Boşanmak isteyince 28 yerinden bıçaklandı
Yaşadığı vahşeti şu sözlerle anlatıyor Elif: “Kendi suçunu bastırmak için sürekli şiddete başvuruyordu. Önce döver sonra tecavüz ederdi.” Elif, 15 yaşında babası tarafından zorla evlendirilmiş. Eski eşi tarafından cinsel, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan Elif, boşanmak isteyince 28 yerinden bıçaklanmış. Elif, eski eşinin Covid-19 tedbirleri kapsamında yapılan İnfaz Kanunu düzenlemesi ile cezaevinden çıktığını bu nedenle sürekli korku içinde yaşadığını ifade ediyor.
ZEYNEP AKGÜL
Ankara- Evde, sokakta, okulda ve işyerinde sık sık şiddetin her türlüsüne maruz kalıyoruz. Bu şiddete maruz kalan kadınlardan biri de 15 yaşında zorla evlendirilen Elif Yılmaz. Boşanmak istediği eşi tarafından 2014 yılının Ekim ayında kollarından, bacaklarından, karnından daha doğrusu vücudunun birçok bölgesinden 28 bıçak darbesi almış.
35 yaşındaki Elif, 4 çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu. Kardeşlerinden biri zihinsel engelli. Elif, ilkokula kadar okuyabilmiş. Bu sıralar tek kaygısı ise; 17 yaşındaki kızı Melis’in eğitimini tamamlamasını sağlamak ve ona güzel bir yaşam sunmak. Aslında Elif’in hikâyesi babası tarafından 15 yaşında hiç tanımadığı biri ile zorla evlendirilerek başlamış. “Babam alkol alırdı annemi çok döverdi” diyen Elif, annesini yıllar önce kaybetmiş. “Annem yanımda olsaydı bunların hiçbirini yaşamazdım” diyerek bıçaklandığı kâbus gibi geceyi şöyle anlatıyor:
“8 yıl boyunca eski eşimin annesi ve babası ile yaşadım. Evlendikten 1 yıl sonra kızım dünyaya geldi. Kızım olayın yaşandığı yıl 11 yaşındaydı. Kızıma da çok şiddet uyguladı. Markete giderdik çocuk çikolata alırdı çocuğun saçını çeker çikolatayı elinden alıp tekrar rafa koyardı. Her zaman şiddet vardı ama olaydan 2 ay önce şiddetin dozu giderek artmıştı.”
Şiddete uğradığını eski eşinin babası ile paylaştığını ve ondan yardım istediğini belirten Elif; “Onu böyle idare edeceksin. Oğluma bir şey olursa seni yaşatmam dedi.”
“Evden uzaklaştırma almasına rağmen eve geliyordu”
“Dışarı çıkmama izin vermiyordu. Çalıştığım dönemde 5 dakika eve geç gelsem bahane edip dövmeye başlardı. Hiçbir zaman sevmedim onu ama mecburen evliliği yürütmek zorundaydım. Olayın yaşandığı o gün; kızımla birlikte kız kardeşimde kalıyorduk. Ortak bir evimiz vardı. Boşanma sürecinde evi satıp o para ile ikimiz için de küçük birer ev alırız diye konuşmuştuk. Çünkü anlaşmalı ayrılmak istedim. Boşanma sürecini ailesi ile konuşmak için memleketine gitmişti. Ankara’ya geldiğinde aradım ‘Konuştun mu ailenle?’ diye sordum. ‘Eve gel konuşalım.’ dedi. Konuşmak için eve gittim. Uzaklaştırma kararı almasına rağmen eve rahat girip çıktığı için bu nedenle çoğu zaman kız kardeşimde kalıyordum. O gün üzerinde bir mont vardı sürekli eli montunun cebindeydi. Bende bir yerinin ağrıdığını düşünmüştüm. Sonra bir anda tartışmaya başladık. Kızımla salonda beraber uyurduk. ‘Çocuk yatsın öyle konuşalım’ dedim. Çocuk yatmayınca çocuğun saçından çekip itti. Çocuk da gitmek istemedi o sırada çocuğu elinden alayım derken bıçak elime değdi. O gün kötü şeylerin yaşanacağını hissetmiştim. Bir anda bıçağı iki kez sapladı ve dizlerimin üzerine çöktüm. Sonra bıçağı defalarca rastgele salladı. Kızım onu tutmaya çalışırken iki-üç bıçak darbesi de ona denk geldi. Can havliyle oradan kurtulup kapıya yöneldim. O bıçak darbelerine rağmen bilincim yerindeydi. Baktım kapıyı kilitlemiş, açamadım. Sonra yatak odasına kaçtım. Duvarlara vurmaya başladım. Komşulara ‘Kurtarın beni’ diye seslendim.”
