Kayıp yakını İffet Mutaş: Çobanlara ‘Ali’yi görmediniz mi?’ diye soruyorum
Amed’de 1994’de gözaltına alındıktan sonra kaybedilen kardeşi Ali Tekdağ’ın akıbetini soran İffet Mutaş, “Ben hakkımı katliam yapan hiç kimseye helal etmiyorum. Ne zaman Farqîn’e gitsem ‘Ali, neredesin?’ diye sesleniyorum” dedi.
Amed - Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) kayıpların bulunması ve faillerinin yargılanması talebiyle başlattıkları eylemlerine devam etti. İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 874’üncü haftasında Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Bu hafta 13 Kasım 1994’te gözaltına alınıp kendisinden bir daha haber alınamayan Ali Tekdağ’ın akıbeti soruldu.
Abla İffet Mutaş: 19 kez gözaltına alındı
İlk olarak Ali Tekdağ’ın ablası İffet Mutaş konuştu. “Kardeşim Kürt’üm diyordu. Kardeşimi 19 kere ev baskınında gözaltına aldılar” diyen İffet Mutaş, yeniden gözaltına alındığında kaybedildiğini belirtti.
İffet Mutaş, “94’ten bu yana annem sağ olduğu sürece biz onu aradık. Onu bulmak için çok uğraştık. Eski Doğum Hastanesi yanındaki DGM’de sorduk. Bize ‘Biz Ali Tekdağ’ı görmedik’ diyorlardı. Nasıl bilmiyorsunuz? Hepiniz biliyordunuz. Ben hakkımı katliam yapan hiç kimseye helal etmiyorum. Bizim yaşadığımızı onlarda yaşasın” diyerek adalet istedi. Kardeşinin Farqîn’e götürülerek işkence ile katledildiği yönünde haber aldıklarını belirten İffet Mutaş, “Ben ne zaman Farqîn’e gitsem ‘Ali, neredesin?’ diye sesleniyorum. Çobanlara ‘bir mezar görmediniz mi?’ diye soruyorum. Bizim gözümüz bir mezarın bulunmasında” dedi.
Ali Tekdağ’ın hikayesi
Ardından Ali Tekdağ’ın hikayesini İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Fırat Akdeniz okudu. Ali Tekdağ’ın hikayesi şöyle: “Ali Tekdağ evli 7 çocuk babasıdır. Demokratik Partisi üyesi olan Ali Tekdağ ‘örgüt üyesi olmak’ iddiasıyla 1982'de gözaltına alınır ve tutuklanır. 1985 yılında tahliye olur, sürekli bir şekilde evi basılan ve takip edilen Ali Tekdağ ailesi ile birlikte İzmir’e taşınır. Beli bir süre sonra tekrar Amed’e döner. Yine devletin baskı ve tehditlerine maruz kalır. 12 Şubat 1993’te kardeşi Mehmet Tekdağ, faili meçhul saldırı sonucu katledildi. Ali Tekdağ hapishaneden tahliye olduğu 1985 yılından kaybettirildiği 1994 yılına kadar 19 kez gözaltına alınır. Birçok gözaltın sırasında ağır işkencelere maruz kalır.13 Kasım 1994 tarihinde eşi Hatice Tekdağ ile alışveriş yapmak üzere Dağkapı semtine gider. Hatice Tekdağ’ın anlatımı şöyle: ‘Evden beraber çıktık ve Dağkapı Şekerbank’a kadar dolmuşla gittik. Sonra Ali, ‘5 dakikalık bir işim var döneceğim sen bekle’ dedi. Yaklaşık 15 dakika sonra geldi. Beni tanımazlıktan gelerek, yanımdan geçti. Ardından ‘Ali’ diye seslendim. Bana el işareti ile ‘git’ dedi. Sivil giyimli, telsizli ve uzun namlu silahlı olan 3-4 kişi peşindeydi. Eşim köşeyi dönmek üzereyken koşmaya başladı. Onu takip eden silahlı kişiler ateş etti. Eşim kendini yere attı. Eşim yakalandıktan sonra ceketini çıkarıp başına doladılar. Onu alıp bir binaya girdiler. 10 dakika sonra beyaz bir minibüs geldi. Ali’yi minibüse bindirip çevik kuvvet merkezine doğru gittiler. Ertesi gün DGM savcılığına dilekçe ile başvurdum, Ondan sonra her gün gittim. Yaklaşık 2 ay sonra, kapıdaki polis her gün gelmeme kızarak, bir gün beni savcılığa çıkardı.
Ali ‘beni öldürecekler aileme söyleyin diye bağırıyordu’
Savcı ‘bana şahit Diyarbakır Cezaevinde tutuklu bulunan Seyfettin Demir, Özgür Gündem Gazetesine ‘Ben, Ali Tekdağ ile birlikte gözaltındaydım. Ali ‘beni öldürecekler aileme söyleyin diye bağırıyordu’ şeklinde bir açıklama yapmış. Bu girişimden sonra ev adresimi aldılar ve ‘bir daha buraya gelme’ dediler. O zamandan bu yana eşim ile ilgili her hangi bir bilgi alamadım.’ Bir JİTEM elemanının basında yer alan itirafında ise Ali Tekdağ’ın DEP’liler hakkında ifade vermeye zorlandığı ve 120 gün boyunca ağır işkenceler ile sorgulandığı, ardından öldürülerek Diyarbakır – Silvan arasında bulunan bir dere kenarında gömüldüğünü anlatır. Ailesinin Ali Tekdağ’ın akıbetinin ortaya çıkması için yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kalır. İç hukuk yollarından da bir sonuç elde etmeyen aile davayı AİHM’e taşır. AİHM, Ali Tekdağ dosyasında Türkiye’yi mahkûm eder.
Ali Tekdağ’ın annesi Arife Tekdağ yıllarca oğlunun yaşadığına dair bir haberin gelmesini bekledi. Ne yazık ki Arife Ana da tıpkı Berfo Ana, Fatma Ana, Elmas Ana, Meryem Ana, Asiye Ana gibi çocuğuna kavuşamadan bu hayattan gözü açık bir şekilde göçüp gitti.”
Okunan hikayenin ardından oturma eylemi yapıldı.