İstismar bataklığında yeni düzenleme: Cezasızlık-1

Cinsel istismar suçlarında tutuklama için “somut delil” şartı aranması hukukçular, kadın ve çocuk hakları örgütlerinin kaygılarını arttırdı. Cezasızlığın büyüyeceği kaygısı yaygınlaşırken yargıda verilen kararlar, yeni açılan dosyaların ne olacağı, somut delilin nasıl sağlanacağı tartışma konusu. Herkesin ortak görüşü zaten yaşadıkları ile derin yaralar alan çocukların bu süreçte zifiri bir karanlığa atılacak olmaları. Verilerde dünya genelinde önde gelen ülkeler arasında yer alan Türkiye’de yeni düzenlemeyle çocukların görmezden gelinmesi resmileşti. Ülkede çocukların cinsel istismarı tablosu ve bu yeni düzenlemenin anlamını haber dosyamızda toparlamaya çalıştık.

 

SARYA DENİZ/MEDİNE MAMEDOĞLU

Haber Merkezi- Aile ve Sosyal Politikalar Eski Bakanı Ayşenur İslam 2014 yılında yaptığı bir basın toplantısında çocuk istismarı ile ilgili olarak “Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin” demişti. O günden bu zamana bu açıklama çok tartışıldı, konuşuldu. Zaman içinde istismar olayları ile ilgili sloganlardan en çok kullanılanı da “Çocuk susar sen susma” oldu. Çocuklar esasen hiç susmadı. Yaşadıkları korkunç olayları kimisi en ince ayrıntılarına kadar anlattı. Kimi kendini sözle ifade etti, kimi de çizdi; yaşadıklarını taşa yazıp yardım isteyen de oldu... Mahkemelerin bazıları onların bu sessiz çığlığını duydu; bazıları ise görmezden duymazdan geldi. Yargı kararlarında çocukların ruhlarında açılan yaralar hiçe sayıldı.

Türkiye istismarcılar serbest bırakıldığı için Elmalı davasını konuşurken henüz bu davada verilen kararla ilgili sarsıntı bitmemişken adeta kararı teyit eden “somut delil” düzenlemesi Meclis’ten geçti.

Uzun zamandır mağdur ifadeleri görmezden gelindi. Deliller yok sayıldı. Çocuk istismarı listesinde dünyada 3’üncü sırada olan Türkiye bu kararla cezasızlığı seçti.

Somut delil nedir?

4. Yargı Paketi’nde cinsel istismar, kasten öldürme, işkence gibi katalog suçlar için 'somut delil' aranması şartını getiren 13. madde de kabul edildi. 13. maddeye göre katalog suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi, kuvvetli suç şüphesinin somut delillere bağlı hale geldi. Cinsel suçlar gizli saklı işlenen, geride delil bırakılmadan hatta mağdurların şikayet etmemeleri için uğraşılan tarzda gerçekleşiyor. Dolayısıyla mahkemelerin istediği “somut delil” her zaman bulunamayabiliyor.  Peki nedir bu somut delil? Aslında hukukçulara göre uzman görüşü raporlaştırılan mağdur beyanları da somut delil. Adli Tıp’dan alınan raporlar, psikolog ya da pedagog görüşleri bilimsel kaynak ve yine somut delil olarak kabul ediliyor. Yine uzmanlara göre değişen koşullar ve her olayın kendi özgünlüğü içerisinde suçun işlendiğini gösteren somut bir çok şey somut delil olarak sayılıyor. Ses kayıtları, fotoğraflar, mesajlar…

Beyanlarla açılan dosyalar ne olacak?

Hukukçular her olayın kendi akışı içinde farklı değerlendirilmesi gerektiğini deliller arasında bir ayrıştırmanın doğru olmadığını savunuyor. Hele cinsel istismar davalarında yargılamanın tutuksuz yapılması ya da serbest bırakılmaları üzerinde yoğunlaşıldığında “somut delil” kriterinin getirilmesi tutuklamaların olmayacağı anlamına geliyor.  Şimdi bu düzenlemenin hayata geçirilmesi ile beyanlar üzerinden başlatılan soruşturmaların nasıl sonuçlanacağı merak konusu. Yine hukukçular ve kadın örgütleri dosyalar hakkında takipsizlik kararı verilmesi kaygısını taşıyor. 

