Ayn Îsa’daki kadınlar: SDG ile birleşme Suriye’de barışın anahtarıdır
Geçici yönetimin SDG’nin tasfiyesinde ısrar etmesi birleşme sürecini çıkmaza sürüklerken, Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar demokratik birleşmenin kazanımları koruyacağını vurguluyor.
NURŞAN ABDİ
Ayn Îsa - Kuzey ve Doğu Suriye’de Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile geçici Şam yönetimi arasında yürütülen birleşme görüşmeleri kritik bir dönemece girerken, bölgedeki kadınlar demokratik bir birleşmenin hem kazanımları koruyacağına hem de ülke genelinde barışın önünü açacağına inanıyor. Türkiye’nin sürece yönelik olumsuz müdahaleleri ve geçici yönetimin SDG’nin tasfiyesini şart koşması, 10 yılı aşkın mücadele sonucunda IŞİD’i yenilgiye uğratan bu güçlerin geleceğini belirsizliğe sürüklüyor. Buna rağmen Ayn Îsa’daki kadınlar, demokratik birleşmenin Suriye’nin yeniden inşasında belirleyici bir rol oynayacağını vurguluyor.
Mazlum Abdi ile Colanî arasında 10 Mart’ta imzalanan anlaşmada belirtilen sürenin sonuna yaklaşılırken, Fırat Kantonu'na bağlı Ayn Îsa kentindeki Arap kadınlar, demokratik birleşmenin kazanımlarını ve devrimlerini koruyacağını, çok renkli demokratik bir Suriye’nin inşasına kapı açacağını düşünüyor.
‘SDG, Suriye halkı için güven ve istikrardır’
Ayn Îsa Kent Meclisi Eşbaşkanı Azîze Hasan, bölge halkının çocukları olan SDG’nin halk için güven kaynağı olduğunu vurgulayarak, “Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinde kendi evlatlarımızdan oluşan güçlerimize, yani SDG’ye sığınıyoruz” dedi. Azîze Hasan, SDG ile geçici yönetim arasında birleşme sürecinin başarıya ulaşmasının gerekli olduğunu, çünkü bu birleşmeyle “Suriye’nin tüm bölgelerinde barış ve güvenliğin sağlanacağını ve bunun tüm halkların yararına olacağını” ifade etti. Azîze Hasan, SDG’nin bölge halklarının kimliğini ve iradesini temsil ettiğini ifade ederek “SDG, devrimimizin değerleri ve ahlaki ilkeleriyle halkları korumak için kuruldu. Bu güç savaş veya yıkım çağrısı yapanlar değil, aksine barış ve demokrasi yanlısı bir güçtür. SDG’nin Suriye’yi bölmek istediği iddiaları asılsızdır. SDG, Suriye’de barışı yaymak ve halkın birliğini korumak için çalışan tek güçtür” şeklinde konuştu.
‘YPJ’nin özgünlüğü korunmalı’
Azîze Hasan, 19 Temmuz 2012 Devrimi’nin ilkelerine dikkat çekerek, “Bölgedeki kadınlar, Önder Abdullah Öcalan’ın felsefesini esas alan devrimimiz sayesinde askeri, siyasi ve toplumsal alanda büyük başarılar elde etti” dedi ve konuşmasına şöyle devam etti:
“Kadın Savunma Birliklerinin (YPJ) zaferleri yalnızca askeri değildir. Bu güç, kadının varlığını ve kimliğini korur, şiddet ve öldürülme tehlikesi altındaki her kadını özgürleştirmek için savaşır. Bu nedenle SDG ile Suriye ordusunun birleşmesi sürecinde YPJ’nin özgünlüğü mutlaka korunmalıdır ki Suriye’deki tüm kadınları korumaya devam edebilsin.”
‘Cihatçı grupların bölgelerimizi yönetmesini kabul etmiyoruz’
Azîze Hasan, kadınların kazanımlarının Kuzey ve Doğu Suriye halkının fedakarlıklarıyla elde edildiğini belirterek şunları ekledi:
“Bugün haklarımızı kullanabiliyor, kendimizi ve bölgemizi yönetebiliyor ve korkmadan hakkımızı talep edebiliyoruz. Bölgedeki kadınlar yönetici, siyasetçi, hatta asker olarak yer alıyor. Ancak Suriye’nin diğer bölgelerinde kadınların durumu trajiktir. Kadınların hiçbir rolü yok; anayasa onları görmezden gelmiştir. Bu nedenle, geçici yönetime bağlı cihatçı grupların bölgelerimizi yönetmesini kabul etmiyoruz.”
‘Demokratik birleşme savaşları sona erdirir’
Tel Semen Kampı Kadın Evi Üyesi Nûra Osman ise şu değerlendirmede bulundu:
“Suriye’de Süveyda, Aleviler, Şiiler gibi farklı halklara ve bileşenlere karşı işlenen katliamların, kaçırmaların ve öldürmelerin sona ermesi için, SDG ile geçici yönetim arasında birleşme sürecini destekliyoruz.”
SDG’nin bölge halkı için güven kaynağı olduğunu belirten Nûra Osman, “SDG olmasaydı, Suriye’nin diğer bölgelerinde yaşayan halklar gibi biz de aynı acıları yaşardık. Suriye, halkını birleştirdiğinde ve demokrasi, çoğulculuk ve adem-i merkeziyetçiliği uyguladığında özgür ve demokratik olacak; savaşlar ve katliamlar sona erecek. SDG savaşçıları bizim evlatlarımızdır; bu nedenle SDG Suriye’yi ve bizi temsil ediyor. SDG bizi koruduğu gibi biz de bu güçleri koruyacağız ve kimliklerini savunacağız” şeklinde konuştu.
‘Demokratik bir Suriye inşa edelim’
Ayn Îsa Kent Meclisi Kadın Komitesi Üyesi Şehl Esaf ise, “SDG’nin bayrağı altında bölgedeki tüm halklarla ayrım gözetmeksizin kardeşçe barış ve güven içinde yaşıyoruz” derken, Suriye halklarına yönelik saldırı ve katliamları kınayarak şunları dile getirdi:
“Alevilerin ve Dürzilerin yaşadıklarını gördüğümüzde acı duyuyoruz; onların acısı bizim acımızdır. Suriye’nin her bölgesinde barış ve güvenin sağlanmasını, her vatandaş için özgür, onurlu bir yaşamın garanti altına alınmasını diliyoruz. Bu da SDG’nin yeni Suriye ordusunun temel bir bileşeni olmasıyla gerçekleşecektir.”
Şehl Esaf, SDG’nin kuruluşundan bu yana kimseyi öldürmediğini, işkence etmediğini ya da saldırıda bulunmadığını hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı:
“SDG tüm halklara ve her ezilen kadına hak tanıdı. Bu nedenle desteğimizi sürdürmekten vazgeçmeyeceğiz. El ele vererek kazanımlarımızı koruyacağız, topraklarımızı ve halkımızı savunacağız. Tüm Suriyeli kadınlara çağrım şudur: Suriye halkına karşı katliamlar işleyenlere karşı ayağa kalkın; kıyı bölgelerinde, Dürzilere, Alevilere, Şiilere yönelik saldırıları kabul etmeyin. Hep birlikte tüm bileşenlerin haklarını koruyan demokratik bir Suriye inşa edelim.”