Aktivist Nimat Koko: Sudan’ın geleceği için kadınlar adına adımlar atılmalı

Sudan’da saldırıların hedefi olan kadınlar yeni bir yol çizilmesini istiyor. Sudan’ın geleceği için kadınlar adına adımlar atılmasını isteyen hak savunucusu Nimat Koko, ülkedeki son durumu değerlendirdi.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Sudan’da 2023 yılının Nisan ayından bu yana devam eden iç savaş 25 milyondan fazla insanı etkileyen bir insani krize dönüştü. Binlerce can kaybı yaşandı ve milyonlarca insan evlerinden oldu. Ülkede özellikle tecavüz, kadın ve kız çocuklarına karşı bir silah olarak kullanılırken, hak örgütleri kendilerine bu yönlü binlerce vakanın bildirildiğini ve bu vakaların çoğunun belgelendiğini belirtiyor.

2021 yılında Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) Başkanı General Abdulfettah El-Burhan, darbeyle ülkede iktidarı ele geçirdi. Paramiliter yapı olan Hızlı Destek Güçleri'nin (RSF) lideri Mohamed Hamdan Dagalo da darbeye destek oldu. Ancak iktidarı nasıl paylaşacakları ve RSF'nin gelecekteki rolü ve finansmanı konusunda anlaşamadı. Bu anlaşmazlık 15 Nisan 2023'te başkent Hartum'dan başlayarak iç savaşa dönüştü.

Sudanlı hak savunucusu Nimat Koko, Sudan’da yaşanan savaşın boyutlarını değerlendirerek, çatışmaların diplomatik yollarla son bulması için mücadele ettiklerini belirtti.

'Ülkenin bölgeler halinde parçalanacağı endişesi var'

Nimat Koko, Sudan’ın Libya senaryosuna benzer bir bölünmeye doğru gittiğini düşündüğünü ifade ederek, özellikle 2005 Naivasha Anlaşması ile güneyin kaybedilmesinin ardından, ülkenin paralel hükümetler ve milis gruplar tarafından yönetilen bölgeler halinde parçalanabileceği endişesini dile getirdi. Ülkede son zamanlarda tartışılan yeni tüzüğün çatışmayı sona erdirmeyi ve barışı yeniden inşa etmeyi amaçladığını vurgulayan Nimat Koko, ancak devrimci güçler de dahil olmak üzere çatışmayı durdurmak için sıraya giren herkesin, özgürlük, barış ve adalet olan devrimin sloganlarının genel hedeflerinden çok uzakta olduğunu ifade etti.

‘Olası bölünme çatışmaları tırmandırır’

Sudan’da Libya senaryosuyla ilgili olarak Nimat Koko, bölünmenin tekrar edileceğini düşünüyor. Nimat Koko, bu konuda akıllarda iki hükümet ve milislerin olması senaryosunun olduğunu ve bunun en yakın senaryo sayılabileceğini dile getirdi. Olası bir bölünmenin etnik ve dini grupların çokluğu nedeniyle çatışmaları tırmandıracağını vurgulayan Nimat Koko, “İki hükümet varlığı, meşruiyeti olmayan güçlerin mücadelesi, Trablus ve Bingazi’deki Libya modeline benzetiliyor. Bu durum, Sudan’ın etnik çeşitliliği ve silahlı grupların varlığı nedeniyle daha ciddi sonuçlar doğurabilir” dedi.

‘Devrim karşıtı güçler inşa sürecinde rol oynayamaz’

Devrim karşıtı güçlerin çatışmanın sona erdirilmesinde ya da devrimin yeniden inşasında olumlu bir rol oynamasının mümkün olmadığını ifade eden Nimat Koko, bu güçlerin devrim sürecini engellediğini ve insan haklarını ihlal ettiğini vurguladı. 2003 yılından bu yana Darfur'da işlenen suçların zaman aşımına uğramaması ve affedilmemesi gerektiğini kaydeden Nimat Koko, gerçek adaletin sağlanabilmesi için bu güçlerin yargılanması gerektiğine dikkat çekti.

‘Elleri kana bulanmış güçler yargılanmalı’

Bugün herkesin ülkede adalet, vatandaşlık hakları ve dengeli kalkınmaya dayalı yeni bir Sudan yaratılmasını istediğini belirten Nimat Koko, “Sudan'ın tarihinde bir suç kaydı olan milislerle uyumu kabul etmeyeceğiz. 2003'ten bu yana işlenen suçların zamanaşımına uğramaması ve affedilmemesi gerekiyor. Yaşananlar modern dünya tarihinin en büyük felaketi olarak kabul edilmeli. Gerçek adaletin sağlanması için elleri Sudan kanına bulanmış güçlerin yargılanması gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘Yeni bir Sudan vizyonu hayata geçirilmeli’

Gelecekteki devlet biçiminin sivil, demokratik ve laik olması gerektiği yönünde bir anlaşma talep edildiğini, ancak bu sürecin gerçekleşebilmesi için rejimin kalıntılarının, Hızlı Destek Güçleri’nin ve İslami Hareket’in diyaloğa katılmaması koşulunun olduğunu ifade eden Nimat Koko, her şeyden önce gelecek için kadınlar adına adımların atılmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Nimat Koko, özellikle devrimin sloganları olan “özgürlük, barış ve adalet” çerçevesinde yeni bir Sudan vizyonunun hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.