Sayılar tahmin edilenin çok üzerinde

Türkiye çocuk istismarı konusunda dünya listesinde 3’üncü sırada yer alıyor. Alınan bu kararlarla ve böyle giderse listenin en üst sırasında yer alması çok olası. Adalet Bakanlığı uzun zamandır çocuk istismarı ile ilgili verileri paylaşmıyor. Adliyelerde verilen kararlar, basına yansıyan haberlerden derlenen raporlar ülkede yaşanan gerçeği ortaya koyuyor. AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarında gözlenen artış tüm hak örgütlerinin ortak görüşü. The Economist’in geçtiğimiz yıl 60 farklı ülkede yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’nin çocuklara yönelik istismar ve cinsel suçların engellenmesine yönelik puanı 100 üzerinden 56.7. Üstelik pandemi ile birlikte işler daha da karmaşık hale geliyor. Uzmanların ortak fikri 2 yıllık pandemi döneminde çocukların fazlasıyla korumasız kaldıkları ve sayının tahminlerden çok daha fazla olduğu yönünde.

Oranlar dehşet verici

Türkiye’de sadece Adalet Bakanlığı’nın en son yayınladığı istatistiklere bakıldığında çocukların nasıl bir karanlıkta yaşadığını anlamak mümkün. 2012-2019 yılları arasında Ceza Mahkemeleri’nde çocukların cinsel istismarı suç ve karar sayılarının yüzde 29 düzeyinde arttığı görülüyor. Üstelik bu sayı sadece açılan dava sayısındaki oranı gösteriyor. Nüfusa dayalı artış oranı ya da adli makamlara bildirilen tüm vakaları kapsamıyor. Adalet Bakanlığı’na göre 2012’de çocuğun cinsel istismarı davalarındaki suç sayısı 17 bin 589 iken 2019’da sayı 22 bin 689 olmuş. Çocuk İstismarı ve İhmali ile Mücadele Derneği’nin 2020 yılında yayınladığı geniş kapsamlı rapora göre, 2014 ve 2017 tarihleri arasında çocuk istismarı yüzde 67.9 gibi dehşet verici bir oranla arttı.

2021’in ilk 6 ayında 72 çocuk istismar edildi

Öte yandan sadece Bianet’in her ay ve yıl düzenli olarak basına yansıyan haberlerden derlediği veriler Türkiye hakkında fikir vermeye yeterli oluyor. Bianet’in 2020 çetelesine göre sadece son bir yılda erkekler 265 çocuğa cinsel istismarda bulundu.  2021 yılının ilk altı ayında ise 72 çocuk erkekler tarafından istismara maruz kaldı. Cinsel istismar suçlarının sadece yüzde 5’lik bir kısmı ortaya çıkarılabiliyor. Bu durumda her 100 vakadan 95’i gizli bir şekilde kalıyor. İstismar vakalarının önemli bir bölümünde failler çocukların en yakınlarındaki erkekler yani akrabaları.

Çocuk yaşta yaptırılan evlilikler

Cinsel istismar suçlarının önemli bir kısmını da çocuk yaşta yaptırılan evlilikler oluşturuyor. Bu tip evlilikler için açılan yaş büyütme davalarının sayısı oldukça fazla. Resmi verilere göre 2018’de 16 yaşında evliliğe izin için toplamda 13 bin 651 dava açıldı. 2010 ve 2020 yılları arasında toplamda 482 bin kız çocuğu evlendirildi. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bugüne dek toplamda 441 bin çocuğun doğum yaptığı kayıt altına alındı. Sadece 2006 ve 2017 seneleri arasında çocuğa yönelik istismar suçlarından yargılanan kişi sayısı tam 159 bin 263. Türkiye, 202 ülkenin yer aldığı 18 yaşından önce evlenen çocuk oranları listesinde yüzde 14,7 oranı ile 87’nci sırada.

TÜİK verileri görünenden çok azını veriyor

TÜİK’in açıkladığı veriler de somut tablo için fikir veriyor. TÜİK göre 2020 yılında toplam evlenme sayısı 487 bin 270. Toplam evlenen kız çocuk sayısı ise 13 bin 14 olarak kayıtlara geçmiş durumda. 25 Şubat 2021 tarihinde yayınlanan evlenme istatistiklere göre ise 2020 yılında 16-17  yaş grubundaki kız çocuklarının yaklaşık yüzde 88’i kendilerinden 4 ilâ 33 yaş büyük erkeklerle  evlendirildi. Bu istatistikler resmi olmayan evliliklerle ilgili bilgi vermiyor. Nüfus idaresine bildirilmeyen resmi olmayan çocuk evlilikleri TÜİK kayıtlarına geçemiyor. Bu çocuk evlendirme rakamlarının  aslında çok daha yüksek olduğu düşündürüyor.

