Kadın tutuklular Karçak Cezaevi’nde kötü koşullarda tutuluyor

Evin Cezaevi’nden Karçak Cezaevi’ne nakledilen kadın siyasi tutuklular, aşırı sıcak, hijyen eksikliği, yetersiz havalandırma gibi ağır koşullar altında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Hak savunucuları uluslararası kurumları acil müdahaleye çağırıyor.

Haber Merkezi- Evin Cezaevi’nden Varamin’deki Karçak Cezaevi’ne yaklaşık 15 gün önce zorla nakledilen kadın siyasi tutukluların yaşam koşullarına dair endişe verici yeni bilgiler kamuoyuna yansıdı. “Werîşe Muradî’ye Özgürlük” kampanyası tarafından yayımlanan açıklamada, zorla nakledilen tutukluların hem fiziksel hem de ruhsal sağlıklarının ciddi tehdit altında olduğu belirtildi ve uluslararası insan hakları kurumlarına acil müdahale çağrısı yapıldı.

Kampanyanın açıklamasına göre, Karçak Cezaevi’nin karantina koğuşundaki tutuklular, ağır yaz sıcaklarında yeterli havalandırma olmadan, sağlıksız ve onur kırıcı koşullarda tutuluyor.

Temel yaşam koşulları yok sayılıyor

Açıklamada, tutukluların kaldığı koğuşlarda altyapı eksikliği ve hijyen sorunlarının dikkat çektiği, tuvaletlerde ilk günlerde lağım suları aktığı, ardından yüzeysel bir şekilde çimentoyla üzerinin kapatıldığı ancak halen kullanılamaz olduğu bildirildi. Tutuklular çamaşır yıkamak için tencere kullanmak zorunda kalırken, yeni yapılan küçük bir havuzun çamaşır yıkamak için kullanıldığı aktarıldı.

Mutfakta patlama riski, kantin erişimi engelli

Cezaevindeki mutfağın yalnızca bir ocak ve semaverle işlediği, yeni getirilen sanayi tipi ocağın ise patlama riski taşıdığı için kullanılmadığı ifade edildi. Ayrıca açıklamada şu bilgilere yer verildi: “Tutsaklar, kantinlerden yalnızca birine sınırlı erişim sağlayabiliyor. Spor salonu ve diğer ortak alanlar ise yeni gelen siyasi tutuklulara kapatılmış durumda.

Tutukluların kaldığı koğuşlarda üç katlı ve yalnızca 65 santimetre genişliğindeki ranzalar, temel oturma ve hareket etme hakkını dahi kısıtlıyor. Geleceğe dair belirsizlik, sosyal izolasyon ve kötü fiziki koşullar tutukluların psikolojik sağlığını da olumsuz etkiliyor. Kimi mahkûmlar aileleriyle sınırlı şekilde iletişim kurabiliyor, ancak yetkililer şikâyetlere cevap vermiyor.”

Uluslararası topluma çağrı: Sessiz kalmayın

Kampanyanın açıklamasında, Evin Cezaevi kadın koğuşuna yapılan baskın sonrası gerçekleşen bu zorunlu naklin, kadın siyasi tutuklulara yönelik sistematik bir baskı politikasının parçası olduğu ifade edildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Kadın siyasi tutukluların kriz koşullarında Karçak Cezaevi’ne gönderilmesi, doğrudan bir cezalandırma ve sindirme girişimidir. Bu açık bir insan hakları ihlalidir ve uluslararası toplumun sessizliği, bu ihlallerin meşrulaştırılmasına yol açacaktır.”

Açıklamanın sonunda, Birleşmiş Milletler İran Özel Raportörü başta olmak üzere tüm insan hakları kuruluşlarına acil müdahale çağrısı yapılırken, siyasi baskıya karşı direnen tüm kadınlara dayanışma mesajı verildi.