Efrin Uluslararası Diyalog Çalıştayı: Türkiye uluslararası mahkemelerde yargılanmalı
Şehba’da düzenlenen Uluslararası Diyalog Çalıştayı sona erdi. Çalıştayda Türkiye’nin bölgede işlediği suçların belgelenerek uluslararası mahkemelerde yargılanması istendi.

Şehba – Şehba’nın Fafîn ilçesinde bulunan Berxwedan Kampı’nda “Efrîn, Türk işgali ve uluslararası çıkarlar arasında” sloganıyla düzenlenen Uluslararası Diyalog Çalıştayı sona erdi.
Demokratik İslam Kongresi Üyesi Ebdulkerîm Saroxan, Hesekê Ermeni Toplumu Meclisi Yürütme Üyesi Arîv Nersîs Kassabian, El-Hîwar Dergisi Genel Editörü Dr. Azad Elî, Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Başkanlık Konseyi Üyesi Hisên Ezam, Efrîn Bölgesi Demokratik Özerk Yönetimi temsilcileri, Kongra Star, MSD temsilcileri, Efrîn Kantonu Meclisi, Şehba Kantonu Meclisi, Êzidîler Birliği ve diğer sivil toplum kurum temsilcilerinin katıldığı çalıştayda işgale karşı stratejik yöntemler tartışıldı. Efrîn Kantonu Meclisi Eş Başkanı Yardımcısı Mihemed Remedan, açılış konuşmasını yaptığı çalıştayın ilk oturumu, “Efrîn işgalinin siyasi etkileri” adıyla yapıldı. İlk oturumda Efrîn işgalinin siyasi etkileri, insani ve uluslararası yasalara karşı işlenen suçlar ve ihlaller, işgalin son bulması için stratejik yöntemler masaya yatırıldı.
Farklı oturumlarla Efrîn ve işgal konuşuldu
Çalıştayın ikinci oturumunda Suriye-Efrîn İnsan Hakları Örgütü üyesi Ibrahim Şêxo, Türkiye ve ona bağlı güçler tarafından Efrîn’de işlenen ihlallere işaret ederken üçüncü oturumda ihlaller ile birlikte Efrîn’de savaş araçlarına dikkat çekildi. Almanya'daki Efrîn Ulusal İnisiyatifi, Mısır Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı Muctar Xebaşi ve Mısır'da Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Faten Mihemed çalıştaya skayp ile katıldı. Çalıştay yapılan açıklama ve sonuç bildirgesi ile sona erdi.
İhlalleri belgelemek için çalışmalar yapılıyor
Çalıştayın sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi:
“Çalıştayda Türkiye güçleri, silahlı Suriyeli muhalif grupları ve müttefiklerinin Efrîn’de işledikleri suçlar ve ihlallere dikkat çekildi. Türk devletinin uluslararası, bölgesel çıkarları ele alındı. Türk yetkililerin Suriyeli göçmenlerin bu bölgelere geri döndürme açıklamasının ardından devam eden demografi değişimi hala devam ediyor. Bununla bağlantılı olarak Efrînli yurttaşlara yönelik birçok hukuk dışı ihlal yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Bu aynı zamanda Efrîn'de etnik soykırımın yaşandığı ve dini grupların hedef alındığı bir döneme denk geliyor. Efrîn yerel halkı zorla göç ettiriliyor ve şiddet yöntemleri kullanılıyor. Bu suç, cinayet, tecavüz, insan hakları ihlalleri, kamu ile özel mülkün tahrip edilmesi ve yağmalanmasından savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar düzeyine ulaşmıştır. Altyapı yok ediliyor ve tarihi yerler hedef alınıyor. Bu insan hakları ihlallerini belgelemek için çalışmalar yürütülüyor.”
Çalıştayın sonuç bildirgesinde aynı zamanda şu başlıklara da işaret edildi:
“*Suriye’ye yönelik askeri müdahale, Suriye devletinin egemenliğine karşı bir suçtur. Ülkenin Birleşmiş Milletler üyesi olarak ele alınması gerekiyor. Türk devleti, uluslararası bir karara veya Suriye’nin onun egemenliğini kabul ettiği bir ulusal karara dayanmadığı için Birleşmiş Milletler’in yasal ve ilke ölçülerini açık bir şekilde ihlal ettiği anlamına geliyor.
* Ulusal partiler aracılığıyla Suriye hükümetine Suriye ile Türkiye arasındaki Adana Anlaşması’nı feshetmesi çağrısı yapılmalıdır.
*Türk devletinin insani yardım kuruluşları (Katar, Kuveyt ve Filistin) aracılığıyla desteklediği işgal altındaki topraklarda, özellikle Efrîn'de yapılmak istenilen işgal evleri projeleri durdurulmalıdır. Suriyeli mültecilerin oralara yerleştirme bahanesiyle demografi değişimi durdurulmalıdır.
* Türk devletinin Suriye topraklarını işgalini sona erdirmek ve uluslararası sponsorlukla göçmenlerin ülkelerine dönmelerini sağlama çalışmaları yapılmalıdır.
* Efrîn’deki ihlallere ilişkin bir dosya hazırlanarak bu dosyanın Avrupa’daki ulusalları mahkemeye verilmesi için uluslararası insan hakları örgütleri, akademisyenler, araştırmacılar ve aktivistler ile ilişkiler kurulmalı. Yine Avrupa ve Amerika'daki mağdurların akrabalarıyla irtibat kurulmalıdır.
* Dünya medyasıyla bağlantı kurulmalı ve Türk devleti ile çetelerin suçları ortaya çıkarılmalıdır.
*Birleşmiş Milletler sekreterliğine BM Güvenlik Konseyi için bir toplantı yapması için öneri sunulmalı. Türk hükümeti, Suriye topraklarındaki terör faaliyetlerini desteklediğini yönündeki belge ve raporlarına göre cezalandırılmalıdır.
* Çalıştayın sonuçlarını ve kararlarını izlemek, forum ve diğer çalıştaylara hazırlık yapmak için yerel ve uluslararası bir komite oluşturulmalıdır.
*18 Mart Dünya Efrîn Soykırım Günü olarak kabul edilmeli ve işgalci Türk devleti işgalci bir devlet olarak ilan edilmelidir.”