“Her türlü sömürü ve ayrımcılığa karşı mücadele edilmelidir”

Tunus’un ev sahipliği yaptığı ve farklı ülkelerden Dünya Kadın Konferansına katılan genç kadınlar, her türlü sömürü ve ayrımcılığa karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus– Tunus'ta düzenlenen 3’üncü Dünya Kadın Konferans’ı dördüncü gününde devam ediyor. Çeşitli ülkelerden konferansa katılan genç kadınlar ajansımıza konuştu. Türkiye’den katılım sağlayan feminist aktivist Jansîr Denîr, "21’inci yüzyıldaki gelişmelere rağmen kadın köleliği devam ediyor. Kadına yönelik tüm ihlallere son veren bir toplumsal devrim olmadan adalet ve eşitlik sağlanamaz. İnsanların, sermayenin ve devletin şiddetine ve kapitalist sistemlerin yıkımına karşı bilinçli ve örgütlü bir mücadele çağrısında bulunuyorum. Biz kadınlar Türkiye'de ve Kürdistan'da yıllardır mücadele ediyoruz, kadının özgürlüğüne inanıyoruz ve özgürlüğümüzün toplumlarımızın özgürlüğünden bağımsız olmadığını çok iyi biliyoruz. Dünyanın her yerindeki kadın işçileri kadın özgürlüğü, tam eşitlik ve şiddete karşı mücadele etmeye çağırıyorum” dedi.

“Eşitliğe giden yol uzundur”

Alman gençlik aktivisti Ana Qu, dünyanın farklı ülkelerinden kadınların deneyimlerini paylaşmaktan mutluluk duyduğunu çünkü  kadınlara yönelik devam eden baskının ardındaki gerçekleri  anlamasını sağladığını söyledi. Ayrıca Ana Qu, eşitliğe giden yolun uzun olduğunu da vurguladı.

“Feminist bilinç oluştu”

Fransız-Alman Aktivist Jonî Jo, eşitliğe giden yolun zor olduğunu çünkü kadın haklarını koruyan yasaları tanımayan emperyalist uluslararası rejimlerin olduğunu kaydetti ve şöyle ekledi: "Konferansta cesaret verici olan şey,  feminist bilincin oluşmasıdır. Kadınlara karşı uygulanan her türlü sömürü ve ayrımcılığa karşı yasalar çıkarılarak mücadele edilmelidir. Kadınların ve genç kızların konferansa geniş katılımı, gerçek bir feminist devrimin başlangıcıdır."