Gazze’de kadınlar saldırılar altında yaşama tutunmaya çalışıyor

Gazze Şeridi'ne7 Ekim 2023 tarihinden bu yana devam eden saldırılar altında kadınlar, yaşama tutunmaya çalışıyor.

NAGHAM KARAJEH

Gazze- İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana aralıksız bir şekilde devam ediyor. Özellikle Gazze’nin kuzeyinde son bir haftadır insanlar psikolojik baskı ve tehditlere maruz kalıyor. İnsanların üzerine broşürler atılarak bölgeyi terk etmeleri isteniyor. Saldırılardan en çok etkilenenler ise kadınlar ve çocuklar oluyor. Güvenlik duygusu olmadan oradan oraya geçmeye zorlanan kadın ve çocukların yaşadıkları insani krizin daha da büyümesine neden oluyor.

Bilinmeyen bir kadere kaçış

Yedi çocuk annesi Ragda Hecazi, 7 Ekim’den bu yana başlayan, ancak geçtiğimiz hafta yoğunlaşan saldırılarla ilgili olarak şunları söylüyor:

“İsrail güçleri bölgemizi boşaltmaya başladığından beri bir barınak merkezinde yaşıyoruz ancak burada bile güvende değildik. Birkaç gün önce güçlerin karadan baskın yapması üzerine ateş yağmuru altında tekrar bölgeyi terk etmek zorunda kaldık. Düşünmeye ya da eşyalarımızı toplamaya vaktimiz olmadı. Yedi çocuğumu alıp nereye gittiğimizi bilmeden koştum bu deneyim çok korkunçtu.”

Çaresizlik içinde olduğunu ifade eden Ragda Hecazi, “Çok sayıda yerinden edilmenin acısını ve bombalamaların yoğunluğunu tattım. Güçlerin bizim gittiğimiz yere baskın yapması veya bombalaması korkusuyla geceleri uyuyamıyorum. Bazen korku ve endişeden nefes alamadığımı, güneye ilerleyemediğimi hissediyorum. Koridorlar güvenli değil ve güney bölgesi çok kalabalık. Eğer oraya yerlerimizden edilirsek çocuklarım ve ben sokaklarda uyuyacağız” şeklinde konuşuyor.

‘Kadınlar sürekli bir kabus içinde’

Ragda Hecazi, "Çocuklar gecelerini ağlayarak ve korkarak geçirdikleri için psikolojik açıdan kötü durumdalar, kadınlar ise sürekli bir kabus içinde yaşıyorlar. Çocuklarımızı zorlu ve affetmeyen koşullar altında korumaya çalışıyoruz. Onlara temel ihtiyaçlarını bile sağlayamıyoruz. Sürekli bir çaresizlik ve hayal kırıklığı içinde yaşıyoruz” derken Gazze'deki kadınların çatışmanın yükünü taşıdığını ve ailelerini korumaya ve hayatta kalmalarını sağlamaya çalışırken çok büyük psikolojik ve fiziksel zorluklarla karşılaştıklarını vurguluyor.

Ölüme karşı direniş

Samaher Al-Bilbisi de Şucaiyye mahallesinden ayrılmasının ardından yaşadığı zorlu deneyimi anlatıyor: “Şucaiyye mahallesine birden fazla baskın yapılması nedeniyle yerimizden edildik. Art arda yapılan yerinden edilmelerden yorulduğum için güçlerin emirlerine uymamaya karar verdim. Artık gidebileceğimiz bir yer yoktu. Bu yüzden ailemle birlikte isteğimiz dışında ölümle yüzleşmek zorunda kaldım. Koşullar dünyanın gördüğü gerçeklikten daha ağır olduğu için Gazze'nin kuzeyi bir imha savaşıyla karşı karşıya, kıtlık ve yoğun kara ve hava saldırıları buradaki yaşamı çekilmez hale getirdi.”

Gazze'de kadınların çektiği acılara dikkat çeken Samaher Al-Bilbisi, “Burada kadınlar çok acı çekiyor, sürekli korku içinde yaşıyoruz çocuklarımızın güvenliğini sağlayamıyoruz ve her an ne olacağını bilmiyoruz. Kendimizi çaresiz ve umutsuz hissediyoruz. Çocukların temel haklarını kullanabilecekleri güvenli bir yere ihtiyaçları var ama etrafımızdaki her şey yok oldu. Ne zaman mermi seslerini duysak ya da gökyüzünde uçakları görsek damarlarımızdaki kan donuyor, çocuklar masaların altında, köşelerde saklanıyor, ağlıyor, çığlık atıyor. Burada her günümüzü sanki son günümüzmüş gibi yaşıyoruz” diyor.

‘Güvenlik ulaşılmaz bir hayal gibi’

Gazze'de ailenin yükünün büyük oranda kadınların omuzlarında olduğunu söyleyen Samaher Al-Bilbisi “İmkansız koşullar altında aileyi bir arada tutmaya ve çocuklara bakım sağlamaya çalışıyoruz ve çoğumuz eşimizi veya aile üyelerimizi kaybettik ve artık sorumluluk taşıyoruz. Güvenliğe ve istikrara ihtiyacımız var ancak bu ulaşılamaz bir hayal gibi görünüyor” diye ifade ediyor.

Bu zorlu koşullar altında Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunanlar sürekli psikolojik baskı altında yaşıyor. Başta kadın ve çocuklar kendilerini acı bir gerçeklikle ve zorlu insani koşullarla, açlıkla, ağır kara saldırıları ve hava saldırılarıyla karşı karşıya kalıyor. Acılarını hafifletmek ve güvenliklerini sağlamak için acil uluslararası müdahale gerekiyor.