Kadın örgütlerinden Şerife Muhammedi’nin idam cezasının onanmasına tepki
Şerife Muhammedi’nin idam cezasının onanmasına ilişkin açıklama yapan Kürt Kadın Parlamenterler ve Kürt Kadın İlişkiler Merkezi uluslararası demokratik kamuoyuna seslenerek, “Her yerde idamlara karşı çıkın ve dayanışma gösterin” dedi.

Haber Merkezi- Kürt Kadın Parlamenterler ve Kürt Kadın İlişkiler Merkezi (REPAK) işçi hakları aktivisti Şerife Muhammedi’ye verilen idam cezasının onanmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Kürt Kadın Parlamenterlerin açıklamasında, İran’daki kadınların durumunun derin bir endişe ve öfkeyle takip edildiğini, Jîna Emînî’nin katledilmesinden sonra ve ardından başlayan “Jin jiyan azadî” ayaklanmasının ardından kadınlara yönelik sistematik baskılar, şiddet, işkence ve tutuklamaların artarak devam ettiği kaydedildi.
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
“Kadınların eşitlik, özgürlük ve onurlu bir yaşam taleplerine karşı uygulanan bu politikalar, yalnızca kadınlara yönelik bir saldırı değil, aynı zamanda toplumun tüm temel haklarına yöneltilmiş açık bir saldırıdır. İran rejimi, kadın mücadelesini, kadın bedenini ve onların iradesini susturma ve bastırma hedefiyle sistemli bir şekilde hedef almaktadır. Ancak biz inanıyoruz ki bu baskı yöntemleri kadınların haklı ve meşru taleplerini durdurmaya yetmeyecektir.
İdam tehdidi insani değerlerle çelişmekte
Bu baskıların en çarpıcı örneklerinden biri, özgürlük mücadelesinin sembolleri haline gelen Peşxan Ezîzî ve Şerîfe Mihemedi'dir. Şerîfe Mihemedi 2023 yılından bu yana cezaevindedir. 2024 yılında hakkında verilen idam kararı her ne kadar 12 Temmuz 2024’te iptal edilmiş olsa da, son günlerde bu karar yeniden onaylanmıştır. Bu karar, yalnızca onun yaşamına yöneltilmiş hukuksuz bir tehdit değil, aynı zamanda rejimin kadınlara karşı yürüttüğü sistematik şiddet ve baskı politikalarının açık bir göstergesidir. Kadın hak savunucularının sesini susturmak amacıyla verilen bu idam tehdidi, uluslararası hukuk, insan hakları sözleşmeleri ve temel insani değerlerle çelişmektedir.
Kürt Kadın Parlamenterleri olarak, dünya kamuoyuna, insan hakları kuruluşlarına, kadın hareketlerine ve tüm demokratik sivil toplum örgütlerine çağrımızdır: Bu adaletsiz uygulamalar, idam kararları ve keyfi tutuklamalar karşısında sessiz kalınmamalıdır. Sessizlik, daha büyük zulümlerin önünü açacaktır. Uluslararası toplumun, Şerîfe Mihemed’in ve tehdit altındaki tüm kadınların yaşam hakkını savunmak için harekete geçmesini, İran rejiminin kadınlara yönelik baskı politikalarına karşı somut adımlar atmasını talep ediyoruz.
Kadın özgürlüğü olmadan toplum özgür olamaz
Kadın özgürlüğü mücadelesi meşrudur. Biz, İran’ın Rojhilatê Kurdistan bölgesindeki direnişçi kadınların yanındayız ve onların zorbalığa karşı yükselen sesini destekliyoruz. Talebimiz, Şerîfe Mihemed’in ve tüm tutuklu kadınların derhal serbest bırakılması ve onlara yönelik tüm şiddet, baskı ve idam tehditlerinin son bulmasıdır. Uluslararası mekanizmaları görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz; çünkü çok iyi biliyoruz ki kadın özgürlüğü olmadan hiçbir toplum gerçekten özgür olamaz.”