1 hafta sonra uyandı
‘Duyan olmadı mı?’ diye soruyorum.
En üst komşusunun geldiğini anlatan Elif; “Olaydan sonra kaçıp gitmiş. Kızım ‘Anne gitti’ deyince salona geldim ve orada yığılıp kaldım. Komşular, ambulans çağırıp hastaneye kaldırmışlar beni.” Elif, 1 hafta sonra gözlerini açabilmiş. Uzun süre konuşamamış. Konuşmaya başladığı zaman da ilk kızını sormuş.
“Yoğun bakımda kaldıktan sonra hastaneden çıkıp kız kardeşime gittim. Aslı abla da o süreçte hayatıma dokundu. O dönem kız kardeşimin kayın validesi ve kayın pederi de geldi. Evde huzursuzluk yaşanmaya başlandı. Bizim gitmemizi istediler. Biz de ev tutup ayrıldık. Sadece küçük bir tüpümüz vardı. Dava sonuçlanana kadar öyle idare ettik. Ev mühürlendiği için evden eşya alamadık. O dönem Aslı abla nakdi yardım bağladı.”
Bir gecede KHK ile işsiz kaldı
Elif’in bahsettiği ‘Aslı abla’ ise Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı bünyesinde öğretmen (sosyolog) olarak çalışırken, bir gecede Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işsiz kalan Aslıhan Han. Elif’in yaşadığı şiddet basına yansıyınca kurumda çalışan arkadaşları ‘Bu konu ile Aslıhan ilgilensin’ demişler. Ve Aslıhan ile Elif’in tanışma hikâyesi de böyle başlamış. Sonraki süreçte Aslıhan Han, elini hiç Elif’in üzerinden çekmemiş.
“Dövdükten sonra tecavüz ederdi”
“Her erkeğin yaptığı şeyi yaptı. Kendi suçunu bastırmak, ‘Korkutayım, gitmesin’ diye sürekli şiddete başvuruyordu. Dövdükten sonra da tecavüz ederdi” diyor Elif. Elif, yıllarca bir türlü boşanamamış.
“Şiddete maruz kaldığımda darp raporu aldım buna çok kızdı. Beni tehdit etti. Evden uzaklaştırma kararına uymuyordu. Beni tehdit ettiği için şikâyet edemedim. Korkuyordum. Beni öldürmeyi planlamış. 13 yıl ceza aldı. Ama Covid-19 tedbirleri kapsamında düzenlenen Ceza İnfaz Kanunu ile cezaevinden çıktı. Yani, 6 yıl kalmış oldu cezaevinde.”
“Yarım kalan işimi tamamlayacağım”
Daha önceleri eski eşinin sürekli birilerinin üzerinden ‘Çıkınca yarım kalan işimi tamamlayacağım’ diye haber gönderdiğini belirten Elif, “O zaman savcılığa gidip suç duyurusunda bulundum. Sosyal Hizmetler’e durumu anlatan bir dilekçe de yazmıştım” diyor.
