Kadınlar hayatlarına sahip çıkıyor: “Melek'i serbest bırakarak devlet kendini affettirmelidir”

Yıllarca şiddete maruz kalıp, tecavüze katlanıp ölümle karşı karşıya kaldığı noktada ölmemek için erkekleri öldürmek zorunda kalan kadınlar var. Melek İpek, öz savunmada bulunarak meşru müdafaa hakkını kullanan kadınlardan biri. Ölmemek için öldürmek zorunda kalıp, kendi yaşamına sahip çıkan kadınlar için Feminist Aktivist Hasbiye Günaçtı, “Bir kadın kendini ve çocuklarını, o güne kadar kurduğu hayatını savunuyor. Hayatına sahip çıkıyor. Erkek şiddetti sistemlidir. Erkek egemen sistemin özneleri olan erkekler kendine hak görür. Kadınların kendini savunması ise Melek, Çiğdem, Nevin gibi istisnadır. Meleği serbest bırakarak devlet kendini affettirmelidir” diyor.

Yıllarca şiddete maruz kalıp, tecavüze katlanıp ölümle karşı karşıya kaldığı noktada ölmemek için erkekleri öldürmek zorunda kalan kadınlar var. Melek İpek, öz savunmada bulunarak meşru müdafaa hakkını kullanan kadınlardan biri. Ölmemek için öldürmek zorunda kalıp, kendi yaşamına sahip çıkan kadınlar için Feminist Aktivist Hasbiye Günaçtı, “Bir kadın kendini ve çocuklarını, o güne kadar kurduğu hayatını savunuyor. Hayatına sahip çıkıyor. Erkek şiddetti sistemlidir. Erkek egemen sistemin özneleri olan erkekler kendine hak görür.  Kadınların kendini savunması ise Melek, Çiğdem, Nevin gibi istisnadır. Meleği serbest bırakarak devlet kendini affettirmelidir” diyor. 
Haber Merkezi- Kadınlar eşlerinden, babalarından, ağabeylerinden sistematik bir şekilde şiddet görüyor. Pek çok kadın ölmemek için öldürmek zorunda kalıyor. Kadınlar özellikle eşlerinden evlilikleri süresince fiziksel şiddete ve cinsel istismara maruz bırakılıyor. Yasemin Çakal, Nevin Yıldırım, Çilem Doğan, Semra Özata, Havva Zor, Name Öztürk ve Melek İpek... isimler uzayıp gidiyor. Bir de bahsi hiç geçemeyen kadınlar var. Pek çoğu hiçbir indirimden yararlanamadı. Nevin Yıldırım, ömür boyu hapis cezası aldı. Çocuğunu ve kendisini erkek şiddetine karşı savunan Yasemin, Melek, Havva ve sürekli cinsel saldırısına maruz kaldığı tecavüzcüyü öldürmek durumunda kalan Nevin gibi erkek şiddetine direnen kadınlar, var olan şiddetin yarattığı alternatifsizlik içinde kendi adaletini aramak zorunda bırakılmaları meşru müdafaadır. 
Yargı kadınlara uyguladığı yasaları, verdiği cezaları erkeklere uygulamıyor
Kadınlar mahkemelerde; erkekler gibi “iyi halli” oyunculuk sergileyemiyor. Yargı kadınlara uyguladığı yasaları, verdiği cezaları erkeklere uygulamıyor. Erkek şiddetine karşılık, öldürmek zorunda kalan kadınlar aileleri ve devlet tarafından görünmezleştiriliyor. Sesleri duyulmuyor. Defalarca gittikleri karakollardan korunmadan geri gönderiliyorlar. Bu durumu Name Öztürk’ ün sözleri özetliyor. 
“Üstüm başım kan içerisindeydi ve hamileydim. Polis yanıma geldi ‘Hamilesin’ dedi. Böyle dediğinde bana acıdı sanmıştım ama devamında ‘Kocanın ihtiyaçlarını karşılayamazsın. Bu dönemlerde aile içi şiddete çok rastlıyoruz’ dedi. O polisin de bana şiddet gösteren erkekten hiçbir farkı yoktu.”
