Kendi acısını güce dönüştüren Aya: Kadın sünnetine karşı farkındalık yaratıyor
Aya Mustafa, Mısır’daki kadın sünnetinin zararlı etkilerine karşı verdiği mücadeleyle, kız çocuklarını bu gelenekten korumak için farkındalık yaratıyor. Kendi acısından güç alarak, projeler ve köy ziyaretleriyle binlerce kız çocuğunu bilinçlendiriyor.
					IMAN SAMİR ALİ
Mısır- Mısır’da kadın sünneti (kadın genital mutilasyonu), yasak olmasına rağmen hala birçok bölgede “gelenek” adı altında uygulanıyor. Toplumsal baskı, yanlış dini inanışlar ve ataerkil kültür, binlerce kız çocuğunu fiziksel ve ruhsal olarak kalıcı şekilde yaralıyor. Bu acı gelenek, Mısır’da özellikle kırsal bölgelerde hala yaygın bir şekilde sürdürülüyor.
Asyut’un Dikran köyünden 24 yaşındaki Aya Mustafa, bu geleneğin yaralarını bedeninde ve ruhunda taşıyan binlerce kadından biri. Henüz 11 yaşındayken kadın sünnetine zorlandı. O gün yaşadığı korku ve acı, yıllar sonra bile içinden silinmedi. “İçimde görünmez bir yara açıldı ve o yara yıllarca kanadı” diyen Aya, sessiz kalmak yerine acısını güce dönüştürdü. Bugün, kendi travmasını başkalarını aynı kaderden korumak için bir sese, bir mücadeleye dönüştürmüş durumda.
Asla unutmuyor
Eğitim Fakültesi Fizik Bölümü mezunu olan Aya, 11 yaşında geçirdiği kadın sünneti deneyimini asla unutamadığını söylüyor. O an neler yaşandığının tamamen farkında olduğunu belirten Aya, “O kader gününün her anını hâlâ hatırlıyorum. Bu trajediden sonra, başka hiçbir kızın benim yaşadıklarımı yaşamasına izin vermemeye karar verdim” diye anlattı.
Kadın sünnetinin zararlı etkilerini ele alan ve hiçbir dinde temeli olmayan bu uygulamanın bir suç olduğunu vurgulamayı amaçlayan “Işık Enerjisi” adlı farkındalık projesinden haberdar olan Aya, vakit kaybetmeden bu projeye katılmaya karar verdi. Aya, "İlk başta korktum, bu konu hakkında konuşmak benim için çok zordu. Yetiştirildiğimiz şeyin yanlış olduğunu kabul etmek kolay değildi. Ebeveynlerimizden ve büyüklerimizden, kadın sünnetinin doğal ve gerekli bir gelenek olduğuna inanmamız öğretildi. Bize, eğer bir kız çocuğu sünnet edilmezse ileride sorunlar yaşayacağı söylendi” sözleriyle bu düşünceyi sorgulamanın bile başta imkansız geldiğini söyledi.
Korkularını yendi
Projeye katıldıktan sonra korkularının üstesinden geldiğini kaydeden Aya, "Projeye katıldıktan sonra korkularımı yenmeye başladım. Kadın sünneti hakkında her şeyi öğrenerek aslında neler olup bittiğini anlamaya başladım. Ekiple birlikte çalışarak, kadın sünnetinin yasalarca suç sayıldığını ve bu uygulamayı yapan ebeveynlerin ya da doktorların ciddi cezalarla karşılaştığını öğrendim. Aynı zamanda dinin bu konudaki gerçek hükmünü de öğrendim; bazı kişilerin kadın sünnetini meşrulaştırmak için kullandığı hadislerin aslında sahih olmadığını ve İslam’ın öğretileriyle hiçbir ilgisi bulunmadığını fark ettim. Daha sonra köylere giderek kız çocukları ve anneler arasında farkındalık yaratmaya başladım. On ila on beş yaş arasındaki kızlara seanslar düzenledim. Onlara, kadın sünnetinin bir ‘arındırma’ değil, aslında cinsel organların kesilmesi olduğunu anlattım” sözleriyle yürüttüğü çalışmalara dikkat çekti.