Bu arada Elif, kendi ayakları üzerinde durabilmek için daha çok çalışmış. Gündelik gittiği işlerin sayısını artırmış. Ama o bıçak darbelerinden sonra kollarını yeterince kullanamıyor. Aile Bakanlığına bağlı Sosyal Hizmet Merkezi’ne sağlık sorunlarının ve psikolojik durumunun çalışmasına engel olduğunu belirtip, kesilen nakdi yardımın tekrar bağlanması için birkaç kez başvurmasına rağmen “çalışabilirsin” diyerek yardım yapılmamış.
“Ev hacizden satıldı. Yarı hissesi bana verildi. Onunla iş kurdum elimdeki bütün para gitti. Kızım 18 yaşına girdiği için şimdi de bunu gerekçe göstererek kurum nakdi yardım bağlamıyor. Defalarca Sosyal Hizmetler’e tekrar tekrar başvuru yapmama rağmen düzenli nakdi yardım bağlamadılar. Tek seferlik 2 bin TL verdiler. Kızımın 18 yaşını doldurmasına daha 8 ay vardı ama ona rağmen 8 ay da olsa nakdi yardım bağlamadılar. Verdikleri 2 bin TL ile de biriken kiramı ödedim.”
“Yıllardır aynı korku ile yaşıyorum”
“Kızımı da alıp güvenli bir yere gitmek istiyorum” diyen Elif konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“Ücretsiz bir avukat desteğine ihtiyacım var. Bana ulaşmaması için kimliğimi gizlemem gerekiyor. Evimin adresini biliyor. Çünkü dosyada adres var. Benim gitmem gerekiyor bu memleketten. Yıllardır aynı korku ile yaşıyorum. Nereye gidersem gideyim bulur beni. Mutlaka gelecek ve yarım kalan işini belki de tamamlayacak.”
“Şiddet dosyalarına “evrak” şiddete uğrayan kadınları da” müracaatçı” olarak görmedim”
Sosyal Hizmet Uzmanı Aslıhan Han ise Elif ile tanışma hikâyesini şöyle anlatıyor:
“Resmi görev esnasında tanıştım Elifle. 6 yıldır görüşüyoruz. Çok bir şey yapamıyorum ama en azından birilerine danışıp yönlendirmeye çalışıyorum. İş konusunda yardımcı olmaya çalışıyorum. İşten atılmam bir dezavantaj oldu. İhraç olmam nedeniyle bu süreçte ona imkânlarımı yeterince sunamadım. 2014 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Mamak Sosyal Hizmet Merkezi’nde çalışıyordum. Oraya Bakanlık’tan bir üst yazı geldi. Gazetede çıkan kadına yönelik şiddet haberini Bakanlık ihbar olarak kabul ediyor. Şiddet Mamak ilçesinde gerçekleşiyor. Mamak da bakanlığa bağlı tek kuruluş benim görev yaptığım merkezdi. Gelen evrakı havale eden müdür yardımcısı ‘Bu görevi Aslıhan’a verelim o ilgilensin. Kadına yönelik şiddete karşı birçok kişiden daha fazla duyarlı ve ilgili’ diyor.
“O güne kadarki çalışmalarımda bana havale edilen şiddet dosyalarına “evrak” olarak, şiddete uğrayan kadınları da” müracaatçı” olarak görmedim” diyor Aslıhan Han.
“Haber yapıldığında Elif yoğun bakımdaymış. Evrağı alır almaz Elif’in evine gittik. Ev mühürlüydü. İlk anda Elif’e ulaşamadık sonrasında ilişkilerimizi kullanıp bir şekilde ulaştık. Bakımsız bir gecekonduda kız kardeşinin yanında kalıyormuş Elif. Hastaneden yeni çıkmıştı her yeri sarılıydı. Tanışma hikâyemiz böyle oldu.”
