Güneyli gazeteci Perêz’den medyaya eleştiri: Objektif değiller!
Gazeteci Perêz Sabri, son dönemde Kürdistan topraklarına yönelik saldırılarla ilgili olarak, medyanın haber dilini ve politik tutumunu eleştirirken Türkiye’nin sınırları dışındaki askeri varlığının dünya tarafından sessizce izlenmesini endişe ile karşıladığını söyledi.
TERZA TEHA
Süleymaniye - Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 23 Nisan tarihinde, Kürdistan Bölgesi’nin Metina, Zap, Avaşin'e yönelik askeri operasyonları sürüyor. Ağaç kesimi, arazilerin yakılması ve köylerin boşaltılmasına ilişkin Türkiye Büyükelçisi Hakan Karaçay’ın “Bulunduğumuz arazileri satın aldık. Satın aldığımız yerlerde yol yapıyoruz, ağaçları kesiyoruz" dediği belirtiliyor. Güney Kürdistanlı gazeteciler yaşananlardan oldukça rahatsız. Bugüne kadar yalnızca Metina bölgesine bağlı Kêste köyü ile Kanîmasî bölgesi arasındaki yerleşim yerlerine yapılan bombardımanlar nedeniyle çıkan yangınlarda yaklaşık bin 850 dönümlük arazinin yandığı biliniyor. Güney Kürdistanlı gazeteci Perêz Sabri, medyanın oynadığı rolü, haber dilini ve medyanın politik tutumunu değerlendirdi.
“Güneyli basın-yayın organları objektif değil; taraflı”
Gazeteci Perêz Sabri, Kürt medyasının rolüne dikkat çekerek şunları söyledi:
“Kürtlerin Türk işgaliyle ilgili deneyiminin uzun bir geçmişi var. Bunun sorumluluğu siyasi partilerin omuzlarındadır. Ama şimdi siyasi partiler bu işgale karşı tavır almıyorlar. Güneyli siyasi partiler kendilerini bu işgalden sorumlu görmüyorlar. Kürdistan Bölgesi'ne büyük zararlar daha da büyümeden sorumluların milli görevlerinin başına geçmelerini temenni ediyorum. Aslında artık burada iş yürütmeye değil, birincil güç misyonunu sırtlanan basın-medya ayağına düşmektedir. Güneyli basın-yayın organları yaşananları objektif bir üslup ve dil ile halka anlatmaktansa daha çok taraflı kalıyorlar. Bu da Türkiye’nin askeri varlığının meşrulaştırılmaya çalışıldığı kaygısını doğuruyor. Kürdistan medyası rolünü oynamalıdır ve umuyorum ki tarafların çıkarlarının ötesine geçerek aydınlanma rol ve misyonunu takınır ve halkın sesine kulak verir.”
Behdinan’da 6 karakol 36 üs
Köylerin ve yerleşim yerlerinin sistematik bir şekilde hedef alındığını belirten Perêz Sabri, yalnızca Behdinan bölgesinde TSK’ya ait 6 karakolun ve 36 üssün bulunduğunu ve buraların Türkiye toprakları olmadığının altını çizdi. Kanimasi olarak bilinen alanın korucular tarafından bilinçli bir şekilde yakıldığını aktarmaya çalıştıklarını ancak bir kaç objektif gazeteci ile sınırda yaşananların halk tarafından duyulması konusunda seslerinin cılız çıktığını söyledi. Sınırda yaşayan halkın yaralarının en kısa zamanda sarılması gerektiğini de hatırlattı.