Kadınlar Ortak Tutum Konferansı’nın etkilerini anlattı

Ortak Tutum Konferansı’na katılan kadınlar, etkinliğin bölgedeki halkların birliğini yansıttığını vurgulayarak, konferansa yönelik karalama kampanyalarının Demokratik Ulus Projesini baltalamayı ve ortak yaşam ilkesini zayıflatmayı amaçladığını belirtti.

ŞİRİN MUHAMMED

Qamişlo- Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi’ndeki farklı halklardan kadınlar, Suriye topraklarının birliğinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Ülkenin içinden geçtiği kritik süreçte 8 Ağustos’ta Hesekê kentinde “Birlikteliğimizi güçlendiren çeşitlilik ve yarınımızı inşa eden iş birliği için hep birlikte” sloganıyla düzenlenen Ortak Tutum Konferansı, tüm halkları bir araya getirdi.

400 temsilcinin katıldığı konferansa siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, askeri ve güvenlik birimleri ile dini ve etnik topluluk temsilcileri katıldı. Konferansın amacı; siyasi yapılarda çoklu etnik, dini ve kültürel temsiliyetin sağlanması, yerinden yönetimi güvence altına alan demokratik bir anayasa hazırlanması ve tüm bileşenlerin aktif katılımını sağlamaktı. Konferansta yer alan Süryani, Arap ve Ermeni halklarından kadınlar ajansımıza konuştu.

‘Kadınların mücadelesi barışın teminatıdır’

Hesekê Kent Meclisi Eşbaşkanı ve Süryani bileşeninden olan Xetûn Îsa, “Süryani halkı bu bölgenin yerli halklarındandır, sonradan gelmiş değildir. Konferanstaki varlığımız son derece önemliydi, çünkü bu birlik görüntüsü Suriye’nin geleceği için büyük anlam taşıyor” dedi. Kadınların, devrimin başlangıcından itibaren tüm alanlarda aktif rol aldığını hatırlatan Xetûn Îsa, “Kadının mücadelesi, barış içinde yaşamın teminatıdır. Kadın olmadan hiçbir toplumsal başarı mümkün değildir. Toplumun kurtuluşu, kadının kurtuluşuna bağlıdır” şeklinde konuştu.

Xetûn Îsa, Suriye’nin istikrara kavuşması için tek yolun birlik ve dayanışmadan geçtiğini vurgulayarak, konferansın en önemli çıktılarından birinin tüm Suriyelilerin katılımıyla daha büyük bir ulusal kongrenin düzenlenmesi çağrısı olduğunu söyledi ve “Örgütlülük bize güç kazandırdı, binlerce yıldır içine sıkıştırıldığımız dar çerçeveden çıktık. Bu da birlik ve örgütlenme sayesinde oldu” dedi.

‘Suriyeliler arası diyalog ortak geleceğin yoludur’

Kadın Meclisi Üyesi ve Arap bileşeninden olan Wesayif El-Dendah ise “Devrim, bölge halklarını bir araya getirme fırsatı sundu. Özerk yönetimin oluşum süreci tüm bileşenlerin katılımıyla gerçekleşti ve bu katılım başarının temelini oluşturdu. Adil bir temsiliyetin olduğu ve herkesin düşüncesini ifade edebildiği bir yönetim modeli, Demokratik Ulus Projesinin gerçek ve uygulanabilir bir model olduğunu gösteriyor” dedi.

Konferansın hem Suriye içinde hem de uluslararası alanda geniş ilgi gördüğünü belirten Wesayif El-Dendah, “Farklı halkların bir araya gelip ülkenin geleceğini konuşması, büyük bir mesajdır. Bu, iç barışın temelidir ve ifade özgürlüğünün, çok dilli, çok kültürlü bir toplumun önünü açar” şeklinde konuştu. Wesayif El-Dendah, “Suriye’de çözüm dış müdahalelerle değil, halkın kendi içinde yapacağı diyalogla sağlanır. Dış güçler ancak destekleyici olabilir, dayatmacı olamaz” ifadelerini kullandı. Wesayif El-Dendah son olarak Suriyeli tüm bileşenlerin başkent Şam’da toplanacağı ve benzer bir konferansın düzenleneceği büyük bir buluşma çağrısını “Gerçek ve kapsamlı çözüme giden en doğru yol, herkesin sesinin duyulmasıdır” sözleri ile dile getirdi.

‘Güçlü bir toplumsal bağ oluşturuldu’

Ermeni bileşeninden ve Ermeni Birlik Partisi Üyesi Kohar Xecadorîyan da Demokratik Ulus Projesine olan bağlılıklarını şöyle anlattı: “Ermeni halkı olarak, özerk yönetimin kuruluş sürecinden beri bu yapının içindeyiz. Toplumsal örgütlülüğümüzü kurduk; Ermeni Toplum Meclisi’ni ve Ermeni Kadınlar Birliği’ni oluşturduk. Bu, toplumsal katılımın ve kültürel canlanmanın temelini attı.”

Kohar Xecadorîyan yıllar boyunca diğer halklarla birlikte ortak etkinliklerde yer aldıklarını ve kültürel etkileşim yoluyla güçlü bir toplumsal bağ oluşturduklarını söyleyerek “Konferans, Suriye’nin içinden geçtiği bu zor dönemde oldukça önemliydi. Ermeni kadınlar olarak kadınların birlik içinde hareket etmesi ve Demokratik Ulus fikrinin tüm Suriye’ye yayılması gerektiğini vurguladık” dedi. Kimi çevrelerin konferans sonrası yaptığı açıklamaların gerçekliği yansıtmadığına da değinen Kohar Xecadorîyan “Bütün bileşenlerin bir araya gelmesi Suriye halkı için bir tehdit değildir” diyerek Colani’nin “Bu konferans tüm Suriyelileri temsil etmiyor” sözlerini eleştirdi. Kohar Xecadorîyan şöyle devam etti:

“Konferansın sonuç bildirisi ile 10 Mart Anlaşması'nın hükümlerini karşılaştırdığımızda herhangi bir çelişki görmüyoruz. Her iki belge de Suriye’nin birliği, mültecilerin dönüşü ve tüm halkların haklarının korunması üzerine ortaklaşıyor.”

Kohar Xecadorîyan, son olarak, bu tür etkinliklere yönelik saldırıların tek amacının, özerk yönetim deneyimini başarısız kılmak ve Demokratik Ulus Projesini sabote etmek olduğunu vurguladı.