“Kadın kendini kurtarmak için öldürür”
Meşru müdafaa, kadınlar için hayatta kalma mücadelesinin aslında ta kendisi! Feminist Aktivist Hasbiye Günaçtı, yıllarca şiddete maruz kalıp, tecavüze katlanıp ölümle karşı karşıya kaldığında artık son noktanın meşru müdafaa olduğuna dikkat çekerken “Meşru müdafaa kadının öldürüleceğini hissettiği andır. Kadınlar, erkekleri öyle öldürmek için öldürmez. Erkek şiddetinden kurtulmak için öldürür. Öldürülmemek için öldürür. Erkek neden öldürür? Sırtını sisteme dayamak, kadını hizaya getirmek, yok etmek, intikam almak ve cezalandırmak için öldürür. Kadın erkeği cezalandırmak için öldürmez. Kendini kurtarmak için öldürür.” 
“Kadının dayanışmadan başka gücü yok”
Kadınların kendi hayatlarını savunmasının münferit bir durum olduğuna dikkat çeken Hasbiye Günaçtı, “Çünkü kadınların silahı, kaba kuvveti ve toplumsal desteği yok. Kadın dayanışmasından başka bir gücü yok” diyor. Kadının tek başına o sistemin öznesiyle karşı karşıya kaldığında hayatına sahip çıkmak zorunda kaldığını ve bunun da öyle bir anda olmadığının altını çiziyor. Hasbiye Günaçtı, Melek İpek’in beraat etmesi gerektiğini söylüyor: “Bir kadın kendini ve çocuklarını, o güne kadar kurduğu hayatını savunuyor. Kadın hayatına sahip çıkıyor. Erkek şiddetti sistemlidir. Erkek egemen sistemin özneleri olan erkekler kendine hak görür. Kadınların kendini savunması ise Melek, Çiğdem, Nevin gibi istisnadır. Kendini savunan kişinin toplumsal konumu ve ona dayatılan hayatı görerek bunu anlayabiliriz. Meleği serbest bırakarak devlet kendini affettirmelidir. Aile bakanlığı kendini affetmelidir. Melek biz seni bu adamın şiddetinden koruyamadık demesi lazım.  Melek gibi kadınların hiçbir çıkış yolu neden yok? Bunun cevabını veremediği sürece devlet, meşru müdafaa ilkelerini uygulayarak hayatını savunduğu için onu beraat etmek zorunda.”
Öldüren erkekler onaylanıyor
Kadınlar ömür boyu hapis cezası alıp, hiçbir indirimden yararlanamazken, erkeklerin ceza indirimi ve haksız tahrik indirimi almasına da değinen Hasbiye Günaçtı, “Erkekler caydırıcı herhangi bir şeyle karşılaşmıyorlar. Kadınları koruyamayan devlet, derhal erkekleri engelleyici bir takım önlemler almalıdır. Asla ceza indirimi yapmamak, kadına şiddet uygulayan erkeğe karşı söylemini değiştirmek gibi bir yol izlemelidir. Bugün hak arayan kadınlara karşı çok sert söylemde bulunan devlet, her gün kadın öldüren erkeklere karşı hiçbir söylemde bulunmuyor. Kadın öldüren erkekler toplum içinde onaylanıyor” diyor. 
Meşru müdafaa hakkını kullanan kadınlar 
Çilem Doğan 
Adana’da kendisini fuhuşa zorlayan erkeği öldüren Çilem Doğan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası almıştı. Evliliğinin 28. gününde şiddete maruz kalmaya başlayan, yaşadığı şiddet ağarlaştığında karakola gidip şikâyet eden, hatta neredeyse bütün karakollarda kaydı olan Çilem’e karakollardan her seferinde “barışın” önerileri geldi. En son Hasan Karabulut, Çilem’i fuhuşa zorlamış bunun üzerine şiddete başladı. Çıkan arbede de Çilem ölmemek için Hasan Karabulut’u öldürdü. Çilem Doğan tutuklandı. Kadınlar Çilem’ in davasına sahip çıktı. Çilem ölmemek için öldürmek zorunda bırakılan tüm kadınların hak talebinin bir sembolü haline geldi. 9 ay tutukluluk süresi boyunca kadınların verdiği destek, tahliye edildikten sonra da devam etti. 
