‘Hakikat için canla başla çalışan gazetecilerin mücadelesi devam edecek’

Türk devletinin saldırısı sonucu gazeteciler Gülistan Tara ile Hêro Bahadîn’in katledilmesini kınayan Doğu Kürdistanlı kadınlar, hakikat için canla başla çalışan gazetecilerin mücadelesinin ardılları tarafından devam edeceğini söyledi.

LANÊ MUHAMMEDÎ

Urmiye – Türk devletinin, Federe Kürdistan Bölgesi’nin Silêmanî kentine bağlı Seyîdsadik ilçesinde 23 Ağustos’ta gerçekleştirdiği SİHA saldırısında gazeteciler Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn yaşamını yitirdi. Türk devleti Kürdistan’da hakikati açığa çıkaran ve özgürlük mücadelesi yürüten kadınları sürekli hedef haline getiriyor. Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez, Evin Goyi, Nagihan Akarsel, Hevrîn Xelef, Yadê Eqîda, Zeyneb Saroxan, Zehra Berkel ve daha birçok kadın öncü, Türk devletinin ve çetelerinin saldırıları sonucu yaşamını yitirdi. Irak ve Kürdistan Bölgesi hükümetlerinin sessizliğinde Türk devletinin Federe Kürdistan’a yönelik işgal saldırıları devam ederken, kadınlarda özel savaş politikalarına karşı her alanda direnişlerini sürdürüyorlar. Kuzey Kürdistan’dan Doğu Kürdistan’a kadar dört parça Kürdistan’daki kadınlar, kadın düşmanı politikalara karşı direnişleriyle tüm dünya kadınlarına da ilham oluyorlar. 

Konuyla ilgili ajansımıza konuşan Doğu Kürdistanlı kadınlar, kadınlara dönük yaşanan saldırılara tepkilerini dile getirdi. 

‘Mücadeleleri ardılları tarafından devam ettirilecek’

Mahabadlı hak savunucusu Sahar Naderi, "Şehitlerin kutsal yolu önünde eğiliyorum. Kadın öncüleri hedef almak, Türkiye'deki faşist iktidarın kadın mücadelesinden ne kadar korktuğunun göstergesidir. Kadın gazeteciler hakikat ve özgürlük için canla başla çalıştılar ve onların mücadelesi ardılları tarafından devam ettirilecek” dedi. 

‘Ortadoğu’da devlet terörü var’

Makulu gazeteci Ronak Vahedi, “Türk devletinin gazetecilere yönelik saldırısını kınıyorum. Türk devleti gazetecileri katlederek, gerçekleri gizlemeye çalışıyor. Türk devleti Fransa’da, Rojava’da, Federal Kürdistan’da kadın öncülere suikastlar düzenliyor. Türk devletinin Gazeteci Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’e yönelik yaptığı saldırı ne ilktir ne de son. Ne yazık ki bu durum devlet terörü bataklığına saplanan Ortadoğu'da her gün tanık oluyoruz” şeklinde konuştu.

‘Türk devletinin yaptığı soykırım ve toplu katliamın açık bir örneğidir’

Urmiye'de yaşayan siyasi analist Sana Mamandi ise, Türk hükümeti tarafından kadın aktivistlere yönelik saldırıları kınayarak, şu ifadelerde bulundu: "Türk devleti kendi sınırları dışına çıkarak başka ülkelerde kadın öncüleri ve gazetecileri hedef alıyor. Türk devleti, Federal Kürdistan’da sivil aktivistlere ve siyasi muhaliflere suikastlar düzenliyor. Türk devletinin işlediği suçlara karşı uluslararası alanda ise bir sessizlik durumu söz konusu. Türk devletinin suikastları SİHA ve İHA’larla yeni boyut kazandı. Türk devletinin yaptığı soykırım ve toplu katliamın açık bir örneğidir” diye belirtti.

‘Bu saldırılar savaş suçunun açık bir örneğidir’

Türk devletinin Federe Kürdistan’a yönelik saldırılarına tepki gösteren Sana Mamandi, sözlerini şöyle tamamladı: "Özellikle son birkaç yılda Türk devleti, Federe Kürdistan ile Kuzey-Doğu Suriye’de İHA ve SİHA’larla sivilleri, gazetecileri ve öncüleri hedef alıyor. Gazetecilere, aktivistlere, yurttaşlara yönelik saldırıları kınıyoruz. Bu saldırılar savaş suçunun açık bir örneğidir. Hem uluslararası toplumun, hem de Kürdistan halkının hem de kamuoyunun bunu kabul etmemesi gerekir. Farklı ülkelerde gazetecilere yönelik suikast, katliam veya hapsetme durumu yaşandığında küresel tepkiler artıyor ve uluslararası kuruluşlara çağrılar yapılıyor. Türk devletinin son saldırılarında gazeteciler Gülistan Tara, Hêro Bahadîn ve çok sayıda sivil yurttaş katledildi. Ancak bu saldırılara karşı uluslararası tepkinin zayıf olduğunu görüyoruz.”