Deprem sonrası Semsûr’da neler yaşanıyor?

Depremden en çok etkilenen Semsûr’da aradan geçen iki yılda çocukların evlendirilmesi 2 kat arttı. Bir hastanenin hizmet verdiği kentte, kadına yönelik şiddet, salgın hastalıklar, düşük ve şüpheli ölümlerde de artış yaşanıyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr- Semsûr (Adıyaman), 6 Şubat 2023 Mereş merkezli depremden en çok etkilenen 11 kentten biri. Depremin büyük hasar yarattığı Semsûr’da, bin 485’ten fazla bina yıkıldı, 68 bini aşkın yapı ise hasar aldı. Resmi verilere göre; depremde 8 bin 387 kişi yaşamını yitirdiği ifade edilse de kent sakinleri bu sayının çok daha fazla olduğunu belirtiyor.

Şantiye alanına dönen kentte, çok sayıda enkaz alanı rezerv alan ilan edilirken hem yerinde dönüşüm hem de deprem konutları ile beraber kentin birçok noktasında inşa çalışmaları sürüyor. Resmi açıklamalara göre; kentte 31 bin 406 konut teslim edildi ve diğer konutların inşası ise devam ediyor. Ancak Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) göre kentte 8 bin 26 konut inşası sürüyor ve 2 yılda sadece 5 bin konut teslim edildi.

Kentin merkezinde bulunan Saat Kulesi hala depremin olduğu saati, yani 04.17’yi gösteriyor. Tıpkı Saat Kulesi gibi Semsûr halkı da 6 Şubat deprem anını yaşıyor.

Üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, kent hala depremin izlerini taşıyor. Depremzedeler ise, verdikleri kayıpların yasını tutuyor. Geçen zamanda kendi yaralarını sarmaya çalışan depremzedelerin temel ihtiyaçlarının yanı sıra, birçok alanda yaşadıkları eksiklikler, kronikleşen bir hal aldı.

Barınma sorunu, salgın hastalıklar, kadına ve çocuğa yönelik şiddet, çocukların evlendirilmesi ve şüpheli ölümlerin arttığı kentte, hizmet ise yetersiz kalıyor.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Semsûr Şube Eşbaşkanı Rengin Kılıç, sağlık alanında yaşanan sorunları ajansımızla paylaştı.

Kentte bir hastane hizmet veriyor

Depremin ardından kısıtlı imkânlarla bir hastanenin hizmet verdiğini belirten Rengin Kılıç, depremin ikinci yılında kadın ve çocuk hastanesinin yapıldığını ancak hala hizmete açılmadığını ifade etti.

Rengin Kılıç, köy ve ilçelerdeki yurttaşların sağlık hizmetlerine erişiminin neredeyse imkânsız hale geldiğini ve kırsalda yaşayan kadınların hem ekonomik hem de ulaşım sorunu nedeniyle tedavi olmaktan vazgeçtiklerini söyledi.

‘Konteyner kent alanları kadının yükünü artırıyor’

Kentte yaklaşık 120 bin kişinin konteyner kentlerde kaldığını ifade eden Rengin Kılıç, bu alanlarda kadınlara yönelik suçların da arttığına dikkat çekti. Rengin Kılıç, “Kadınlar için yaşam toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle ağırken, bu iyileşmeyen süreç nedeniyle kadının yükü on kat daha arttı. Buna dair elde ettiğimiz veriler ve yaptığımız görüşmeler var. Kadınlar konteyner kentlerde maalesef hem şiddet hem istismar hem de hastalıklara maruz kalıyor. Yine bu alanlar güvenli alanlar değil ve sorunlar çözüme kavuşmuyor. Bu da bu iki yıl boyunca yaşanan sorunların derinleşmesine sebep oluyor. Bu süreçte maalesef kadınlar yaşadıkları sorunlardan dolayı hem psikolojik hem de fiziki olarak çok yıprandı” dedi.

