Depremzedeler iki yıldır konteynırda yaşam mücadelesi veriyor!

Bingöl’de 2020 yılında meydana gelen ve üç ilçe ile yüzlerce köyü etkileyen depremin yaraları halen sarılmadı. Verilen sözlerin yerine getirilmediğini belirten depremzedeler, elektrik ve suyun olmadığı konteynırlarda yaşam mücadelesi veriyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Çewlig - Çewlig’de 14 Haziran 2020 tarihinde merkez üssü Karlıova ilçesi olan 5.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem Karlıova, Yedisu ve Adaklı ilçeleri ile köylerini etkilerken, depremde 22 yapı yıkıldı en az 214 yapıda ise ağır hasar oluştu. Evleri hasar gören köylüler kendi imkanları ile evlerini tamir ederken, evleri yıkılan köylüler ise 2 yıldır elektrik ve suyun olmadığı konteynırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Verilen sözlerin tutulmadığına dikkat çeken depremzedeler yaklaşan kış için ne yapacaklarını ise bilmediklerini belirtiyor.

Konutlar için halktan para isteniyor!

Üç ilçeyi etkileyen depremde, 108 yerleşim yerinde 31 bin 487 yurttaş maddi ve manevi zarar gördü. Aradan geçen zamana rağmen yapım sözü verilen konutlarda halen sona gelinmezken, Yedisu ilçesine bağlı ağır hasar ilan edilen evler ise yıkılmaya başlandı. Halka kalacak yer verilmeden yapılan yıkım sonucu onlarca kişi mağdur edilirken, depremzedelerin yerleştirilmesi beklenen konutlar için ise yurttaşlardan para isteniyor.

'Böyle bir devlet var mı?'

Ağır hasarlı olduğu için evlerine yıkım kararı verilen yurttaşlar kalacak yer ararken,  Karlıova ilçesine bağlı Kaynarpınar köyünde iki yıldır konteynırlarda yaşayan Gülcan Aydın yaşadıklarına, “Böyle bir devlet var mı ya?” sözleriyle tepki gösteriyor. Yine konteynırda yaşayan kadınlar mütahitlerin kendilerine “Bir şey yoksa buradan gidin” diye söylediğini belirtiyor.

'İki yıldır konteynır ve çadırlarda yaşıyoruz'

Depremde evlerinin yıkıldığını ve eşiyle birlikte enkaz altında kaldıklarını aktaran Gülcan Aydın, önce çadır ardından konteynıra geçtiklerini söyleyerek, “Burası deprem bölgesi ama onlar gidip başka yerde konut yaptılar. Bizler yıllardır ha bugün ha yarın bu konutlar yapılacak diye bekliyoruz. Yıllardır burada bekliyoruz ama ne gelen var ne de giden. Şimdi de bizlere size ev yapıyoruz ama para vereceksiniz diyorlar. Bu depremi biz yapmadık afet oldu, bizim ne durumumuz var ki biz onlara para verelim. Depremi bile paraya bağladılar, bu devlet bizi sadece borçlandırmak istiyor. Biz iki yaşlı insan ne yapacağız? Çocuklarımız buraya gelemiyor. Neden? Çünkü yer yok. Sadece ben ve eşim buraya sığıyoruz. Yıllardır bu şekilde yaşamaya çalışıyoruz” dedi.

Su sorunu depremzedeleri zorluyor

Konteynırların konulduğu alanda suyun olmadığını ifade eden Gülcan Aydın, yaşadıklarını şu sözlerle özetledi: “Buranın en büyük sorunlarından biri de su olmaması konteynırların olduğu yerde su yok. Su yok diye ne bostan ekebiliyoruz ne de başka bir şey. Buraya bir ağaç ektim su yok diye kurudu, en son sökmek zorunda kaldım. Onun dışında önümüz kış soba yok bir şey yok. Bizim burada ne çektiğimizi herkes görüyor ama kimse gelip ne yapıyorsunuz ya da biz ne yapacağız diye sormuyor. Müteahhitler buraya geldiğinde onlara odun yok diyoruz onlarda bizlere ‘madem odun yok o zaman gideceksin buradan’ diyor. Ya ben evimi bırakıp nereye gideyim. Mecbur burada kalıyorum.”

'Verilen sözler yerine getirilmedi'

Verilen sözlerin iki yıldır yerine getirilmediğini ve bu sürenin de uzayacağını dile getiren Gülcan Aydın, “Herkes bizim burada nasıl zorluk çektiğimizi görüyor burada kocaman şirket üç yıldır ne yaşadığımızı görüyor. Elektrik parasını bizden alıyorlar. Enkazın içinden çıkıp buraya geldiğimiz gibi hemen faturaları bağladılar. İlk ayda faturalar geldi. Daha deprem korkumuz geçmeden bize fatura geldi öyle bir şey var mı, öyle bir devlet var mı ya? Ne diyebiliriz ki artık. İki yıldır konut yapıyoruz diyorlar ama ayda yılda bir gelip bir çivi çakıp gidiyorlar. İlk deprem olduğunda gelip verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı” diye belirtti.