HDP Kadın Meclisi “ Kadınlar İçin Adalet” kampanyasının startını verdi
HDP Kadın Meclisi “Kadınlar için Adalet” kampanyasının startını polis ablukası ve engellemelere rağmen verdi. Çok sayıda HDP’li kadının katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Ayşe Acar Başaran, “Adaletsizliklere karşı isyanımızı haykırarak örgütlü direnişe dönüştürelim. Bu erkek egemen sistemi kadın iradesi ve dayanışmasıyla biz değiştireceğiz. Biz kazanacağız!” dedi.
Haber Merkezi- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi “Kadınlar için Adalet” kampanyasının startını vermek için HDP’li kadın vekiller ve HDP’li kadınların katılımıyla Kuğulu Park’ta bir araya geldi. Ancak Kuğulu Park’ta saatler öncesinden başlayan polis ablukası ile pandemi gerekçe gösterilerek kadınların açıklama yapmasına izin verilmedi.
Basının da görüntü almasına izin vermeyen polis, vekillerle gerçekleştirdiği görüşme sonucunda yalnızca vekillerin açıklama yapmasına izin verdi. Burada kısa bir açıklama yapan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran polis ablukasının kadınlara engel olamayacağını vurguladı.
“Bu ülkede adalet mumla aranmaya başlandı"
Ayşe Acar Başaran şunları söyledi: “Biz HDP Kadın Meclisi ve bileşenlerimizle beraber bugün ülkenin içinde bulunduğu adaletsizliğe karşı kadın kampanyamızın startını vermek ve ‘Kadınlar için Adalet’ demek için burada toplandık. Bu ülkede adalet mumla aranmaya başladı. AKP ve MHP yıllardır ama özelde son 5 yıldır toplumu nefessiz bırakmak istiyor ve en çok etkilenenler maalesef kadınlar. Kadınlar yaşamın her alanından izole edilirken, katledilirken burada gördüğünüz abluka yok, güvenlik yok ama kadınların adalet çığlığı ablukaya boyun eğmiyor. Meclis’ten sadece bir kaç metre uzaktayız. Biz Meclis’in 3’üncü büyük partisiyiz ama bize sayı hesabı yapılıyor. Bunu başaramayacağınızı bir kez daha söylüyoruz. Toplum buna biat etmiyor. Kadınlar politikalarınıza diz çökmüyor. Bunun en yakın örneği cezaevinde bulunan Leyla Güven, Ayşe Gökkan, Figen Yüksekdağ, Gülten Kışanak arkadaşlarımız. Onlarca, yüzlerce arkadaşımız kadın çalışması yürüttüğü için rehin alındı. Büyük engelleme çalışmalarına, saldırılara ve ablukalara rağmen Meclis’i, sokağı terk etmiyoruz. Herkes için adalet demekten vazgeçmeyeceğiz. Bunu engellemeye çalışıyorsanız tarihe bakın. Bu bir güç gösterisi değil. AKP MHP’nin elinde kalan tek şey zor aygıtıdır. Topluma bir vaadi kalmadı. Zor aygıtıyla ayakta kalmaya çalışıyorsunuz ama kadınlara zor işlemez, saldırı işlemez. Birazdan partimizde kampanyamızın startını vereceğiz. Meclis’te de olacağız, sokakta da olacağız.”
Açıklamasını alkış ve “Kadın yaşam özgürlük”, “Jin jiyan azadî” sloganları eşliğinde sonlandıran Ayşe ve HDP’liler, HDP Genel Merkezi’ne doğru ilerledi.
Büklüm Caddesi’nde bulunan HDP Genel Merkezi’nin önünde toplanan çok sayıda HDP’li kadın, üzerinde “Kadınlar için adalet” yazılı yelekler giydi ve maskeler taktı, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Kadın yaşam özgürlük” sloganları attı.
Parti binası önünde bir araya gelen kadınlar mor kurdeleli zincir oluşturdu. Ardından Ayşe Acar Başaran, “Kadınlar için adalet” kampanyasının startını vermek üzere açıklamada bulundu.
