“Kadınların karnına silah dayayıp, yola elektrikli tuzak yerleştirdiler”

Merkez Irak Hükümeti ile Federal Kürdistan Bölge Hükümeti arasında Şengal üzerinden sağlanan anlaşmaya karşı Êzidî halkı tam 101 gündür eylemde. PADE üyesi Nafya Meşu, dün gerçekleşen yürüyüşe ilişkin, “Bizi gördükleri gibi zırhlı araçlarla önümüzü kestiler. Kadınların karnına silah dayadılar. Yola elektrikli tuzak yerleştirmişlerdi ki geçen araçlar elektrik akımına kapılsın. Karşımıza çıkan gücün DAİŞ’ten hiçbir farkı yoktu” diyerek direnişe devam edeceklerini belirtti. 
SITÎ ROZ
Şengal- 2014 yılının 2 Ağustos'u 3 Ağustos'a bağlayan gece saat 02.00'da bir çığlık yükseldi. Bu çığlık Şengal'de yaşayan Êzidîlerin çığlığıydı. Tüm dünya Êzidî kadınların, çocukların, gençlerin, yaşlıların DAİŞ tarafından vahşice katledilmesine tanık oldu. 11 Haziran'da DAİŞ Musul'u işgal ettiğinde, Musul'a 126 kilometre uzaklıkta olan Şengal'de halk tehlikenin farkına vararak, imkanları dahilinde silahlanmaya başladı. Buna karşılık bölgenin savunmasından sorumlu olan Peşmerge Bakanlığı, bölgede evinde silah bulunduran herkesin silahlarını teslim etmesi, silah ve cephane bulunduranların cezalandıracağını duyurarak, kimsenin topraklarını terk etmemesi ve kendilerini koruyacaklarının sözünü verdi. 
Halk savunmasız bırakıldı
Bu sözler verilmiş olsa da gerçekte yaşanan bu değildi. 3 Ağustos saat 02.00'da DAİŞ Şengal merkeze 45 dakika uzaklıktaki Êzidî köyleri olan Girk Zerik ile Siba Şex Xıdır köylerine saldırdı. Aynı dakikalarda peşmergeler, DAİŞ'e tek bir mermi sıkmadan bakanlığın kararıyla geri çekilmeye başladılar. Şengal'e bağlı Zorava köyünde peşmergelerin kaçtıklarını gören insanlar, "Gidecekseniz silahlarınızı bırakın biz savaşalım" dedi. Buna karşı peşmergeler bu sırada 3 Êzidîyi katletti. Peşmergelerin alanı terk etmesi üzerine Êzidîler sabah saat 07.00'da çevre köylerden kent merkezine sığınanlarla birlikte Şengal dağlarına doğru yola çıktı. Buraya kadar yaşananlar ve sonrası çok yazıldı, çok çizildi, çok yorumlandı, ancak kimse bu katliamın hesabını soracak hiçbir şey yapmadı. 
Halk 101 gündür çadır eyleminde
Yaşananları dinledikçe ‘taş olsa çatlardı’ dedirten acılar yaşandı o topraklarda. O kadar acıya rağmen yeniden hayata tutunan ve yeni bir yaşama adım atan Êzidî halkı, kendi özsavunmasını oluşturdu, evlerini yeniden inşa etti, kadınlar yaşamın birçok alanında yer alıp kendini örgütledi. Ancak onları savunmasız bırakanlar ise aldıkları kararlar ile kendi ihanetlerini her seferinde göstermekten kaçınmadı. 
Bunlardan biri de Irak hükümeti ve Federe Kürdistan Bölgesi yönetimi arasında 9 Ekim 2020’de yapılan anlaşma… Bu anlaşmada “Şengal Özerk Yönetimi tanımama” ve “Êzidxan Asayişi’nin kapatılması” kararlaştırıldı. Şengal halkı tam 101 gündür kurdukları çadır eylemi ile bu anlaşmaya karşı tepkilerini dile getiriyor. 
Halk asayişleri boşaltma uyarısına karşı ayakta
Haklı taleplerini dile getiren halka yönelik baskılar artarken,  talepler ise Bağdat hükümeti tarafından kulak arkası yapıldı. Bağdat hükümeti Şengal’deki halk asayişlerine asayişleri boşaltma uyarısında bulundu. Bağdat’ın baskılarına karşı Şengal Demokratik Özerk Meclisi (MXŞD) dün tüm Şengal halkına çağrı yaptı. MXŞD’nin çağrısı üzerine dün tüm Şengal halkı, Şengal merkeze kazanımlarını koruma ve asayişlerinin yanında durduklarının kararlılığını göstermek üzerinden akın etti. Sabah saatlerinde Sununi, Xenesor ve çevresindeki köy ve kasabalardan şengal merkeze doğru halk yola koyuldu. Til Ezer çıkışında bulunan Çidala asayişi halkın geçişini engelledi. Geçişleri engellenen halk, asayiş yerinde protesto eylemine başladı. 