Annelerin fikirleri değişti
Karşılaştığı zorlukları anlatan Aya Mustafa, bazı annelerin, kızlarını bu konuda bilinçlendirmesini “isyana ve ahlaksızlığa teşvik” olarak gördüklerini belirtti. Ancak tekrarlanan farkındalık seansları ve kadın sünnetinin yol açtığı sağlık ile psikolojik zararların detaylı şekilde anlatılması, bazı annelerin fikirlerini değiştirdi. Zamanla bazı annelerin, kızlarını sünnet ettirmemeye ikna etmeyi başardıklarını kaydeden Aya, “Bazen hala kızlarının sünnet edilmesinde ısrar eden ailelerle karşılaşıyoruz. Böyle durumlarda, planlanan işlemi öğrendiğimiz anda Çocuk Yardım Hattı’na haber veriyoruz ve vakalar hemen değerlendiriliyor” dedi.
Kız kardeşini kurtardı
Aya’nın çabaları sadece projeyle sınırlı kalmadı; aynı zamanda kendi evine de uzandı. "Ablalarım sünnet edildi, bu yüzden on iki yaşındaki küçük kız kardeşimi yaşadığımız bu psikolojik ve fiziksel zarardan korumaya karar verdik" diyen Aya, "Aileyle konuştuk ve başlangıçta reddettiler. Ancak tavrımızı değiştirmedik ve onlara sünnetin yol açtığı zararları ve riskleri anlattık. Sonunda, kız kardeşimi sünnet ettirmemeyi kabul ettiler" diye belirtti.
Aya, son olarak kadınlara ve kız çocuklarına şu sözlerle seslendi:
"Benim gibi her kızı, kendini ifade edebilecek bir sese sahip olmaya, konuşmaktan korkmamaya ve psikolojik ya da fiziksel zarara yol açan her şeyi reddetmeye teşvik ediyorum. Hiçbir bahaneyle bu tür uygulamalara onay vermemeliler."
Kadın sünneti oranlarında düşüş
Asyut kenti, Mısır’da kadın sünneti oranlarının en yüksek olduğu şehirlerden biri olarak öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), 2015 yılında yayımladığı bir araştırmada Kahire, İskenderiye ve Yukarı Mısır’daki bazı şehirlerde kadın sünneti oranlarını inceledi. Araştırmaya göre, 13 ila 17 yaş arasındaki kız çocuklarının beyanlarına dayanarak, Asyut’ta sünnet oranı yüzde 94 olarak tespit edildi. Bu oran Kahire’de yüzde 65, İskenderiye’de ise yüzde 39 olarak kaydedildi.
Haziran 2025’te Sosyal Dayanışma Bakanı Dr. Maya Morsi, 15 ila 17 yaş grubundaki kız çocuklarının sünnet oranının 2014’te yüzde 61 iken 2021’de yüzde 37’ye düştüğünü açıkladı. Maya Morsi ayrıca, kadınlar arasında kadın sünnetini destekleyenlerin oranının da 2000 yılında yüzde 75’ten 2021’de yüzde 30’a gerilediğini belirtti.
Bakan, 2015–2030 yılları arasında yaklaşık yedi milyon kız çocuğunun hâlâ kadın sünneti riski altında olduğuna dikkat çekti. Bu nedenle, 2030 yılına kadar kadın sünnetinin tamamen ortadan kaldırılmasını hedefleyen BM hedeflerine ulaşmak için mevcut çabaların on beş kat hızlandırılması gerektiğini vurguladı.
Aynı bağlamda, Kadın Sünnetini Ortadan Kaldırma Ulusal Komitesi, Ulusal Çocukluk ve Annelik Konseyi ve Ulusal Kadın Konseyi ile iş birliği içinde, 2025 Temmuz ayında Asyut’ta yedi kız çocuğuna sünnet yapılması girişiminin yanı sıra Sohac kentinde bir başka vakanın da engellendiğini duyurdu.
Ulusal Çocukluk ve Annelik Konseyi Başkanı Dr. Seher es-Senbati, ihbarın 16000 numaralı Çocuk Yardım Hattı’na ulaştığını belirtti. İhbarda, Asyut’un Ebnub bölgesinde yaşayan ve 10 ila 12 yaşları arasında olan, amca çocukları yedi çocuğun ailelerinin sünnet hazırlığında olduğu bildirildi.
Dr. Seher es-Senbati, savcılığın ihbarı alır almaz soruşturma başlattığını, ailelerin eylemi gerçekleştirmeden yakalandığını ve çocukları tehlikeye atmama yönünde yazılı taahhüt alındığını açıkladı.