Devrimin temeli: Jin, Jiyan, Azadi
Jina Mahsa Amin’nin katledilmesinin 40’ıncı günü vesilesiyle dijital ortamda toplantı düzenleyen aktivst kadınlar, İran’daki kadın devriminin tüm kadınların devrimi olduğunu belirtti ve kadınların devrime sahip çıkmasını istedi.

CAROLİNE BAZZİ
Beyrut- İran’da “ahlak polisleri” tarafından işkence ile katledilen Jina Mahsa Amini’nin ölümünün 40’ıncı günü vesilesiyle, Jîn Kadın Derneği ve Hibata Toplumsal Cinsiyet Adaleti Grubu, Zoom uygulaması üzerinden “Jina Mahsa Amini devrimi ateşliyor, bu bir devrim kıvılcımı mı?” sloganıyla dijital bir sempozyum düzenledi.
‘Kadınlar kurban değil lider ve öncü olduklarını kanıtladılar’
Doğu Kürdistan Kadınlar Topluluğu (Civaka Jinên Rojhelatî Kurdistan-KJAR) Diplomasi Komitesi Üyesi Rozarin Kamangar, İran'da yaşananların protesto değil bir devrim olduğunu ülkede tüm baskılara rağmen halkın isyana devam ettiğini kaydetti.
"Bu hareketi öncekilerden ayıran ve onları devrim olarak tanımlamaya iten birkaç şey var. Birincisi, İran halkının kafasında radikal bir değişim var. Bütün baskılara rağmen sokaklara inerek iradelerini ortaya koyuyorlar. İkincisi bu bir kadın meselesidir çünkü katledilen kişi halkın içinden bir kadın. Bu devrime öncülük eden kadınlar, rejime mesaj vererek, kadınların ezilmesine vurgu yapıyor. Bu kadınlar en temel haklarını elde etmek için canlarını feda etmeye hazırlar. Kadınlar kurban değil lider ve öncü olduklarını kanıtladılar.”
‘Kadın zihniyeti değişti ve devrimin lokomotifi oldu’
Rozarin Kamangar, bu ayaklanmalarla kadın zihniyetinin değiştiğini ve devrimin lokomotifi olduğunu vurgulayarak, “Bütün İran halkı birlik olarak tek sesle ‘Jin Jiyan Azadî’ diyor. İktidarlar halk arasında ayrımcılık yaratmak için başta kadınlar olmak üzere insanları gruplaştırıyor. Dünyadaki diktatörlerin doğası budur. Ancak İran’da tüm mezhepler, ırklar ve bölgeler bir araya gelip tek ses olup rejime başkaldırıyor” dedi.
‘Büyülü Üçlü Jin Jiyan Azadî’
Jin Jiyan Azadî sloganının İran'daki kadın devrimi ile ilişkilendirilmesiyle ilgili yorum yapan Jîn Kadın Derneği (Jîn Women’s Association) Başkanı Büşra Ali, bu sloganın tarihsel arka planından söz ederek, "Bu büyülü üçlüyü ilk olarak ortaya atan kişi, filozof Abdullah Öcalan’dır. Ayrıca bu büyülü üçlü Kobanê’de IŞİD çetelerine karşı verilen mücadelede Kürt kadının kimliğinin ortaya çıkmasıyla yankılandı. Kadınlar bu sloganı onurlu bir yaşam uğruna verdikleri mücadelenin ve özgürlük hırslarının gerçekleşmesi için bir sembol olarak kullandılar” şeklinde konuştu.
‘Arap rejimleri pasif kaldı’
İran'daki kadın devriminin bölge üzerindeki etkisi hakkında yorum yapan yazar ve araştırmacı Dr. Mona Fayad, “Arap Bölgesi ve bazı uluslararası şehirler, İran'daki kadın devrimi çerçevesinde ürkek feminist hareketlere tanık oldu. Arap dünyası daha çok İran toplumundan daha ataerkil bir toplum. 1979 İran devriminden önce İran'da kadınlar Arap bölgesine göre özgürleşmişti ve daha fazla kazanımı vardı. Arap dünyasında çeşitli düzeylerde mücadelemiz var ve devletle veya rejimle bir sorunumuz yok. İran devrimi başarılı olduğunda bu rejim ortadan kalkacak ve kadınlar haklarını geri kazanacaklar, ancak Arap dünyası hükümetleri kaldırırsak bile toplum değişmez" diye belirtti.
‘Kadınlar aşiret, sosyal ve dini olarak sınırlandırılmıştır’
Hibata Toplumsal Cinsiyet Adaleti Derneği Başkanı Arz Amal Alasmar, Arap Bölgesi’ndeki devrimlerin başarısızlığına dikkati çekerek kadınların aşiret, sosyal ve dini olarak sınıflandırıldığını belirtti. İran'daki kadın devrimi ile birlikte Irak'ta "Kız çocuklarının okullarda zorla örtünmesine hayır" kampanyasının başlatıldığına vurgu yapan Arz Amal Alasmar, kadın bilincinin önemini vurgulayarak, "Feministler olarak daha fazlasını anlamamız ve doğrudan kadınlara yönelmemiz gerekiyor, hikaye bir mezhep hikayesi değil. İran'daki siyasi sistem karşıtları tarafından bu hamleleri çarpıtmaya teşebbüs etmiş ve bu yanlış beyanı özgürlüklerin ihlali olarak nitelendirmiştir” dedi.
‘Ben yaşamım’
Hibata Toplumsal Cinsiyet Adaleti Derneği, İran'daki kadın devrimini desteklemek için "Ben yaşamım" kampanyasını başlattı. "Ben yaşamım" kampanyası hakkında konuşan Hibata Toplumsal Cinsiyet Adaleti Genel Müdürü Dr. Wafa Bahri, cesur İranlı kadınları selamlayarak, kırk gündür sokakta mücadele eden İranlı kadınların bu kahramanlık ve cesaretin yeni olmadığını vurguladı.
Dr. Wafa Bahri, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya'daki tüm kadınların başörtüsü dayatma kavramlarından muzdarip olduğuna işaret ederek, "İran'daki kadın devrimi hepimizin devrimidir ve bu devrimi tüm kadınların sahiplenmesi gerekiyor” diye konuştu.