Hasta tutuklular R Tipi Cezaevlerinde ölüme terk ediliyor
R tipi Cezaevi’nde bir başına bırakılan tutukluların durumunun daha da kötüleştiğine dikkat çeken Avukat Rihan Gök, “R tipleri hasta tutuklulara dönük tecridi daha da derinleştiriyor. Tutuklular hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamıyor” dedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- Kürdistan ve Türkiye cezaevlerinde hasta tutukluların yaşam koşulları günden güne zorlaşıyor. Binden fazla hasta tutuklunun ve yüzlerce ağır hasta tutuklunun bulunduğu cezaevlerinde mahpuslar, hem sağlık hem de yaşam haklarına erişemiyor. R Tipi Cezaevleri ise hasta tutuklular için tecrit ortamını derinleştiriyor.
Kişileri rehabilite etme amacıyla açılan ve Türkiye’de iki yerde bulunan R Tipi Kapalı Cezaevleri ağır hasta tutukluların gönderildiği yerlerden biri. Bu cezaevlerine dair gözlem ve izlenimlerini aktaran Diyarbakır Barosu Cezaevleri İzlem Komisyonu Genel Sekreteri Avukat Rihan Gök, cezaevlerinde çok ciddi akut ve kronik problemler yaşadığına dikkat çekti. Özellikle hasta tutuklular için durumun daha ciddi bir boyutta olduğunu aktaran Rihan Gök, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) verdiği “cezaevinde kalabilir” raporlarıyla beraber koşulların daha zor bir hale geldiğini söyledi.
‘ATK raporları akıl dışı’
Verilen raporların hukuki ya da bilimsel değil, siyasi bir saikle verildiğini belirten Rihan Gök, konuşmasının devamında şu değerlendirmelerde bulundu: “Ağır hasta tutuklulara verilen ATK raporlarını bizler akıl dışı buluyoruz. Buna ilişkin yine ‘cezaevinde kalamaz’ denilen ATK raporları da savcılık engeline takılıyor. Bu ret sonrası cezaevinde hasta tutuklular için daha zor koşullar baş gösteriyor. Bu da hasta tutukluların yaşam ve sağlık hakkının ihlal edildiğine dair önümüzde büyük bir gerçeklik olarak dönüyor. Yine hasta tutuklular hastaneye gidişlerde ağız içi arama ve kelepçeli muayeneye maruz bırakıldıkları için çoğu zaman tedavi haklarını kullanamıyorlar. Bu yaşam hakkına ne kadar pervasızca yaklaşıldığını göstermektedir.”
‘Hasta tutuklular tekerlekli sandalyeye dahi zor erişim sağlıyor’
Hasta tutuklular için inşa edildiği iddia edilen R Tipi Cezaevlerinin söylenildiği imkânları sağlayamadığına değinen Rihan Gök, R tiplerinin hasta tutuklular için uygun koşullarda olmadığının altını çizdi. Pek çok sorunun yaşandığı cezaevinde hasta tutukluların tek başına bırakıldığını bu durumun kişilerdeki hastalığa kötü etki ettiğini belirten Rihan Gök, “Hasta tutuklular refakatçisiz kalıyorlar, kendi bakımlarını ve kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olmalarına rağmen kendileri için bir refakatçi alınmamaktadır. Genelde odada bulunan bir diğer kişi de hasta tutuklu oluyor. İki tarafta kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Burada kişilere temin edilmesi gereken tekerlekli sandalye ve buna benzer medikal ihtiyaçlar var. Ancak bunlar sosyal destek kapsamında değerlendirilmemekte, hasta tutuklunun yakınları tarafından temin edilmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
‘Hasta tutuklular R Tipi Cezaevinden çıkmak istiyor’
R Tipi Cezaevlerinde hem koğuşların hem sağlanan koşulların hasta tutuklular için hayatı kolaylaştırmadığına dikkat çeken Rihan Gök, kendi ihtiyacını dahi karşılayamayan tutuklulara oda temizliğinin de bırakıldığına yer verdi. Hasta tutukluların tecrit içerisinde tecridi yaşadığını kaydeden Rihan Gök, konuya dair şu aktarımlarda bulundu: “Tekerlekli sandalye ve yatağa bağlı olan hasta tutuklular kendi ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyorken odanın temizliğinin hasta tutukludan beklenmesi çok akıl dışıdır. Bu da sistematik bir şekilde uygulanan kötü bir uygulamadır. O kadar kötü koşullar barındırıyor ki R tipinde kalan tutuklular normal cezaevlerine geçmek istiyor. Tutuklular diğer cezaevinde koğuş arkadaşlarının kendilerine baktığını ve R tipine göre daha çok ihtiyaçlarını karşıladıklarını dile getiriyor. Aslında talebin tam tersi olması gerekirken, tutuklular ihtiyaçları karşılanmadığı için orada kalmak istemiyor. Bu da şu sonucu doğuruyor ki hasta tutuklular burada tecrit altında tutuluyor. Yine R tipleri iddia edildiği gibi hasta tutuklular için uygun bir alan değil.”
‘Kalıcı adımlar atılmalı’
Cezaevinde bulunan Hanife Arslan, Makbule Özer ve Besra Erol gibi yaşı ilerlemiş ağır hasta tutuklulara da dikkat çeken Rihan Gök, yaşanan sürecin toplumun vicdanını yaraladığını ve ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan kadınların bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini dile getirdi. Bu noktada etkili adımların atılması ve ortak bir mücadelenin yürütülmesi gerektiği çağrısında bulunan Rihan Gök, “STK’ler, tüm hukukçular yine doktorlar bu konuda duyarlı olmalılar. Bu süreçte etkin bir çalışma yürütülsün. Tutuklulara dair verilen kararlar hukuki değil siyasidir. Buna ilişkin ciddi bir mücadele yürütülmelidir. Bizler bu noktada yaptığımız başvuru ve itirazlarla ihlallere karşı hukuki bir mücadele veriyoruz. Ancak bu mücadelenin daha da büyütülmesi ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması gerekiyor” dedi.