Ekim ayı şehitlerimizi ve onların şahsında tüm mücadele şehitlerimizi minnet ve saygıyla anarken, zaferi kazanana kadar mücadeleyi büyütme sözümüzü bir kez daha yineliyoruz.

Önder Apo’dan haber almamız çok önemli bir gelişme

Ekim ayı, bir yandan Önder Apo’ya karşı geliştirilen uluslararası komplonun zamanı olur iken, diğer yandan da bu komployu boşa çıkarmanın zamanı olmuştur. Önder Apo’nun İmralı’daki soykırımcı tecrit sistemine karşı geliştirdiği direniş, bu direnişin izinden ilerleyen gerillamızın olağanüstü direnişi ve yine halkımızın tüm alanlarda durmak bilmeksizin geliştirdiği eylemler, komployu asla kabul etmemede ve zayıflatmada esas rolü oynamıştır. Özellikle de uluslararası alanda Önder APO’nun fiziki özgürlüğüne kilitlenen hamle ikinci yılına girerken, bu hamle önemli gelişmelere yol açmıştır. En son 23 Ekim tarihinde Önder APO ile Ömer Öcalan’ın görüştürülmüş olması, 44 aydır hiçbir haber alamadığımız, sesini duyamadığımız Önder APO’dan bir haber almamız çok önemli ve anlamlı bir gelişme olmuştur. Önder Apo’nun direniş çizgisinden yürüyerek bir an bile mücadeleyi durdurmayan halkımızın, gerillamızın ve dostlarımızın direnişinin bu sonucunu kutluyoruz. Önder Apo’nun selamını almak, sesini duymak ve sağlığının iyi olduğunu bilmek tüm direnenleri sevindiren, moral veren bir gelişme olmuştur. Her koşulda direnmenin, direnişi süreklileştirerek büyütmenin, yaşamak ve kazanmak olduğu gerçeği bir kez daha kanıtlanmıştır.

Görüşmenin yapılması tecridin kalktığı anlamına gelmiyor

Önder Apo bu görüşmede tecritin hala devam ettiğini özellikle vurgulamıştır. Bir görüşmenin yapılmış olması, elbette ki tecridin kalktığı anlamına gelmemektedir. 1 Ekim’den bu yana Cumhur İttifakı cephesinden Önderliğimiz konu edilerek Kürt sorununun çözümü üzerinden söylenen sözler ve yürütülen tartışmalar vardır.  AKP-MHP hükümeti, iktidarı açısından zorlandığı, sıkıştığı süreçlerde böyle taktik oyunlara girişebilmektedir, geçmiş süreçler bu açıdan herkes tarafından çok iyi bilinmektedir.

Esas pusulamız Önder Apo’dur

Gerçek ve demokratik bir çözümün gelişmesi için 90’lı yılların başından itibaren Önder Apo’nun anlamlı ve cesur çabaları, adımları gelişmiştir. Önderliğimiz ve hareketimiz bu konudaki yaklaşımını her zaman net bir biçimde ortaya koymuştur. Burada esas kıstas, Önder Apo’nun muhatap alınması ve samimi, dürüst politikaların geliştirilip adımların atılmasıdır. Adına ne denilirse denilsin bu kıstasın esas alınmadığı bir süreç, yeni bir komplodan, oyundan başka bir anlama gelmeyecektir. Böylesine her bilginin, söylemin birbirine karıştığı, kafaların karıştırıldığı bir süreçte, halkımızın, kadınların ve dostlarımızın çözümün merkezi ve esas adresi olan Önder Apo’ya bakarak doğruyu ve yanlışı ayırt etmesi, buna göre mücadeleyi büyütmesi çok büyük bir öneme sahiptir. Esas pusulamız Önder APO’dur, O’nun söyledikleri ve söyleyecekleridir.

İmralı esaretine son vermeliyiz

Nihayetinde bir görüşme olmakla birlikte Önder Apo’ya uygulanan tecrit bitmemiştir. Bu tecrit bitene ve Önderliğimizin sağlıklı ve güvenlikli bir biçimde özgürce siyaset yürütme koşulları oluşturulana kadar mücadelemizin büyütülmesi yaşamsal bir önemdedir. Bu temelde Önder Apo’ya fiziki özgürlük hamlesi daha büyütülmeli, daha genişletilmeli, herkesin seferber olduğu bir düzeye taşırılmalıdır. Yediden yetmişe herkes canı gönülden bu sürece katılmalı, kadınlar bu sürecin öncülüğünü geliştirmeli, hamleyi ikinci yılında daha üst düzeylere taşırmalı ve İmralı esaretine son vermeliyiz.

KJK olarak tüm kadınları, halkımızı ve dostlarımızı bu kutsal ve anlamlı mücadeleyi büyütmeye, Ş.Beritan ve Ekim şehitlerimizin özgürlük ruhuyla hamleyi zafere taşırmaya çağırıyoruz.

Son saldırıları şiddetle kınıyoruz

Son olarak 23 Ekim akşamından itibaren TC devletinin Tıl Rifat’tan başlayarak Kuzey ve Doğu Suriye, Şengal, Medya Savunma alanlarına dönük gerçekleştirdiği saldırıları şiddetle kınıyoruz. Bu saldırılarda Kuzey ve Doğu Suriye’de bazıları kadın ve çocuk olmak üzere 13 yurttaşımız şehit düşmüş, onlarca sağlık ve hizmet kurumları tahrip edilmiştir. Yine Şengal’de YBŞ’den bir şehadet ve iki yaralanma yaşanmıştır. Şehit düşen yurttaşlarımızın ailelerine, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına, Ezidi halkımıza başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bu insanlık dışı saldırılarla sömürgeci TC devleti hiçbir zaman sonuç almadı, alamayacaktır.”