Şengalli Suri Xelef: Katliamın orta yerinde yapayalnız bırakıldık

Şengal’de IŞİD saldırısının tanıklarından Suri Xelef, IŞİD’in Şengal’e öyle gizlice girmediğini ve tüm dünyanın bunu bildiğine dikkat çekerek, katliamın orta yerinde yapayalnız bırakıldıklarını söylüyor. Katliamda iki oğlunu yitiren dayê Suri Xelef, savaşçıların sayesinde kurtulduklarını belirterek, “Kimse bize başka bir inanç dayatamaz” diye de belirtiyor.

ROJBİN DENİZ

Şengal – Şengal’de 3 Ağustos 2014 tarihinde Êzidîlere dönük IŞİD eliyle “74. Ferman” olarak isimlendirilen soykırım gerçekleştirildi. Ferman gününü ve sonrasında gelişen direniş ve mücadeleyi yaşayanların hikayelerinden dinlediğimizde soykırımın kıskacını ve direnişin derinliğine ulaşmak ancak böyle mümkün olabiliyor. “Êzdalığı- Êzidîleri koruyacağım” diyenlerin kaçışı ve direnişe gelenler Şengal coğrafyasında dillere desten hikayelerle anlatılır. Şengal 7 yıl içesinde her yönüyle dolu bir tarih yazdı. Êzidîler özellikle Êzidî kadınları yazılan tarihin canlı tanığı, yazılanı, yaşayanı oldu. Şengal ve Êzdalık yaşadığı fermandan sonra savaşçılar sayesinde özgürlüğüne kavuşarak tarihte bir ilk yazdı. Yaşanan onca soykırıma rağmen ilk kez direniş gösteren ve kazanan Êzidî kadınlar, inançlarına ve direnişeni dört elle sarılmayı tercih etti. Şengal coğrafyasında yazılan canlı tarihin bir tanıdığı da Şengal Şehitleri Komite Üyesi Dayê Suri Xelef. Suri Xelef, fermanın ağır yaşandığı köylerden yalnızca biri olan Siba Şex Xidir’lı.

Hatırlanacağı üzere bundan tam 7 yıl önce 3 Ağustos’ta başlayan IŞİD işgaline Şengal merkezinde son verildi. Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ), Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ) yanı sıra YPJ-YPG savaşçıları ve Halk Savunma Güçleri’nin ortaklığında 13 Kasım 2015 tarihinde Şengal, IŞİD’ten kurtarıldı. 2015 verilerine göre Şengal ve Kerkük’te IŞİD’e ait 147 araç, 492 silah imha edilmiş 2736 IŞİD üyesi ölmüş ve 804’ü ise yaralanmıştı. Soykırımda iki oğlunu kaybeden Suri Xelef, bize yaşanan soykırım ve sonrasında gelişen direnişi anlatıyor.

“Fermanda iki oğlumu yitirdim”

Fermanda yaşanan acı ve zor günleri atlatmaya başlayan Suri Xelef, “Fermanın başında Siba’daydık. Şengal güzeldi. Kendimizde bir hayat kurmuştuk. Biz çok zorluk gördük. Aç susuz dağlarda 9 gün kaldık. Bizim için çok zordu. Ayak tabanlarımız patlamıştı, yürüyemiyorduk. En ağırı da çocuklarını, annesini, babasını, kardeşini kaybedenler oldu, işte bende iki oğlumu kaybettim ve nerede olduklarını bilmiyorum. Bir tek bu gördüğünüz dağlar bizim için anne, baba, evlat oldu. Dağlar olmasaydı IŞİD’den kurtulamazdık. Sonra savaşçılar geldi ve savaşçılar, dağlar olmasaydı biz yaşayamazdık. Savaşçılar bize ekmek, su getirdiler, çocuklarımızı, yaşlılarımızı taşıdılar ve bizi IŞİD’den korudular. Savaşçılar gelince kendimizi güvende hissettik. Bunlar bizi koruyacak dedik. Bize umut oldular” diyor.