“Devlet bu güvenliği sağlayamadı”
Elif’in eski eşi tarafından yarım bıraktığı işi tamamlayacağına dair sürekli tehditler aldığını belirten Aslıhan Han, konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“Bu kadın ölümden döndü. Bu kadının can güvenliği nasıl sağlanacak. Devletin buna ilişkin bir koruma politikası var mı? Geçici nakdi yardım yaptı tamam ama bu devlet demiyor mu bu kadın ölümden döndü. Esas sorumlu Aile Bakanlığı. Aile Bakanlığı “Senin durumun nedir” diye sormuyor mu? Bakanlığın şiddete uğrayan kadınların sonraki süreçlerini takip eden denetleyen bir politikasının olması gerekiyor. Bu kadın 5 yıldır aynı korkuyla yaşıyor. Hala kendini güvende hissetmiyor. Devlet de bu güvenliği sağlayamadı. Eşi dostu akrabası da sağlayamadı. Bu kadın başka bir ülkeye giderek kendini ve kızını güvende hissedeceğini düşünüyor. Üstüne bir de açlıkla sınanıyor.”
Kadın kurumlarından da herhangi bir destek alamadıklarını da anlatıyor Aslıhan Han.
“Kadın kurumları örgütleri yok mu? Evet, sokağa çıkıp slogan atıyoruz ama somut şiddet yaşayan birisi olduğu zaman kadın dernekleri ne yapıyor?” Aç mı, iş bulabildi mi, yaşadığı travmayı atlatabildi mi, başını sokacağı bir evi var mı, kızını okula gönderebiliyor mu, yaşadığı mağduriyetten faydalanmak isteyenlerle nasıl baş ediyor…”
“Hiç kimse yapması gerekenleri yapmıyor”
Elif, tehdit edildiğinde kadın örgütlerinden avukat desteği istediğini fakat kadın örgütlerinin avukat desteği vermediğini sadece rehberlik desteği verdiğini belirterek konuşmasına şöyle devam ediyor Aslıhan Han:
“Hiç kimse yapması gerekenleri yapmıyor. Elif, 5 yıla yakın düzenli bir iş bulamadı. Fiziksel olarak kollarını tam kullanamıyor. Nakdi yardımın dışında şiddete uğrayan kadınlar için her hastaneden faydalanabileceği bir sağlık sisteminin oluşturulması gerekiyor. 18 yaşından küçük çocuğu olduğu için Sosyal Hizmetler para veriyor. 18 yaşını doldurduğunda beş kuruş para yok. Devletin şiddete uğrayan kadınlara yönelik ekonomik anlamda bir desteği yok. Hükümlü olanlara engelli olanlara devlet dairesinde kontenjan iş imkanı veren kanun varken, şiddet nedeniyle her gün 4-5 kadının hayattan koparıldığı, onlarcasının sakat kaldığı ülkemizde, yeni bir yasal düzenleme yapılarak şiddete uğrayan kadınlara da kontenjanla işe alınması gerekiyor. Şiddete uğrayan kadınların da bu kapsama alınması gerekiyor. Kadın örgütlerinin bu konuyu gündeme getirmesi gerekiyor. Çünkü 1 yılda 500 kadının öldürüldüğü bir ülkede yaşıyoruz. Derhal Aile Bakanlığı’nın buna ilişkin bir politika geliştirmesi gerekiyor.”
“Elif için en iyi şey bu ülkeden gitmesi”
“Devletin uzaklaştırma alan kişiyi denetlemesi gerekiyor” diyen Aslıhan Han, “Kadına yönelik şiddet vakalarında böyle oluyor genelde. Adam evden uzaklaştırılıyor gelip evi basıyor . Onun peşine polis ya da kelepçe takması gerekiyor. Bir şey yapması gerekiyor. Başka türlü olmaz. Adım adım giden bir süreç var. Devlet kimliğini gizlesin istiyoruz ama bunun için de iyi bir avukat gerekiyor. Bu konuda benim yapabileceğim bir şey yok. Elif, Kanada ya da Avusturya’ya gitsin istiyorum. Sanırım bu iki ülke kabul ediyor. Bunun yasal boyutu, yöntemi ve tekniği nedir açıkçası bilmiyorum. En iyi şey bu ülkeden gitmesi. Diğer türlü adamın ona ulaşabilmesi çok kolay” diye konuşuyor.
Haberde can güvenliği nedeniyle gerçek isimler kullanılmamıştır.