“Kadınlar düşmanca saldırılarla susturulmak isteniyor”
Yaşanan adaletsizliklere karşı partilerinin 8 Şubat’ta “Herkes için adalet” kampanyasının startını verdiğini hatırlatan Ayşe, bu kampanya kapsamında HDP Kadın Meclisi olarak bileşen kadın yapılarıyla birlikte cinsiyetçi, militarist, kadın düşmanı politikalara karşı “Kadınlar için adalet” dediklerini ifade etti.
Toplumun dinamik ve direnen kesimi olan kadınların düşmanca saldırılarla susturulmak istendiğine işaret eden Ayşe Acar Başaran, “İktidarını, kendinden olmayanları yok sayarak tekçilik üzerinden inşa eden AKP; yaşadığı siyasi krizden çıkmanın yollarını, başta kadınlar olmak üzere muhalif kesimleri susturmaya çalışarak, baskı ve zulüm aygıtlarını en ağır şekilde kullanarak bulmaktadır. Faşizmin kurumsallaştığı, ülkenin adeta açık bir cezaevine çevrildiği, yürütülen savaş politikaları ile toplumun bir bütünen tecrit altına alınmak istendiği bir süreç yaşanmaktadır” dedi.
“Tecrit insanlık suçudur”
Topluma dayatılan tecride ve adaletsizliğe karşı en büyük tepkinin cezaevlerinden geldiğine dikkat çeken Başaran, başta Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış mutlak tecridin kalkması ve cezaevlerinde işkence boyutuna varan hak ihlallerinin son bulması için başlatılan açlık grevinin 75. gününe girdiğini vurguladı. Başaran şöyle devam etti: “Bilinmelidir ki tecrit bir insanlık suçudur, adaletsizliğin ta kendisidir. Tecrit bugün savaşın, kadına yönelik şiddetin, açlığın, yoksulluğun, işsizliğin adı olmuştur. Şüphesiz ki bu tecrit ve adaletsizliği en çok hisseden kesimlerden biri de kadınlardır.”
Ayşe Acar Başaran kampanyanın başlıklarını da özetledi:
*Siyasi kadın tutsaklar için adalet
Erkek siyaset karşısında toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan ve bunun mücadelesini veren kadınlar AKP-MHP ittifakının hedefi haline gelmektedir. Kadın seçilmişlerimiz demokratik siyaset yürüttükleri, kadın özgürlük mücadelesi verdikleri, çıktıkları mahkemelerde yargılanan değil, yargılayan oldukları için rehin tutulmaktadır.
‘Bizi rehin tutanların tarihteki hükümleri bir mahkeme tutanağı kadar bile olmayacak’ diyen Figen Yüksekdağ, ‘Ben kaçmak istesem sizin ruhunuz duymazdı’ diyen Leyla Güven, ‘Sizin devletinize tapmak zorunda değilim’ diyen Ayşe Gökkan, 12 Eylül darbecilerine diz çökmeyen Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Aysel Tuğluk, Şevin Alaca ve adlarını sayamadığımız tüm seçilmişlerimiz için; erkek egemenliğine karşı eşitlik, özgürlük, adalet mücadelesi yürüttüğü için tutuklanan, ‘SİYASİ KADIN TUTSAKLAR İÇİN ADALET’ diyoruz! Çıplak aramaya maruz kalan, birincil ihtiyaçlarına dahi ulaşamayan, çocukları ile birlikte cezaevinde kalmak zorunda bırakılan, cezaları bittiği halde tahliye edilmeyen, keyfi disiplin cezalarıyla infazları yakılan, insanlık dışı koşullarda yaşamaya zorlanan tüm KADIN TUTSAKLAR İÇİN ADALET diyoruz.