“Kötülük yapanlar unutulmayacak”

‘Dağlara ve savaşçılara tutunan halk kendini daha güvende hissediyordu’ diyen Suri Xelef, Rojava sınırından Şengal’in güneyinde bulunan Kersê Vadisi’ne savaşçılar ve onların açmış olduğu İnsani Yardım Koridoru üzerinden Rojava’ya geçtiklerini söyleyerek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Rojava halkı bizi karşılamak için sınırlara akın etmişti. Bizi yürekten karşıladılar. İhtiyacımız olabilecek her şeyi getirmişlerdi. Bize sahip çıktılar. Fermanda tüm annelerin acıları ortaktı acılarımızın öfkesi bize mücadele etmeyi öğretti. İki oğlum Werdiye köyündeydi bizde oraya yakındık, telefon üzerinden iletişim kuruyorduk sonra iletişimimiz koptu. Ondan sonrada onlardan hiç haber alamadım. Oğullarım nerede bilmiyorum. Onları her yerde aradım. Onlar için Başur Kürdistan’a Zaxo’ya gittim. Başur halkı bizi kucakladı, fakat hükümet bunu yapmadı. Bu dünyada bize iyilik yapanlar kaybolmayacak ama kötülük yapanlarda unutulmayacak...”  

“Baskı ve zulüm kamplarda devam etti”

Şengal’de yürütülen direnişe dikkat çeken Suri Xelef, “Biz ne yapsak ta hala mutlu değiliz ve olamıyoruz da. Şengal’de düşmanı bitirdik ama düşmanlarımız hala bitmedi. Ferman sonrasında bize Êzidîlere karşı baskı ve zulüm kamplarda devam etti. Başur Kürdistan’da yaşayan Êzidîlere bir parça maaş vererek onları en zor koşullarda tutuyorlar. Oradaki insanlarımız hem kışın hem de yazın o çadırlarda zulmü yaşıyorlar. Bu insanlığa ters. Dünya buna karşı sessizliğini bozmalı ve artık yeter demeli. Êzidîlerin tek yeri Şengal ve dağlarıdır. Buraya kendi topraklarına dönsünler. Bu topraklar bizim acılarımızın meskeni. Bu toprağa bıraktığımız canlarımız var. Binlerce şehit verdik. Bu dağlar bizim her şeyimiz oldu. Şimdi kamplarda dışında birçoğunun yönünü Avrupa’ya veriyorlar, Avrupa yollarında ölüme terk ediyorlar ve ölüsü olan her Êzidî ölüsünü Şengal’e getiriyor. Sadece ölüleriyle gelmesinler, yaşamlarıyla da gelsinler diyoruz” ifadelerinde bulunuyor.  

“Kimse bize başka inanç dayatamaz”

Suri Xelef, Şengal’in dünyanın gözü önünde açıkça satıldığını söyledi. IŞİD’in öyle gizlice değil açıkça Şengal’e girdiğine dikkat çeken Suri Xelef, sonrasında yaşananları şu sözlerle anlattı: “Sonra peşmerge güçleri bize ‘korkmayın sizi koruruz’ dediler. Hendekler yapıldı, bizde kendimizi güvende hissettik. Biz Êzidîlere bir şey yapmazlar dedik. Bizden isteyecekleri bir şey olmaz dedik. Biz fermanın böyle olacağını bilmiyorduk. Ferman olduğunda savaşmak istedik. Hatta bazı köylerde savaştık, fakat sonra baktık etrafımızda hiçbir güç kalmamış. Bir katliamın orta yerinde yapayalnız bırakılmıştık. Sonra peşmergelere sorduk, ‘neredesiniz’ dedik onlarda ‘yardımınıza güç geliyor, dayanın’ dediler. İlerleyen saatlerde baktık ki yardımımıza hiçbir güç gelmedi ve peşmergeler gelmeyecekti. İğne atsan yere düşmeyecek kadar insan seli vardı. Êzidîlere dönük bir katliam gerçekleşti. Êzidîler yaşananları unutmamalı. Bütün dünyanın bize neden düşman olduğunu anlamıyoruz. Biz Êzidîlerin bir tek inancı var o zaman onların düşmanlığı bizim inancımızadır. Biz bize yapılanları unutmayacağız. Kimse bize başka inanç dayatamaz. Bizde bunu yapmayız kimsede bize yapmasın.”

“Şengal’i savaşçılar kurtardı”

IŞİD Şengal’de kaybettiğini sözlerine ekleyen Suri Xelef, “Bir tek zorbalık yaptı. Ama bu topraklarda kırıldı. Şengal’i savaşçılar kurtardı. Şengal’de kimse kalmamıştı. Ne ırak, ne de peşmerge güçleri. Savaşçılar bizi IŞİD’ten kurtardı, bizi güvenilir yerlere ulaştırdı ve sonra Şengal’i IŞİD’ten temizledi. Savaşçılar çocuklarımızı eğitti onları bu toprakların şervanları yaptı ve yeri geldiğinde onlarla şehit düştüler. Oğlumda şehitler kervanına katıldı. Bende oğlumun verdiği mücadelenin takipçisi olacağım ve mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğim” sözleri ile konuşmasını sonlandırdı.