Ölülerin arasında yaşama tutunuyorlar
Yaşadıkları köyden savaş nedeniyle göç etmek zorunda kalan Kafiya Ehmed, 7 çocuğu ile birlikte bir mezarlıkta yaşama tutunmaya çalışıyor.
SORGUL ŞÊXO
Hesekê- Türkiye’nin Ekim 2019 yılındaki operasyonu nedeniyle binlerce yurttaş göç etmek zorunda kaldı. Sivillere yönelik saldırılara ilişkin Rusya-ABD ve Türkiye arasında ateşkes ilan edildi. Bu ateşkese rağmen sivillere yönelik saldırılara devam edildi. Ancak Rusya ve ABD, bu saldırılar karşısında kör sağır ve dilsizi oynadı. Yaşanan saldırılar nedeniyle Şêx Eli köyünden 7 çocuğu ile birlikte göç etmek zorunda kalan Kafiya Ehmed, birçok köyden geçtikten sonra en son Til Nesri köyünde kalmaya başladı. Hristiyanların mezarlığında çocuklarıyla birlikte kalan Kafiya Ehmed, “Ölülerin arasında yaşamayı kim göze alabilir. Ama bizler yaşıyoruz” dedi.
Ölülerin içinde yaşıyorlar
Saldırılar nedeniyle göç etmek zorunda kalan Kafiya Ehmed, “Köyümüze yapılan saldırılar ve köyün ateş hattında olması nedeniyle göç etmek zorunda kaldık. Bir köyden başka bir köye göç etmek için yollara düştük. Til Nesri köyünde durduk. Bizler ömrümüzü evimizi inşa etmekle geçirdik. Hayallerimizi onunla büyüttük. Ancak Türk devleti ve çeteler bizlere saldırdı. Bu nedenle köyümüzü terk etmek zorunda kaldık. Şuan boyu ve genişliği 3 metre olan Hristiyanların ölülerini defin ettikleri yerde 7 kişi yaşıyoruz. Çok zor koşullarda yaşıyoruz. Mezarlığın kapısını söktük. Bir çadır kurduk ve eşyalarımızı buraya koyduk. Yağmur yağdığında rüzgar estiğinde çadırlarımız yerle bir oluyor” diye konuştu.
Kabuslar görüyorlar
“Ölülerin arasında yaşayan insanların yaşamın nasıl olur?” diye soran Kafiya Ehmed, “Sadece ben değil çocuklarımda kabuslar görüyor. Çok korkunç rüyalar görüyoruz. Ölüler içinde yaşadığımız için çok korkuyoruz. Bu nedenle eve Kuran-ı Kerim astık. 4 koyunumuz vardı. Soğuktan öldüler. Kuzularımızı içeri aldık ki sobanın önünde ısınsınlar. Bizimle kalıyor. Bu yılda anormal bir soğuk var. Isınma konusunda büyük zorluklar yaşıyoruz” dedi. Yardım değil köylerine dönmek istediklerini vurgulayan Kafiya Ehmed, “Kendi köyümüzde evimizin duvarının dibinde de olsak orada yaşamak istiyoruz. Kendi evimizde olalım aç olalım” dedi. Köyündeki eski günlerini özleyen Kafiya Ehmed, “Eski günlerde herkes birbirine sahip çıkıyordu. Komşuluk vardı. Ancak burada yabancı gibiyiz ve ölüler arasında yaşıyoruz. Sadece ölüleri görüyoruz” şeklinde konuştu.