Nevin Yıldırım
Isparta’nın Yalvaç ilçesine bağlı olan Koruyaka köyünde 28 Ağustos 2012 tarihinde 3 yıldır kendisine sistematik bir şekilde tecavüz eden Nurettin Gider’i av tüfeğiyle öldüren Nevin Yıldırım ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Nevin kendisine tüm yaşatılanlara karşın hala cezaevinde.  
Name Öztürk
Name Öztürk, evlendiği günden beri sistematik olarak şiddet gördüğü Kazım Aydemir’i öldürdü.  Kendisini boşandığı Kazım Aydemir’den korumaya çalışırken öldürmek zorunda kalan Name Öztürk, yargılandığı davadan 12 yıl 6 ay hapis cezası aldı. İtiraz üzerine karar İstinaf Mahkemesine gitti. Verilen cezayı bozan mahkeme Name’nin tahliyesine karar verdi. 
Yasemin Çakal
Yasemin Çakal evliliği süresince Özkan Kaymaklı’ nın cinsel saldırılarına ve şiddetine maruz kaldı. Ailesinden yardım istedi, defalarca polise şikâyette buldu. Ancak yaşadıkları o malum güne kadar son bulmadı.  Özkan Kaymaklı, Yasemin Çakal’ı kemerle boğmaya çalışıp, çocuğunu dirseğiyle sıkıştırırken Çakal masada duran bıçakla kendini savundu. 
Semra Özata 
Ordu’da 60 yaşındaki Semra Özata, kendisine sistematik bir şekilde şiddet uygulayan Recep Özata’ yı öldürdü. Semra Özata ve kendisine yardım ettiği iddia edilen kızı tutuklandı. 
Mahkemeye getirilirken kendisine soru soran gazetecilere,  kelepçeli ellerini havaya kaldıran Semra Özata "Çekin gardaşım çekin, hep erkekler mi öldürecek? Bir de kadın öldürsün? O beni öldürecekti ben öldürdüm” dedi.
Havva Zor 
Kendisine ve çocuklarına sistematik şiddet uygulayan eşi Mikail Zor’u öldürmek zorunda kalan Havva Zor’ a karşı “kasten öldürme” iddiasıyla açılan davada müebbet hapis cezasıyla yargılandı. Havva Zor, evlendiğinden beri eşinin hem çocuklarına hem kendisine şiddet uyguladığını, kızı Z.S ‘yi sürekli odaya kilitleyip cinsel istismarda bulunduğunu anlatmıştı.
Melek için imza kampanyası
Melek İpek’in serbest bırakılması için imza kampanyası başlatıldı.
Kampanyanın duyurusunu Şule Çet Dayanışma Platformu sosyal medya hesabından yaptı. change.org üzerinden başlatılan kampanya metninde şunlar belirtildi: 
“Melek İpek 8 Ocak 2021 tarihinde nefsi müdafaa yaparak evli olduğu erkeği öldürmüştür. 
Melek İpek ifadesinde belirttiği gibi: çocuklarını ve kendisini korumak için nefsi müdafaa hakkını kullanmıştır. Melek İpek saatlerce işkenceye ve cinsel saldırıya maruz bırakılmıştır. Ölme pahasına çocuklarının üzerine kapanmış, çocuklarını korumuştur. Tüfeği ilk eline alan Ramazan İpek’tir. Yaşanan arbede sonucu ateş alan tüfekle ölüme sebep olsa da. Melek İpek olay yerinden kaçmayarak direkt 112’yi arayıp olayın jandarmaya bildirilmesini söyleyip, cinayeti kendisinin işlediğini söyleyip jandarmaya teslim olmuştur. Ardından gözaltına alınan Melek İpek 9 Ocak tarihinde tutuklanmıştır. Melek İpek derhal serbest bırakılmalıdır.
Sen de serbest bırakılmalı diyorsan bu imza kampanyasının daha fazla kişiye ulaşması için paylaş!”
Kampanya metninde ayrıca Melek’in verdiği ifadesi de yer aldı.
(Özgür Kaya)