İstanbul Sözleşmesi Davası: Danıştay’da kitlesel duruşma

İstanbul Sözleşmesi'nin fesih işleminin iptali istemiyle açılan davalara dair duruşmalar görülmeye başladı. Danıştay bugüne kadar ki en kalabalık duruşmaya sahne oluyor.

Ankara - İstanbul Sözleşmesi'nin fesih işleminin iptali istemiyle açılan 10 davaya dair Danıştay 10. Dairesi'nde duruşma başladı. Kadınların uzun zamandan bu yana mücadele ettikleri İstanbul Sözleşmesi’nin davası Danıştay'ın 550 kişilik konferans salonunda görülüyor. Duruşmaya Türkiye'nin dört bir yanından gelen yüzlerce avukatın yanı sıra davacı kurumların temsilcileri ile çok sayıda kadın örgütünden kadınlar katıldı. Dava için 70'in üzerinde barodan bine yakın avukat katılım için yetki belgesi sundu.

Davaya yoğun katılım

Kadınların takip ettiği davada katılım yoğun olunca çok sayıda avukat ve kadın salon dışında kaldı. Mahkeme başkanının uyarısı üzerine boş yerler dolana kadar herkesin içeriye alınması yönünde talimat verildi. Bunun üzerine çok sayıda kişi içeri alındı ancak yerlerin dolmasından dolayı yine giremeyenler oldu. Salonda bulunanlar da merdivenlerde oturdu. Mahkeme başkanı, duruşmayı başlatarak "Danıştay tarihinde ilk defa bu kadar kalabalık bir salonla karşı karşıyayız" dedi.

Bugün görülecek davalar

Bugün görülecek duruşmalar sırasıyla davacı kurum ve kişiler şöyleyer aldı: 29 Ekim Kadınları Derneği, Ankara Barosu, Serap Yazıcı, Gelecek Partisi, Büşra Marangozoğlu, Diyarbakır Barosu,Tekirdağ Barosu,  Antep Barosu, Erzurum Barosu, SES, Tekirdağ Barosu.

800 yetki belgesi sunuldu

29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan ilk olarak söz aldı. Davanın tarihi bir dava olduğunu ve duruşmaya katılmak isteyen avukatlara 800 yetki belgesi sunduklarını belirten Şenal Sarıhan, "Biz her alanda kadınların kendilerini eşit bir biçimde ifade etmelerini, cinsel yönelimleri olanlar için yıllardır mücadele ediyoruz. Meşrutiyet döneminden başlayarak kadınlar çok önemli haklar kazandılar. Biz kadınlar, bu emre uygun hareket ettik, çağ gelişti ve isteklerimiz değişti. Evimizde, iş yerimizde eşit olmak ve şiddet mağduru olmamak için mücadele ettik.  Parlamentoda, alanlarda istediklerimizi ifade ettik. Evde  'evin erkeği erkektir' durumunu değiştirdik. Kadınların herhangi bir biçimde cinsel istismara kalması ve istismarcı ile evlendirilmesi maddesini hep birlikte değiştirdik. Bütün bunlar kadının insanlık onurunun korunması içindi. Sadece Türkiye kadın kazanımı değil, tüm dünya kazanımıydı" şeklinde konuştu.

“Hukuku yerine getirin”

Şenal Sarıhan, konuşmasının devamında “Burada oturan kadınları aslında ayakta görmelisiniz. Onların hep birlikte çığlık attıklarını duymalısınız. Onların hep birlikte, 'bu yasa yaşamsal önemde' derken görmelisiniz. 2021'de 280 kadın katledildi. 2 ay içinde 90 kadın katledildi. Bizim koruduğumuz esasında yaşam hakkımız. Yaşam hakkımızı koruyamazsak diğer hakların bir değeri yok. Buradan lütfen iptal kararı verin ve çok da geciktirmeyin, çünkü her gün 4 kadın öldürülüyor duymadıklarımızla bu sayı 8 e çıkıyor. Hukuku yerine getirin" diye ifade etti. Sarıhan'ın sözleri salondan alkışlarla karşılık buldu.

29 Ekim Kadınları Derneği adına söz alan Avukat Oya Aydın Göktaş da "Meslek hayatımda sesimin titreyerek savunma yapacağım ilk dava. Küçük yaşta satılan Suriyeli küçük kızların, Münevver Karabulut'un, Şule Çet'in avukatları olarak buradayız. Davanın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının yerinde olduğuna karar verecek bir dava olmadığının farkındayız. Anayasa'ya uygun olup olmadığına yönelik bir kararın verileceği bir dava. Sesimiz dünyanın her yerinde duyuldu. Hiçbir uluslararası sözleşme bu kadar çok insana ulaşmadı. Bu sözleşmeyi anlatan bir sloganımız var, 'İstanbul Sözleşmesi bizim vazgeçmiyoruz' Çünkü sözleşme bu topraklardan doğdu" şeklinde konuştu.

Kadınlara polis müdahalesi

Oya Aydın Göktaş konuştuğu sırada söz alan diğer avukatlar, dışarda kalan kadınların polis müdahalesine maruz kaldıklarını söyledi ve salona alınmalarını istedi. Mahkeme başkanı, "Herkesi buraya alırsak salon çöker" yanıtını verdi. Mahkeme başkanına itiraz eden kadınlar, "Biz dışarı çıkıp arkadaşlarımızı alıp geliyoruz" yanıtını verdi ve çok sayıda avukat dışarı çıktı. Mahkeme başkanı, "50 kurum temsilcisini alabiliriz ama onun dışında alamayız sizin güvenliğiniz de tehlikeye düşer" yanıtını verdi. Bunun üzerine salonda bulunanlar alkışlarla protesto etti. Tepkiler üzerine dışarıda bekleyen tüm kadınlar içeri alındı.

“Cumhurbaşkanı’nın yetkisi yok”

Konuşmasına devam eden Oya Aydın Göktaş, “Hiç kimse Anayasa'dan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanamaz” derken Cumhurbaşkanı'n böyle bir yetkisinin olmadığına dikkat çekti.

29 Ekim Kadınları Derneği adına üçüncü olarak Avukat Ebru Beşe konuştu. Ebru Beşe, mülteci kadınlara dair "Sözleşme göçmen ve mültecilerin haklarını da güvence altına alır” dedi ve çekilme kararının iptalini istedi.

“Çekilmeyi kabul etmiyoruz”

Ankara Barosu'nun açtığı davaya dair de avukatlar söz aldı. Ankara Barosu'nu temsilen Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan konuştu. Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Ceren Kalay Eken de "Sadece kadınları değil şiddete karşı mücadele eden herkesi ilgilendiren mili irade hiçe sayılarak, sözleşmeden çekilme kararı hukuki değildir. Sözleşme bizimdir tüm kadınlara, şiddete uğrayan bireylere aittir bu nedenle çekilme kararını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Hiçbir makam kendi kararıyla kendisine anayasal bir düzenleme getiremez. Anayasa'ya aykırıdır ivedilikle bu karardan dönülmesi ve iptal talebimizin kabul edilmesini istiyoruz" dedi.

Duruşma kadınların konuşmalarıyla devam ediyor.