Mahkemeler çocukları görmedi!

Mahkemelerin cinsel istismar ile ilgili eleştirilerin hedefinde olan onlarca kararı var. İzmir’de öğretmeni tarafından 10 yıl önce cinsel istismara uğrayan C.G.’nin davasında İzmir Bayraklı Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi “çocuk istismarı” ve “kişiyi hürriyetinden mahkum bırakma” suçlarından tutuksuz yargılanan sanık M. E. hakkında beraat kararı verdi. Bir önceki celsede mütalaasını açıklayan iddia makamı sanık hakkında istediği beraat talebini geriye dönük verilen ifadelerin yeterli somut delil olmayacağı gerekçesiyle istemişti. Bu olayda tanıklar vardı. Çocuklar istismarı ve tüm detaylarıyla anlatmışlardı. Sanık olayla ilgili olarak bir gün bile tutuklu kalmadı.

Somut delil olmadığı için beraat etti

İstanbul’da Nisan ayında görülen bir davada 10 yaşındaki yeğenine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılandığı davadan 30 yıl hapis cezası alan T.A. isimli erkek, 4 yaşındaki kızına karşı yargılandığı cinsel istismar davasından ise beraat etti. Beraat gerekçesi somut delilin olmayışıydı. Ancak karar İstinaf mahkemesi tarafından “Yeğenine karşı işlediği aynı suçtan mahkumiyeti var”gerekçesiyle bozuldu.

Soyut iddia denildi

Yine İstanbul’da kayınbiraderinin 11 yaşındaki kız çocuğunu istismar ettiği iddia edilen Özcan B. hakkında, “Cebir ve tehditle 12 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı”, “Cinsel amaçla cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” iddiasıyla dava açıldı. Duruşma 26 Mayıs’ta Bakırköy Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Tutuklu yargılanan sanık Özcan B. iddiaların maddi delille desteklenmeyen soyut iddialar olduğu gerekçesiyle beraat etti ve tahliye edildi. Duruşmada psikolog, bilirkişi olarak dinlenmişti ve çocuğun baskı altında olduğuna dair bir gözleminin olmadığını, çocuğun beyanına itibar edilmesini engelleyebilecek bir durumu tespit etmediğini dile getirmişti.

İfade inandırıcı delil sayılmadı

Bundan günler önce İstanbul’da Çay depolama şirketinin sahiplerinden H.A. isimli erkek, 11 yaşındaki çocuğu sistematik cinsel istismara maruz bırakmaktan yargılandığı davada beraat etti. Bu davada da çocuğun ifadesi inandırıcı delil sayılmadı.

4. Yargı paketinde kabul edilen 13. madde nedir?

Katalog suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi, kuvvetli suç şüphesinin somut delillere dayanmasına bağlı hale getirilecek.

(Katalog suçlar:

  • Kasten Öldürme
  • İntihara Yönlendirme
  • Göçmen Kaçakçılığı
  • İnsanlığa Karşı Suçlar ve Örgütlü İşlenmesi
  • Çocukların Cinsel İstismarı
  • Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Kolaylaştırma
  • Düşmanla İşbirliği Yapmak
  • Devlet Güvenliğine veya Anayasal Düzene Karşı Suçları İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma
  • Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine Karşı Silâhlı İsyan
  • Sağlık için Tehlikeli Madde Temini
  • İşkence
  • Müstehcenlik
  • Fuhuş
  • Askeri Tesisleri Tahrip ve Düşman Askeri Hareketleri Yararına Anlaşma
  • Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma Suçu
  • Kumar Oynanması için Yer ve İmkân Sağlama,
  • Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar
  • Yağma ve Nitelikli Yağma
  • Soykırım Suçu
  • Devlete Karşı Savaşa Tahrik
  • İnsan Ticareti Suçu
  • Nitelikli Yaralama
  • Ağırlaşmış Yaralama
  • Ağırlaşmış İşkence Suçu
  • Hırsızlık
  • Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak)