Gazzeli kadınlar hayatlarından geriye kalanlara tutunuyor

Soykırım, açlık ve göç kıskacı arasında yaşamak zorunda kalan Gazzeli kadınlardan biri Filistin Kadınlar Birliği Üyesi Amani Abu Karsh, yaşadıklarını şu sözlerle ifade ediyor, “Ağlamaya vaktimiz yok. Sadece kayıplarımızı defnedip yolumuza devam ediyoruz.”

NAGHAM KARAJEH

Gazze – Yaklaşık 570 gündür devam eden yıkım ve süregelen savaşın gölgesinde, Gazze Şeridi'nde sivillerin acıları her geçen gün daha da derinleşiyor. Yaşananlar kadınları daha çok etkiliyor.

Felaketin ortasında, Filistin Kadınlar Birliği Üyesi Amani Abu Karsh, Gazze kadınlarının acılarını ve direnişini dünyaya taşıdı. Gazze'de kadınların doğrudan hedef alınmasının savaşın rastlantı olmadığını dile getiren Amani Abu Karsh, bilakis Filistin toplumunun köklerinden sökülmesini hedefleyen planlı bir politika olduğunu ifade ederek, "Filistinli kadın, ailenin kalbidir, devrimin hafızasıdır, değerler hazinesidir. Kadını hedef almak, Filistin toplumunun temelini kasıtlı şekilde yok etmektir" dedi.

Amani Abu Karsh'a göre bu saldırılar, Filistin toplumunun içten çökertilmesini amaçlayan tehlikeli siyasi mesajlar taşıyor. İsrail güçlerinin kadınların yaraları sardığını çok iyi bildiğine dikkat çeken Amani Abu Karsh, “Cenazeleri defnediyor ve geride kalan çocuklar ile yaşlılara bakıyorlar. Bu yüzden bu hayat damarını kesmeye çalışıyorlar" diye belirtti.

‘Enkazın içinden hayatı yeniden yaratmaya başladı’

Amani Abu Karsh, savaşın başlangıcında kadının sadece çocuklarını korumaya çalışan bir figür olduğunu ancak zamanla yaşamın devamını sağlayan bir direniş sembolüne dönüştüğünü şu sözlerle anlattı:

“Başta bombardımandan çocuklarını korumaya çalışıyordu, sonra enkazın içinde hayatı yeniden yaratmaya başladı; ateşte yemek pişirdi, elleriyle çamaşır yıkadı, açık havada çadırlarda yaşadı.”

"Her an ölümle yaşam arasında asılıyız” diyen Amani Abu Karsh, her gün yeni bir acıyla uyandıklarını dile getirdi. Amani devamında şunları söyledi: “Ağlamaya vaktimiz yok. Sadece kayıplarımızı defnedip yolumuza devam ediyoruz. Sürekli yer değiştirmek ve temel yaşam koşullarından yoksun çadırlarda yaşamak, sadece insani bir felaket değil, aynı zamanda kadınlara karşı sistematik bir toplu cezalandırma biçimi. Kadınlar evlerinden sürüldü, onurları ezildi, kirli ortamlarda doğuma zorlandılar, temiz su, yiyecek ve süt arıyorlar, çıplak arazide uyuyorlar."

‘Gazzeli kadınlar açlıkla yaşıyor’

Amani Abu Karsh’a göre yaşananlar yalnızca yerinden edilme değil, kadının direniş gücünü beden ve ruh üzerinden kırmayı hedefleyen bilinçli bir aşağılamadır. Tüm bunların dünyanın gözünün önünde olduğunu ve dünyadaki vicdanlı insanların adım atmadığını söyleyerek, uluslararası kurumların tutumunu da sert bir şekilde eleştiren Amani Abu Karsh, "Kadın haklarını savunduğunu iddia eden herkes için bu bir utançtır. Filistinli kadınların dramı uluslararası toplumun gündeminden kasıtlı olarak çıkarıldı. Biz gerçekleri örtbas etmek istemiyoruz; Gazzeli kadınlar; susuz, elektriksiz ve açlıkla yaşıyorlar. Ne onları destekleyen kurumlar var ne de onları koruyan yasalar" şeklinde konuştu.

Kadınların hayatta kalma mücadelesi sırasında acındırılmak değil, adalet talep ettiklerini vurgulayan Amani Abu Karsh sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz merhamet istemiyoruz. Olağanüstü kadınlarız. Ateşte yemek pişiriyoruz, ellerimizle çamaşır yıkıyoruz, açık havada çocuklarımızı emziriyoruz, çadırlarda doğum yapıyoruz ve yine de ayakta kalıyoruz."

Gazze’nin toprağına ve evine tutunan kadınlar

Amani Abu Karsh, Gazze'deki kadınların, resmi olarak tanınmasa da hayatta kalma mücadelesinin öncüsü olduklarını belirterek, "Bütün destek kurumları çökerken, kadınlar çocukları kurtardı, aileleri yönetti, çözümler buldu ve bombardıman altında bile yiyecek, su, süt aramaya devam etti" dedi.

Bu mücadelenin siyasi olarak da yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Amani Abu Karsh, "Savaşta ailesini, sevdiklerini kaybedip hâlâ toprağına ve evine tutunan kadın, karar alma mekanizmalarının ön saflarında olmalı" diye belirtti.

Amani Abu Karsh, "Eğer bu savaş temposu ve uluslararası sessizlik sürerse, hiçbirimiz kalmayacağız” şeklinde konuşarak, iki milyon kişi olduklarını ve her gün onlarca kişinin yaşamını yitirdiğini vurguladı.

“Yavaş yavaş yok oluyoruz. Hayatta kalanlarımız da her saniye ölümü yaşıyor" ifadelerine yer veren Amani Abu Karsh, devamında şöyle konuştu: "Bugün Filistinli kadınlar bombalanıyor, yaralanıyor, tutuklanıyor, sürgün ediliyor ve öldürülüyor. Bütün bunlar dünyanın gözleri önünde soğukkanlılıkla yapılıyor."

‘Yas tutmaya bile vaktimiz olmadı’

Amani Abu Karsh, Arap dünyasındaki kadınlara şu çağrıyı yaptı: "Filistinli kadınlarla onurlu bir dayanışma içinde olun. Biz bu savaşı isteyerek başlatmadık, öldürülüyoruz ve sürgün ediliyoruz, ama yine de direniyoruz. Ailelerimizi korumaya çalışıyoruz, elde en ufak imkân bile kalmamışken. Kişisel olarak eşimi, üç erkek kardeşimi ve onların çocuklarını kaybettim. Ailemden yarısı yok oldu. Yas tutmaya bile vaktimiz olmadı. Yaramızı taşıyarak yürümeye devam ediyoruz."