NAGHAM KARACA

Gazze - Filistin Musawa Merkezi, “Sawasiya 2” programı kapsamında kadınlar ve kız çocuklarının sorunlarına ışık tutmak ve rollerini aktifleştirmek için bir diyalog çalıştayı gerçekleştirdi.

Çalıştay dün kadınların katılımı ile başladı. Çalıştaya ilişkin konuşan Dr. Samia Al-Ghussein, “Bu çalıştay iki gün üst üste hem Gazze Şeridi'nde hem de Batı Şeria'da kapsamlı bir şekilde devam edecek. Kadınların haklarına erişimi, Filistin tarafından imzalanan uluslararası anlaşmalara paralel olarak hem kendilerini hem de çocukları koruyan yasalara dönüştürülmelidir” dedi. Samia Al-Ghussein, yürürlükte olan ve kadınlara temel ve meşru koruma sağlamayan, insan hakları, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda ayrımcılık ilkesine dayanan ve kadın haklarını ihlal eden bir toplumsal kültürü yaşatan pek çok yasanın bulunduğuna dikkat çekti.

Kadınları güçlendirmek

Kadınların henüz eşitlik kavramına ulaşmaktan, erkekler gibi hak ve yetkilerini elde etmekten çok uzak olduğuna işaret eden Samia Al-Ghussein, “Bu oturumlar kadınları güçlendirmek, topluma yeniden entegre etmek ve onlar için daha iyi bir gelecek inşa etmek amacıyla yapıldı. Kadınları siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda güçlendirmek amacıyla 2003 yılında Filistin Kadın İşleri Bakanlığı kuruldu” dedi. Samia Al-Ghussein, kadınlara karşı ayrımcılık ilkesini pekiştiren en belirgin engellerin, 1976 tarihli, reşit olmayan evlilik ve keyfi boşanma suçunu göz ardı eden ve kadınları temel haklarından mahrum bırakan Kişisel Statüsü Yasası'nda bulunduğunu ifade etti.

“Sorunlara çözüm bulunsun”

Çalıştaya katılan Basma Al-Farra, kadınların sorunlarına çözüm bulmak, ihtiyaçlarını karşılamak ve davalarını desteklemek için siyasi, sosyal ve ekonomik eğilimlerin değiştirilmesi çağrısında bulundu. Filistin'de bir aile koruma yasasının çıkarılması gerektiğini vurgulayan Basma Al-Farra, adalet ve toplumsal eşitlik kavramlarını geliştirmek gerektiğine dikkat çekti.

“Anlaşmaya aykırı”

Çalıştaya katılan kadınlardan Huda Al-Hawli ise “Kadınların haklarını ve seçim özgürlüğünü güvence altına alan anlaşmaların varlığına rağmen, hala on sekiz yaşından küçük erken evlilikler de dahil olmak üzere onları eğitim ve karardan mahrum bırakan birçok olgunun acısını çekiyoruz. Ayrımcılığa dayalı bu gelenek ve göreneklerin ortadan kaldırılmaması CEDAW anlaşmasına aykırıdır” dedi.