Halebli Mona: Yeni bir Suriye’nin inşasına katkıda bulunmak istiyoruz

Yarım asırdan fazla bir süredir Haleb’te yaşayan ve tarihsel birçok sürece tanık olan Mona Al-Ahmad, yeni Suriye’nin inşasında kadınların yer almasını isteyerek, “Geleceği inşa etmenin bu zorlu koşullarda çabalarımıza bağlı olduğunu biliyoruz” dedi.

GUFRAN AL-HABIS

Haleb- Suriye krizinin başladığı son 13 yılda özellikle halklar yaşamın her alanında birçok zorlu koşulla karşı karşıya kaldı. Yarım asırdan fazla bir süredir Suriye’nin Halep şehrinde yaşayan ve şehrin tarihsel süreçlerine tanık olan Mona Al-Ahmad, Haleb’in tanık olduğu değişimlere ve bu değişimlerin hem kendi kişisel yaşamında hem de kentteki kadınların yaşamında bıraktığı izlere dikkat çekti.  

Altı çocuk annesi olan Mona Al-Ahmad’in 10 torunu var. Zorlu deneyimler yaşayan Mona Al-Ahmad, “Eskiden basit bir hayatımız vardı. Hayat zor olmasına rağmen istikrar içinde yaşıyorduk. İnsanlar eğitimlerini devam ettiriyordu ve sağlık durumları iyiydi. Ama biz kadınlar olarak hiçbir zaman özgürlüğün tadını çıkaramadık. Bize zayıf bir varlık gözüyle bakılıyordu” dedi. 

‘Kadınlar eğitim alanında başarı elde etti’

Kadınların yaşamın her döneminde birçok kısıtlama ve zorlukla karşı karşıya kaldığını dile getiren Mona Al-Ahmad, sözlerine şöyle devam etti: “Eğitim olmasına rağmen kadınlar için fırsatlar kısıtlıydı. Bizim yapabildiklerimizle toplumun izin verdiği arasında büyük farklar var. Tabi bazı kadınlar bu kalıpları kırdı ve bu mücadele sayesinde oldu. Özellikle kadınlar sağlık ve eğitim alanlarında önemli başarılar elde etti. Geleneksel bakış açısı bizi birçok konuda sınırlandırsa da tüm bu zorluklara rağmen bu kısıtlamaları başarıyla aşabilen kadınlar ve kız çocukları var. Bu durum, Haleb'teki kadınların bu koşullar altında hedeflerine ulaşmak için çabalama iradesini yansıtıyordu.”

‘Savaş insani ilişkileri etkiledi’

“Savaş her şeyimizi elimizden aldı” sözleriyle konuşmasına devam eden Mona Al-Ahmad, savaşın etkileri üzerine şunları söyledi: “Savaş günleri korkularla doluydu, aileler parçalandı ve çok sayıda kayıp verdik. Günlük hayatımızın bir parçası olan yerinden edilmenin yanı sıra, sürekli yiyecek ve ilaç arıyorduk. Zaman geçtikçe sürekli bombardımanlar nedeniyle savaş anları çok trajik bir hale geliyordu. Savaş birçok ailenin parçalanmasına ve kadınların acılarının artmasına neden oldu. Bu da onların bütünlüklerini kaybetmelerine neden oldu ve en büyük yükü üstlenmek zorunda kaldılar. İnsanlar da birbirinden uzaklaşmaya başladı ve herkes tecrit halinde yaşadı. Savaş insani ilişkileri çok fazla etkiledi.”

‘Yeniden inşada yer almak için var gücümüzle çalışıyoruz’

Esad rejiminin düşmesinin ardından yaşananlara dikkat çeken Mona Al-Ahmad, "Rejimin düşmesinin ardından normal hayata dönmeye çalışıyoruz ve bunun zor olduğunu biliyoruz. Bugün ekonomik olarak birçok zorlukla karşı karşıyayız. Ülkenin içinden geçtiği süreçler nedeniyle aileler yoksulluk içinde yaşıyor, fırsatlar çok az, fiyatlar sürekli artıyor ve geçinmek zorlaştı. Sadece günlük ihtiyaçlarımızı güvence altına alıyoruz. Aynı zamanda kadınlar olarak bu ülkenin yeniden inşasının bir parçası olmak için var gücümüzle çalışıyoruz” ifadelerinde bulundu.

‘Geleceği inşaa etmek çabamıza bağlı’

Kadınların savaş ve baskının olmadığı yeni bir Suriye'nin inşasına katkıda bulunmak istediklerini ifade eden Mona Al-Ahmad, “Çünkü geleceği inşa etmenin özellikle bu zorlu koşullarda çabalarımıza bağlı olduğunu biliyoruz” dedi.

‘Göç edenlerin geri dönmesini arzu ediyorum’

Suriye’de büyük değişimin bir parçası olacaklarını vurgulayan Mona Al-Ahmad, “Haleb'in güvenli ve istikrarlı olmasını, yeni neslin bizim yaşadıklarımızdan daha iyi fırsatlara sahip olmasını istiyorum. Suriye harika bir ülke ve Suriyeliler insanca bir yaşamı hak ediyor. Güvenli bir yaşam arayışı için farklı ülkelere göç eden insanlarımızın da geri dönmesini arzu ediyoruz. Yıllarca sürgüne katlandılar, umarım geri dönerler, yanımızda olurlar ve Suriye’nin yeni inşasına katkıda bulunurlar” şeklinde konuştu.

Savaş ve kaos istemediklerini dile getiren Mona Al-Ahmad, hayallarine dair, “En çok ümit ettiğim şey; büyükanne rolüne geri dönebilmek. Torunlarımı sevgi ve şefkat ortamında etrafımda toplamak istiyorum. Hepsini bir arada görmek istiyorum. Her zaman neşe dolu olan bir yerde mutlu bir şekilde yaşamak istiyorum” ifadelerini kullandı.