* Kadın kırımına son kadınlar için adalet
Kadın katliamları adeta bir kadın kırımı haline gelmektedir. Ve bu veri bir savaş tablosunu çağrıştırmaktadır. Keza AKP iktidarı döneminde en az 7 bin 600 kadın katledilirken, binlercesi şiddetin her türlüsüne maruz kalırken kadınlar, fail erkekleri aklama kurumu haline gelen adliye koridorlarında verilen kararlarla ölüme mahkûm edilmektedir. Ceza vermek yerine ödüllendiren erkek yargıya karşı en büyük kazanımımız olan İstanbul Sözleşmesini savunmak için ‘Kadın kırımına son, kadınlar için adalet’ diyoruz.
* Eşbaşkanlık sistemini savunan kadınlar için adalet
Dünyada örnek olan, ülkemizde ‘suç’ olarak hedef haline getirilen ‘eş başkanlık’ sistemi, yargılama konusu yapılmaktadır. Kadınların, erkek egemen yönetim anlayışına karşı uzun mücadeleler sonucu elde ettiği eş başkanlık sistemi, yerel yönetimlerimizde uygulamaya konulmuştur. Ancak, halk iradesine atanan kayyımlar, kentlerimizi erkekleştirmekle kalmayıp, kadına yönelik şiddetle mücadele merkezlerimizi, kadın sığınma evlerimizi kapatarak kadınların başvuracağı mekanizmaları yok etmek istemiştir. İşte tam da bu yüzden kayyımcı rejime karşı ‘Eşbaşkanlık sistemini savunan kadınlar için adalet’ diyoruz!
* Yoksulluğa mahkum edilen kadınlar için adalet
Erkek egemen kapitalist düzen içerisinde ucuz iş gücü olarak görülen, emeği sömürülen, kamusal alanda mobinge uğrayan, ev içi emeği görülmeyen kadınlar pandemi süreci ile birlikte işsizliği, yoksulluğu en ağır şekilde yaşayan kesimlerin başında gelmektedir. Şiddeti doğuran koşulların sorumlusu olan bu iktidar, biat etmeyi, ‘makbul kadın’ olmayı dayatmaktadır. Yoksulluğun karşısında kadınlar güvencesiz istihdama karşı güvenceli istihdam, işyerlerinde yaşanan ayrımcılığa adaletsizliğe karşı eşit işe eşdeğer ücret diyerek yaşamın her alanında ‘Yoksulluğa mahkum edilen kadınlar için adalet’ diyoruz.
* Özsavunmasını yapan kadınlar için adalet
Militarist ve cinsiyetçi politikaların erkekliği yücelttiği Türkiye’de, erkekler iktidarın ‘cezasızlık ödülünden’ cesaret alarak kadınlara şiddet uygulamaktadır. Erkek şiddetine maruz kalan kadınlar başvuracağı bir mekanizma bulamamasından kaynaklı öz savunmasını yapmak zorunda kalmaktadır. Erkek şiddetinin her türlüsüne maruz kalan kadınlar, yaşamlarını savunmak zorunda bırakıldıkları için erkek yargının kendini en bariz şekilde gösterdiği alanlardan olan mahkemelerde adaletsizlikle karşı karşıya kalmaktadırlar. Kadına yönelik şiddet uygulayan erkeklere cezai yaptırım çoğu zaman uygulanmazken, infaz yasası ile serbest bırakılırken bugün öz savunmasını yapan kadınlar ağır cezalara çarptırılmaktadır.
Erkek şiddetine karşı ‘Özsavunmasını yapan kadınlar için adalet’ diyoruz.
* Yaşamı ve doğayı savunan kadınlar için adalet
Doğa düşmanı ataerkil düzene karşı yaşam alanlarını savunan kadınlar, rant politikalarına ses çıkarmaktadır. Kentlerini, köylerini, mahallelerini sermayedarların insafına terk etmeyen kadınlar, ekoloji mücadelesi vererek doğa katliamına dur demektedir. HES, kömür, maden, rant yapılaşmasına karşı verilen mücadelelerin ön saflarında köyünü, ormanını, deresini yani; ‘Yaşamı ve doğayı savunan kadınlar için adalet’ diyoruz.
