Figen Yüksekdağ ve Sabahat Tucel mesajlarıyla meydanlardaydı
Kadın siyasetçiler Figen Yüksekdağ ve Sebahat Tuncel bugün meydanları dolduran binlerce kadına 8 Mart mesajı yolladı. Mesajlarda mücadelenin her şeye rağmen daha da kadınlarla birlikte büyüyeceğine vurgu yapıldı.
Haber Merkezi- HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla tutuklu bulundukları cezaevinden kadınlara mesaj gönderdiler.
Figen Yüksekdağ, mesajında tüm kadınlara “Nerede olursak olalım aynı yürekte buluşuyoruz, aynı bilinçte buluşuyoruz” sözleriyle seslendi. Yüksekdağ’ın kendisiyle yapılan haftalık telefon görüşmesinde kaydedilen ses kaydı adına kayıtlı resmi Twitter hesabından da paylaşıldı.
Yüksekdağ, gün dolayısıyla meydanları dolduran kadınlara şu sözlerle seslendi:
“Nerede olursak olalım aynı yürekte buluşuyoruz, aynı bilinçte buluşuyoruz. Ve ben kendimi hiç onlardan ayrı hissetmiyorum. Eğer direnişte buluşuyorsan, onurda, emekte, özgürlükte, barış ve demokrasi isteğinde buluşuyorsan hiçbir mekan, hiçbir engel, hiçbir sınır seni engelleyemez. Ben de şuan engellenmiş olarak hissetmiyorum kendimi, hapsedilmiş olarak hissedilmiyorum. Çünkü dışarıda binlerce, on binlerce, milyonlarca sesim var, sözüm var… Benim sözlerimi söyleyenler var. İnanıyorum ki kadınlar da benim ve hepimizin ortak sözlerini söylemeye devam edecekler. İnadın, direnişin, umudun, özgürlüğün, eşitliğin sözlerini söylemeye devam edecekler. Her şeyden önemlisi de kadın dayanışmasının, kadın mücadelesinin sözlerini söylemeye devam ediyorlar. Bu sözler ve bu ruh olduğu müddetçe yolumuz açık, yolumuza devam edeceğiz. Herkese sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum.”
“Ne biz yıldık, ne siz durdunuz”
Sebahat Tuncel de mesajında “Özgürlüğe en ihtiyaç duyanlar ondan en yoksun olanlardır” derken “Ne biz yıldık, ne siz durdunuz.” sözleriyle kadınları kutladı.
Sebahat Tuncel mesajı şöyle:
“Biz kadınlar, bin yıllardan beri bizden esirgenen özgürlüğüne öylesine susadık ki; artık bir özgürlük nehri olup akmak istiyoruz. Hem de sadece kendimiz için değil, özgürlüğe ihtiyacı olan herkes kana kana içsin diye. Kapatıldığımız evlerden, emeğimizi sömüren, fabrikalardan, aramıza çizdikleri çeşit çeşit ayrımcılık sınırlarında bıktık. Babanın, kocanın, patronun, devlet babanın çizdiği sınırlar içerisinde yaşamaya itiraz ediyoruz. Kadın cinayetlerine, taciz ve tecavüze isyan ediyoruz. Evde, iş yerinde emeğimizin sömürülmesine isyan ediyoruz. Savaş’a ayrımcılığa, ölme, öldürme siyasetine, tecride, iktidar hesapları içerisinde hayatlarımızın çalınmasına isyan edeceğiz. Her birimiz önümüze örülen setleri bir bir yıkarak, özgürlüğe yürüyoruz. Demir kapılara, beton duvarlara inat, bugün sizlere birlikte meydanlarda özgürlük halayına duruyoruz. Bizi hapsederek, kadınlara gözdağı vermek istediler. Ne biz yıldık, ne siz durdunuz. İstanbul’dan Diyarbakır’a Artvin’den Hakkari’ye barış ve özgürlük köprüleri kuruncaya kadar durmayacağız. Erkek egemen saltanatı, tarihin çöp setine atıncaya kadar durmayacağız. Bugün meydanlara çıkan, özgürlük ve barış türküleri söyleyen tüm kadınları selamlıyor 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum. Yolumuz açık olsun, yolumuz kadın özgürlük yolu olsun.”