Direniş ile barikatlar kaldırıldı
Êzidî kadınlar ve gençlerin direnişleri sonucu asayiş kapısı halka açıldı. Geçen gerginlikte Nadya adındaki kadın başına isabet eden taştan hafif yaralandı. Direniş ile barikatlar kaldırıldı, halk kent merkeze ulaştı. Şengal merkeze Êzidxan asayişinden Devreya Qabeleya kadar yani Şengal çıkışındaki asayişe “hepimiz asayişiz” sloganlarıyla yürüyüş gerçekleştirildi. Irak güçleri Şengal çıkışındaki asayişe yoğun bir güç yığarak halkın önünü almak istedi. Halk tüm baskılara rağmen büyük bir kararlılıkla yürüdü. 
Halkın talepleri yetkililere iletildi
Iraklıların istemi üzerine görüşmeler başladı. Üç gün önce başlayan görüşmeler sonuç almadığı için dün çadır eyleminin “100. Günü”nde kitlesel bir yürüyüş yapıldı. Halkın kararlılığı sonucu dün tekrar görüşmeler başladı. Görüşmeye Şengal Özerk Yönetim Temsilcileri, Dış İlişkiler Temsilcisi Xebat Herbo, TAJE Şengal Sözcüsü Neam Bedel, halkın önde gelenleri ve inanç temsilcileri bir heyet olarak Iraklı yetkililerle görüşme yaptı. Görüşmeye giden heyet halkın taleplerini bir dosya biçiminde Iraklı yetkililere sundu. Halkın taleplerini görüşmek için Bağdat’dan bir heyetin gelip Şengal bileşenleriyle görüşmesi dünkü görüşmede netlik kazandı.  
“Karnımıza silah dayadılar”
Ezidî Özgürlük ve Demokrasi Partisi (PADE) üyesi Nafya Meşu, Merkezi Irak Hükümeti’nin Êzdixan Asayişini kaldırma ve yerine Irak askerlerini yerleştirme kararına karşı dün gerçekleşen yürüyüşten sonra yaşananlara anlattı. Nafya Meşu, “Biz kendi asayişimizi desteklemek için yola çıktık. Bizi gördükleri gibi zırhlı araçlarla önümüzü kestiler. Kadınların karnına silah dayadılar. Yola elektrikli tuzak yerleştirmişlerdi ki geçen araçlar elektrik akımına kapılsın. Kendilerine Iraklı’yız diyorlar ama bunların Irak ile de hiçbir alakaları yok. Bugün karşımıza çıkan gücün DAİŞ’ten hiçbir farkı yoktu” dedi.
“Bir daha asla…” 
“Bize bu yapılanları kabul etmeyeceğiz” diyerek sözlerine devam eden Nafya Meşu, “Elbette ki kadınlar olarak direndik onlara karşı. Bizden tek kişi kalsa bile biz asayişimizi koruyup savunacağız” ifadelerinde bulundu. Hafızanın geride bıraktıklarıyla konuşmasını sürdüren Nafya Meşu, 2014 yılında DAİŞ Şengal’e saldırdığında Irak güçlerinin kendilerini nasıl savunmasız bıraktığını ve nasıl Şengal’i terk ettiğini hatırlattı. “Biz savunmamızı onlara bırakmayız. Bize göstermiş oldukları muamele insanlık ahlakıyla bağdaşmıyor. Yeter artık zulmü kabul etmeyeceğiz” diyen Nafya Meşu, bir daha asla kimseye boyun eğmeyeceklerini ifade etti. 
“Direnmekten vazgeçmeyeceğiz”
Üç aydır asayiş güçlerinin varlığını desteklemek için çadır eyleminde olduklarını söyleyen Nafya Meşu, “Görüşmeler herhangi bir sonuç vermezse, biz üç ay daha nöbet tutarız, farklı farklı eylemler geliştiririz. Ama direnmekten vazgeçmeyiz. Onlar asayişimizi kabul etmiyorsa biz de onları kabul etmeyeceğiz. Irak hükümeti varlığımızı tanımadıkça kadınlar olarak çadır eylemindeki bekleyişimiz devam edecek. Her gün sokaklara çıkıp gösteri yapabiliriz, kimse de gösteri hakkımızı engelleyemez” diyerek, direnişe devam edeceklerini belirtti.