Veriler gerçeği ortaya koydu

İki yıl içerisinde kadınların yaşadığı sorunlara dair edindikleri verileri paylaşan Rengin Kılıç, “Konuya dair yaptığımız görüşmelerde bir psikoloğun aylık danışan sayısı 50 ise bunun 35’i mutlaka kadın oluyor. Bu oran çok ciddi bir sayı. Bu başvuruların temel sebebi de deprem sonrası yaşanan travma, uyku ve sinir bozuklukları oluyor. Bunu bütün kentte dağıtığımız zaman çok daha yüksek verilerle karşılaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Çocukların evlendirilmesi 2 kat arttı

Kent merkezinden örnek vererek konuşmasını sürdüren Rengin Kılıç, “Depremden önce çocuk yaşta evlenme sayısının 2 kat arttığını görüyoruz. Depremden önce 18 yaş ve altı evlilik sayısı bin 15 kişiden 156’sını oluştururken, deprem sonrası 2 bin 272 kişiden 251’i çocuk yaşta evlendirilmiş. Bunlar sadece bize yansıyanlar. Sayı bu verinin üstünde olabilir. Bu süreçte kayda girilmeyen çok vaka var. Yine bu süreçte konteyner alanlarında kadına yönelik şiddet ve istismarların da arttığını gözlemliyoruz” dedi.

Düşük ve ölü doğumlar

Kentte sağlığa erişimde yaşanan sorunlar ve yetersiz beslenme nedeniyle düşük oranlarında artışın yaşandığına dikkat çeken Rengin Kılıç, “Depremden sonra düşük yapan kadın sayısında da bir artış var. Depremden önce bin 15 kadından ortalama 330’u düşük yaparken, iki yıllık süre içerisinde 2 bin 272 kişiden 490’ı düşük yaptı. Bu sadece verisini tutabildiklerimiz. Bunun yanı sıra ölü doğumlarda da artış var. Öte yandan depremin yıldönümü yaklaştıkça hem yakınlarını hem de evlerini kaybeden yurttaşlarda travmaya bağlı kaygı bozukluğu ve anksiyete gibi sorunlar da baş gösteriyor. Hatta kalp krizi geçirenler oluyor” şeklinde konuştu.

Rengin Kılıç, deprem bölgesinde bir başka sorun olan fuhuş ve zararlı madde kullanımının da artığını söyledi.

Beslenme ve su sorunu salgın hastalıklara neden oluyor

Rengin Kılıç, yetersiz beslenme ve temiz içme suyuna erişemeyen kadın ve çocuklarda salgın hastalıklar ve gelişim geriliğinin de gözlemlendiğini kaydetti. Rengin Kılıç, “Salgın hastalıklar olarak hala uyuz vakasının devam ettiğini söyleyebiliriz. Yine akciğer enfeksiyonuna dair ciddi artışlar var. İdrar yolu enfeksiyon, deri hastalıkları ve saç dökülmesine dair ciddi artışlar var. Özellikle çocuklarda kelliğe varacak düzeyde bir saç dökülmesi var. Bu hastalıkların en temel nedeni de temiz suya erişim imkânının olmaması. Bu veriler arasında anne ve çocuklarda ciddi gelişim ve ruhsal anlamda gerileme var. Bunun da en temel nedeni maalesef ki yetersiz beslenme” açıklamasında bulundu.

Şüpheli ölümlerde artış

Rengin Kılıç, depremden sonra bir yıl içerisinde 187 intihar girişiminin yaşandığına dikkat çekti ve intihar girişimi sonucu yaşamını yitirenlerin verilerine ulaşamadıklarını ifade etti. Rengin Kılıç hem maddi hem de manevi olarak deprem bölgesinin unutulmaması ve yeniden gündeme getirilmesi çağrısında bulunarak, “Depremzedeler için gerekli çalışmalar yapılmalı” dedi.