MEDİNE MAMEDOĞLU

Mêrdin - Baskı ve hak ihlalleri ile gündemden düşmeyen cezaevlerinde son 9 ay içerisinde 44 tutuklu yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren tutuklulardan bazıları tedavi edilmediği için yaşamını yitirirken birçoğu da şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Cezaevi idarelerinin “intihar” dediği bu ölümlerin gerçek nedenleri ortaya çıkarılmazken, yaşamını yitiren tutukluların aileleri ise yaşanan ölümlerin intihar değil cinayet olduğuna dikkat çekiyor.

9 ayda 44 tutuklu yaşamını yitirdi

Son süreçte yaşam hakkı ihlalleri ile birlikte artan ölümlere dair konuşan Garibe Gezer’in annesi Halime Gezer, “Benim kızımın failleri ortaya çıkarılsaydı bu ölümler yaşanmazdı” diyerek artan tutukluların şüpheli ölümlerine tepki gösterdi.  Garibe Gezer, Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde maruz kaldığı işkence ve tecavüzden sonra 9 Aralık 2021 tarihinde katledildi. Cezaevi idaresinin “intihar” dediği olaya kimse inanmazken, Garibe Gezer’in süngerli odada yaşamını yitirmesi ve olaydan sonra konuşmak isteyen tutuklulara ceza verilmesi de ölümdeki şüpheleri artırdı.

Soruşturmada bir ilerleme yok

Garibe Gezer’in ölümüne dair “kasten öldürme” suçundan başlatılan soruşturmada henüz bir yol kat edilmezken, gizlilik kararı bulunan dosyada avukatlarda herhangi bir bilgiye ulaşamıyor. Soruşturma dosyasında bir gelişme yaşanmazken, Garibe Gezer’in maruz bırakıldığı işkence ve tecavüz suçlamalarının yer aldığı dosyada halen Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) bekletiliyor. 

“Kızımdan sonra onlarca tutuklu katledildi”

Kızının ardından Garibe gibi onlarca kişinin cezaevlerinde yaşamını yitirdiğine yer veren Halime Gezer, yaşanan ölümlerin intihar değil cinayet olduğuna dikkat çekti. Cezaevlerinde olan tutukluların işkence gördüğünü ve sonrasında katledildiğine değinen Halime Gezer, “Kızım Garibe’yi bir yıl önce öldürdüler. Ondan sonra da tutukluları öldürmeye başladılar. Şimdiye kadar cezaevlerinde 40’ın üzerinde insanı öldürdüler. Anne babalarının üzerine gidip taziye kurmalarına izin vermiyorlar. Onları yıkamaya izin vermiyorlar” şeklinde konuştu.

“Hasta deyip tutukluları katlediyorlar”

Halime Gezer, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “40 kişiyi Garibem’den sonra katletmişler. Onlar ‘kendini öldürdü ya da hastaydı’ diyorlar, yalan söylüyorlar. Benim kızım hasta değildi, tutukluydu onu öldürdüler sonra beni arayıp ‘o kendini öldürdü’ dediler. O kendini nasıl öldürecek, tek hücrede süngerli odadaydı. Kendini öldüremezdi, nasıl öldürecek. Yemeğini götürüp önüne veriyorlardı, onu öldürdüler sonra da ‘kendini öldürdü’ dediler. Onu rüyamda gördüm, ‘kızım nasılsın neden saçını taramadın” dedim, bana “anne sabah kalkıp saçımı tarayacaktım ama gelip beni öldürdüler” dedi.  Beni öldürüp gittiler dedi. Yalan söyleyip o kendini öldürdü diyorlar.”

“Bu davanın peşini bırakmayacağız”

Gizlilik kararı olan dosyanın peşini bırakmayıp takipçisi olacaklarını söyleyen Halime Gezer, “Kıyamete kadar da 10 yıl geçse de biz davamızın peşini bırakmayacağız. Davamızın arkasındayız ve kızımın katilerinin peşindeyim. Bu davayı AİHM’e taşıyacağım, isterlerse bu katili de cezaevindeki ölümlerin katilerini de bulurlar. O kadar annenin ciğerini yaktılar. Benim kızımı yerde sürüklediler, bütün elbiselerini çıkardılar, ardından tek hücreye koydular. Kışın 4 saat camı açık bırakıp kızımı o odada beklettiler. Kimse bunu kabul etmez” sözleriyle yaşanan işkenceye dikkat çekti.

“Garibe’nin sesini benden aldılar”

Devletin çocuklarını esir edip katlettiğini söyleyen Halime Gezer, son olarak da Garibe’nin sesinin kendisinden alındığını ifade ederek şunlara değindi: “Savcılar, hâkimler herkes birbirinin arkadaşı, hepsi birbirine destek veriyor. Bizi öldürüp katlediyorlar, bizleri sokaklara atıp onlar yaptı diyorlar. İnsanın eli kendini öldürmeye gider mi? Cezaevinde olmasına rağmen kızımın en azından sesi bana geliyor diyordum ama kızımın da sesini benden aldılar, onu da katlettiler. Cezaevindeki herkesi katlediyorlar, hepsine işkence ediyorlar.”