Kendi özgürlüğü için mücadele eden yüzlerce kadın gibi, o da rejimin hedefi oldu
REPAK’ın İran’da kadınlara ve muhaliflere yönelik baskıların arttığını belirterek Şerife Muhammedi’ye verilen idam cezasının onanmasını kınadı.
REPAK’ın açıklaması ise şöyle:
"Tarih boyunca sadece savaş ve yıkımla kendisini savunan ve varlığını sürdüren rejimlere baktığımızda, ülkelerinde hiçbir zaman huzur ve barışı tesis edemediklerini, tersine sürekli daha derin bir kaosa sürüklendiklerini görüyoruz. İran’daki Molla rejimi de, en kritik dönemlerde bile halkının yanında olmamış, onların sesine ve taleplerine kulak vermemiştir. Halkın çıkarlarını savunmak yerine, her geçen gün daha da şiddete başvurarak ülkeyi çıkmaza sürüklemiştir.
Tarihte çokça örneği vardı; iktidarını sadece tekeli üzerine kuran, halkın taleplerini göz ardı eden rejimler hiçbir zaman varlığını koruyamamıştır, ancak haksızlık ve adaletsizliklere karşı halkının yanında duran ve çözümü için çabalayan rejimler mutlaka başarıya ulaşmıştır.
İnsan haklarının çiğnenmesine, şiddete, sömürüye ve adaletsizliğe karşı mücadele eden Şerîfe Muhammedî hakkında verilen idam kararı, hukukun üstünlüğüne dayalı bir adalet sistemi değil; erkek egemenliğini koruyan, kadınların yaşam hakkını hedef alan bir zihniyetin ürünüdür. Reşt kentinde yaşayan Şerîfe Muhammedî, Aralık 2023’te “devlet karşıtı propaganda” suçlamasıyla tutuklandı. 4 Temmuz 2024’te İran Devrim Mahkemesi tarafından idama mahkûm edildi. Ancak itiraz sonucu, 12 Aralık 2024’te bu karar iptal edildi. Ne var ki, yalnızca iki ay sonra, 13 Şubat 2025’te Devrim Mahkemesi’nin 2. Dairesi aynı cezayı tekrar onadı.
Kendi özgürlüğü için mücadele eden yüzlerce kadın gibi, o da rejimin hedefi oldu. Halklar bu adaletsizliği görerek sessiz kalmadılar ve kalmayacaklar. Çünkü her sessizlik, yeni adaletsizliklere yol veriyor ve onların hukuk maskesi altında meşrulaştırılmasına zemin hazırlıyor.
İdam cezalarına son verin
İran’daki Molla rejimi, sadece kadınların değil, insan haklarını savunan ve sesini yükselten herkesin düşmanı olduğunu defalarca kanıtlamıştır. Binlerce insan farklı gerekçelerle hapishanelere doldurulmuş, birçoğunun akıbeti hala bilinmemektedir. Hak talebi suç sayılmış, ölüm ise tek çare gibi gösterilmiştir. Böylesine ağır zulüm ve zorbalığın hüküm sürdüğü bir yerde sessizlik ya da geri çekilme mümkün değildir. Çözüm üretmek yerine, her girişimi erkek egemen sistem için bir tehdit saymakta ve zor yoluyla bastırılmaktadır. Bütün bunlar dünyanın gözü önünde yaşanmakta ve her geçen gün daha da artmaktadır.
Biz REPAK olarak İran rejimine çağrıda bulunuyoruz: İnsan haklarına karşı işlenen suçlara, kadınlara yönelik sistematik saldırılara ve idam cezalarına son verin. Çözümün ve huzurun tek yolu, demokratik anlayış, halkın sesinin ve hakların korunmasıdır. Ayrıca uluslararası demokratik kamuoyuna sesleniyoruz: Özgürlük isteyen halkların sesi olun, her yerde idamlara karşı çıkın ve dayanışma gösterin."