* Genç kadınlar için adalet
Kürt illerinde özellikle genç kadınlar üzerinden yürütülen kirli savaş politikaları ile birlikte bugün onlarca kadın katledilmişken bu suçu işleyen kolluk güçleri elini kolunu sallayarak dışarıda yaşamaya devam etmektedir. Boğaziçili genç kadın öğrenciler ve onlarla dayanışma içinde olan üniversiteli kadınlar, erkek-devlet şiddetine karşı direndikleri için saçlarından sürüklenerek işkenceye ve cinsiyetçi hakaretlere uğradı. İktidarın en fazla yöneldiği kesimler arasında yer alan ‘Genç kadınlar için adalet’ diyoruz.
LGBTİ+ bireylere yönelik nefret söylemleri giderek artmaktadır. Boğaziçi direnişinde de gördüğümüz gibi farklı cinsel yönelime sahip bireyler, iktidar yetkilileri tarafından hedef gösterilmektedir. Ayrımcılığın olmadığı, farklı renklerin suç olarak görülmediği bir toplum için ‘Adalet’ diyoruz.
Adaletsizliğin adı olan, sokakları, evleri, fabrikaları, okulları hapishanelere çeviren, kadınları tecritle nefessiz bırakan AKP-MHP faşist blokunun kadın düşmanı politikalarına itirazımız var. Mumla aranan adaleti bu ülkeye biz kadınlar getireceğiz. Tüm baskılara karşı her alanda, her meydanda, her kürsüde ‘Kadınlar için adalet’ diye haykıracağız.
Buradan tüm kadınlara çağrımızdır. 8 Mart’a giderken; eşit, özgür ve adil bir yaşam için, savaşa karşı barışı savunmak için, yaşanılabilir bir toplum için, yaşam alanlarını savaş ve yoksulluktan kaynaklı terk etmek zorunda kalan mülteci ve göçmen kadınlar için, gasp edilen haklarımızı geri almak ve kazanımlarımıza sahip çıkmak için, yaşanılan tüm bu adaletsizliklere karşı isyanımızı haykırarak örgütlü direnişimize dönüştürelim. Bu erkek egemen sistemi kadın iradesi ve kadın dayanışmasıyla biz değiştireceğiz. Biz kazanacağız. Kadınlar için adalet!”
Kadınlar Şubat ayı boyunca "Kadınlar için adalet" diyerek alanlarda olacak
HDP Kadın Meclisi’nin bugün deklare ettiği “Kadınlar için adalet” kampanyasının eylem ve etkinlik detayları da açıklanarak, kadınların Şubat ayı boyunca bir dizi eylem ve etkinlik gerçekleştireceği de kaydedildi.
Açıklanan program şu şekilde:
“*10 - 17 Şubat tarihleri arasında çıplak arama, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, öz savunmasını uygulayan kadınlara ilişkin zincir eylemleri ve park etkinlikleri düzenlenecek.
*15-20 Şubat tarihleri arasında merkezi olarak belirlenen 4 yerde açlık grevleri, tecrit ve kadın tutsakların durumunu içeren paneller yapılacak.
*19 Şubat tarihinde HDP kadın milletvekilleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ile diğer kurumlar ve bileşen kadın yapılarıyla birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararının uygulanması ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin HDP Kadın Meclisi’nin organizesiyle İstanbul Çağlayan Adliye binası önünde açıklama yapılacak.
*23 Şubat tarihinde HDP kadın milletvekilleri, İç Anadolu HDP Kadın Meclisi ile birlikte Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde ‘Kadın Kırımının Önlenmesi’ için açıklama yapılacak.”
Açıklanan programda ayrıca Ankara, İstanbul ve Diyarbakır’da kadın kurumları ile buluşmaların gerçekleştirileceği belirtilerek, İstanbul’daki buluşmaya HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın da katılacağı ifade edildi.