Dêrikli Anneler: Türk devleti barış için gerekli adımları atmalı
Dêrik kentinde yaşayan özgürlük mücadelesinde hayatını kaybeden savaşçıların anneleri, PKK’nin 12’nci Kongresi’ni selamlayarak, her zaman barıştan yana olduklarını söyledi ve Türk devletinin gerekli adımları atması gerektiğini belirtti.

PELÎN NÛPELDA
Qamişlo- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" sonrasında yeni bir süreç başladı. Kürdistan İşçi Partisi (PKK), bu çağrı doğrultusunda 5-7 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiği 12’nci Kongresi'ni tarihi bir adım olarak değerlendirerek, kongrenin sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizîrê Kantonu’na bağlı Dêrik kentinde, özgürlük mücadelesinde hayatını kaybeden savaşçıların anneleri, PKK’nin 12’nci Kongresi’nin önemli bir süreçte yapıldığını belirterek alınan kararları değerlendirdi.
‘Önder Apo, kanın dökülmemesi için çağrı yaptı’
Dêrik kentinde yaşayan Fatimê Hemîd, kongreyi başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olmak üzere tüm şehitler ve şehit aileleri adına kutlayarak, şunları söyledi:
"Bu kongre, Önder Apo’nun yıllarca süren emek ve mücadelesinin, fikir ve felsefesinin bir sonucu olarak gerçekleşti. Kongre, PKK’nin mücadele ettiği aşamada, yoğun saldırılar ve bombardımanlar altında yapıldı. Gerillalar, kendi ülkelerinin ve kimliklerinin özgürlüğü için savaşıyor. Önder Apo, ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısıyla Kürdistan ve Türkiye’de yeni bir süreç başlattı. Artık savaşın durması ve kanın dökülmemesi için bu adımı attı."
‘Türk devleti de artık adım atmalı’
Fatimê Hemîd, bu sürecin gelişebilmesi için herkesin sorumluluk alması gerektiğini ifade ederek, şunları ekledi:
"Biz şehit anneleri olarak, Önder Apo’nun yolundan gidiyoruz. PKK’nin fikirleri ve felsefesi tüm dünyada kabul görmekte ve halkların barış ve özgürlüğü için mücadele yürütülmektedir. Bu sadece Kürt halkı için değil, tüm insanlık için bir mücadeledir. Artık Türk devleti de barış ve demokrasi için adım atmalı ve Önder Apo’nun elini tutmalıdır.
Bu sadece PKK’yi ilgilendiren bir mesele değil; özgürlük ve barış için çalışan herkesin sorumluluk alması gerekiyor. Ortadoğu’da artık savaş istemiyoruz. Savaşın durması için zaman gelmiştir. Şehit anneleri olarak, en değerli varlıklarımızı kaybettik. Bir başkasını daha kaybetmek istemiyoruz. Barışın yükü ağırdır ve herkesin bu yükü taşıması gerekir."
‘Biz Barış İstiyoruz’
Dêrik kentinden bir başka şehit annesi, Qaniya Abdulkerîm Hacî ise, barış talebini şu şekilde dile getirdi:
"Artık kanın dökülmesini istemiyoruz. Önder Apo, onlarca kez barış sürecini başlatmaya çalıştı, ancak Türk devleti hiçbir adım atmadı. Şu anda bile gerillalara yönelik yoğun saldırılar devam ediyor. Biz savaş değil, halkların barışını ve kardeşliğini istiyoruz.
Silahlarımızı bırakmaya hazırız, ancak bu, şartlarımızın kabul edilmesine bağlıdır. 50 yıldır mücadele ediyoruz ve binlerce şehidimiz var. Anneler olarak, çocuklarımızın ve şehitlerimizin davasının izinden gidiyoruz."
‘Biz tek bir halkız ve barışın tarafındayız’
Qaniya Abdulkerîm Hacî, savaşın tarafında olmadıklarına vurgu yaparak, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Devlet, haklarımızı tanımalı ve vermelidir. Biz hiçbir zaman savaşın ve öldürmenin tarafı olmadık. Gerekli adımlar atıldığında, artık hiçbir annenin yüreği yanmayacak. Hiçbir anne kan dökülmesini istemez. Kongrenin gerçekleşmesini çok olumlu buluyoruz. Çünkü artık birçok şey netleşmeli, herkes kendi dili ve kimliğiyle kendi ülkesinde yaşamalıdır. Biz tek bir halkız ve barışın tarafındayız.”