Dilşah’ın tek talebi gözaltında kaybedilen eşinin mezarını görmek

1997 yılının Şubat ayında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınmayan Fikri Özgen’in failleri yıllardır yargılanmadı. Savcılığın gözaltında olduğunu kabul etmediği eşi Fikri Özgen için konuşan Dilşah Özgen, yaptığı başvurulardan hiçbir sonuç alamadığını söyledi. Dilşah Özgen’in tek talebi ölmeden önce eşine ait mezarı ziyaret etmek. 
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- Ailelerin yıllardır unutamadığı bizlerin ise sadece Cumartesi günleri andığımız kayıp yakınlarının adalet arayışı devam ediyor. Bu hafta da baskı ve zorluk içerisinde bir hayat mücadelesi veren Fikri Özgen’in hikâyesini kaleme aldık. 1997 yılında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Fikri Özgen’i bize eşi Dilşah Özgen anlattı. Eşi gibi kendisi de zorluklar içinde yaşayan Dilşah Özgen, devlet tarafından yıllarca sınanarak buna karşı mücadele eder. 
Fikri Özgen Amed’in Kulp ilçesine bağlı Yeşilköy muhtarıydı. Köyde eşi ile birlikte yaşıyordu. Oğullarının politik faaliyetleri nedeniyle yoğun baskı altındaydı. Üç defa evi yakılan Fikri Özgen en son evinin bombalanması üzerine 1992 yılında, 28 yıl boyunca muhtarlığını yaptığı köyden ayrılarak şehre taşındı. 73 yaşındaki Fikri Özgen, kronik astım hastasıydı. İlaç desteği olmadan nefes almakta ciddi zorluk yaşıyordu. 27 Şubat 1997 tarihinde saat 10:00 gibi Koşuyolu’ndaki evinden ilaç almak için ayrıldı. Evinden birkaç yüz metre uzaklaşmıştı ki sivil giyimli dört kişi tarafından durduruldu. Ellerinde telsiz bulunan bu kişiler önce Fikri Özgen’in kimliğini kontrol etti. Sonra onu beyaz Toros’a bindirerek götürdü.
İtirafçı sorgulandığını anlattı
Aile olaydan bir süre sonra devletle bağlantısı olan kişilerden gayriresmi olarak Fikri Özgen’in JİTEM merkezine götürülerek sorgulandığını öğrendi. Aynı tarihlerde JİTEM’de sorgulanan kişiler aileye ve avukatlarına sorguda nefes almakta zorlanan bir kişinin sesini duyduklarını söyledi. Ancak Diyarbakır Savcılığı’nın 13 Mart 1997 tarih ve 1997/1737 sayılı soruşturmasında Jandarma ve Emniyet Müdürlüğü kayıtlarında Fikri Özgen’e ilişkin hiçbir şey çıkmadı. Ailenin, avukatlarının, İnsan Hakları Derneği’nin ve Af Örgütü’nün bütün girişimleri sonuçsuz kaldı. Fikri Özgen’den bir daha haber alınamadı.  
Olaydan yıllar sonra JİTEM’de kadrolu olarak çalışan itirafçı Abdulkadir Aygan, gazetelere de yansıyan itiraflarında; Fikri Özgen’in Diyarbakır JİTEM Komutanlığı’nda sorgulandığını ve Jandarma İstihbarat Tim Komutanı Yüzbaşı Zahit Engin tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Aile ve avukatlarının çabasına rağmen Fikri Özgen’e ait ne bir mezar ne de cenaze bulunamadı. 
Dosya AİHM’e gitti
Yaşanan sürecin hepsine tanıklık eden Fikri Özgen’in eşi Dilşah Özgen, eşinin gözaltına alınmasından sonra savcılığa başvuruda bulundu. Savcılığın eşinin gözaltında olmadığını bilgisi verilen Dilşah Özgen o süreçte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar her yere başvurdu. Dilşah Özgen, yaptığı başvurulara rağmen eşinden geriye bir kemik parçası bile bulamadı. Hayatı zorluk ve baskı altında geçen Dilşah Özgen, ilerlemiş yaşına rağmen devlet tarafından taciz edilmeye devam ediliyor.  
“Gitmediğimiz yer kalmadı” 
Eşinin kaybolduğu gün ve sonrasında yaşananları ajansımıza anlatan Dilşah Özgen, “Ölmeden önce onun mezarının başına gitmek istiyorum” sözleriyle konuşmasına başlıyor. 
“İkimiz tek bir evde kalıyorduk. Hastaneye diye gidiyorum diye ben de evde ona evde çorba yapıyordum. O gittikten yarım saat sonra bir genç kapıyı çalıp bana ‘Daye Xale Fikri bırîn( Fikri dayıyı götürdüler)’ dedi. Ben ona kim diye sorduğumda siyah camlı gri renkte bir arabanın onu götürdüğünü söylediler. O gün bugündür her yere gittik onu her yerde aradık ama bir türlü bulamadık. Bir avuç kemiğini bile bulamadık. Onun ne cenazesini ne de kemiklerini hiçbir zaman bulamadık. O gözaltından sonra onu bir daha göremedik.” 
“Çok baskı gördük”
Köylerinin yakılmasıyla eşiyle birlikte şehir merkezine gelen Dilşah Özgen, köyde yaşadıkları baskılarının şehirde de devam ettiğini söyledi. İki yıl öncesine kadar gözaltına alınıp bırakıldığını ifade eden Dilşah Özgen, “Eşimden sonra da önce de bize çok baskı yaptılar. Çok zulüm ve işkence gördüm. Hala da bu baskılar devam ediyor. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Başımıza getirmedikleri şey kalmadı. Eşimi öldürdüler evimi yaktılar çocuklarımı tutukladılar. Onu öldürüp nereye attıklarını bile bilmiyoruz. Onun bir mezarını olmasını isterdim. Ama yıllar oldu şimdi bir kemiği bile kalmamıştır” diye konuştu.