Şam’da yeni yasaklar: Kadın ve erkek doktorların çalışma alanları ayrıldı

Cihadçı HTŞ yönetiminin yasaklarına bir yenisi daha eklendi. Şam’daki El-Muvasat Hastanesi’nde kadın ve erkek doktorların ayrılması kararı tartışma yarattı. Sağlık emekçisi kadınlar, kararın tıbbi meslek anlayışına aykırı olduğunu savundu.

RAMA XALAF

Şam-Suriye’nin başkenti Şam’da Esad rejiminin, 8 Aralık 2024'te devrilmesinin ve ardından Heyet Tahrir El-Şam’ın (HTŞ) geçici yönetime getirilmesinin sonrasında başlayan süreçte, özellikle kadınlara yönelik hak ihlalleri artarak devam ediyor. HTŞ’nin kıyı bölgelerdeki Alevi nüfusa yönelik soykırıma varan saldırıları sürerken, toplumsal yaşamda da yeni yasaklar ve kısıtlamalar uygulanmaya başlandı.

Bu kapsamda, Şam’daki El-Muvasat Hastanesi’nde kadın ve erkek doktorların çalışma alanları ayrıldı. Kamuoyunda tepkiyle karşılanan bu karar, sağlık alanındaki mesleki standartlarla çeliştiği ve gerici bir adım olduğu gerekçesiyle yoğun eleştiri aldı.

‘Haksız ve mantıksız bir karar’

Sivil toplum aktivisti Tasnim El-Kadiri, uygulamaya karşı tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

“Muvasat Hastanesi’nde kadın ve erkeklerin ayrılmasını öngören bu karar ne adil ne de mevcut koşullarla uyumludur. Bu tür bir uygulama, dönemin önceliklerini tamamen göz ardı ediyor.”

Tasnim El-Kadiri, hastanelerde yaşanabilecek etik ihlallerin bu tür ayrımcı kararlarla değil, açık yasalar ve caydırıcı yaptırımlarla önlenebileceğini vurguladı. “Kadın ve erkekleri ayırmak gibi çağ dışı fikirler artık geride kaldı. Asıl ihtiyacımız olan, toplumda farkındalığın artırılmasıdır. Yüzeysel çözümler yerine bilinçlendirme çalışmalarına odaklanmalıyız” diye ekledi.

‘Tıp mesleği ayrımcılığı kaldırmaz’

Genç bir sağlık çalışanı olan Betül Serhan ise kararın hem uygulanabilirliği açısından sorunlu olduğunu hem de tıbbi işleyişi olumsuz etkileyeceğini belirtti:

“Bu kararı kesinlikle reddediyorum. Örneğin, nöbet sırasında sadece bir kadın ve bir erkek sağlık çalışanı varsa hastaların tedavisi nasıl sağlanacak? Böyle bir ortamda etkin koordinasyon mümkün mü?”

Betül Serhan, tıbbın doğası gereği iş birliği ve ekip çalışması gerektirdiğini, cinsiyet ayrımını reddettiklerini ifade ederek, “Tıp, insanların hayatını kurtarmayı hedefleyen bir meslektir. Burada cinsiyet ayrımı ikincil değil, tamamen önemsizdir. Esas olan hastanın sağlığıdır” dedi. Ayrıca, böyle uygulamaların modern tıp anlayışıyla bağdaşmadığını ve dünya genelinde benzer politikaların terk edildiğini vurguladı. “Bugün sağlık alanında temel ölçüt mesleki yeterliliktir, cinsiyet değil,” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Mesleki standartlar mı, toplumsal baskılar mı?

Toplumun geniş kesimlerince eleştirilen bu karar, önemli soruları da gündeme taşıdı: Cinsiyet ayrımı, gerçekten de karşılıklı saygı eksikliğine çözüm olabilir mi? Yoksa bu tür uygulamalar, sağlık kurumlarındaki yetersiz yönetimin ve profesyonellikten uzak anlayışın bir yansıması mı?

Gelişme, sağlık alanında liyakat ve sorumluluğa dayalı bir çalışma ortamının gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. Sağlık çalışanları ve bilinçli toplum kesimleri, bu tür şekilci düzenlemelerin gerçek sorunları çözemeyeceğini ve sağlık hizmetlerine zarar vereceğini savunuyor.

Tartışmalar sürerken, umudun, mesleğini ciddiyetle sürdüren sağlık çalışanlarında olduğu görülüyor. Çünkü onlar, karşılaştıkları ciddi sorunların yüzeysel çözümlerle aşılamayacağının en iyi farkında olanlar.