İran’da okullarda yeni kılık kıyafet yönergesi: Tesettür denetimi sıkılaşıyor

İran Eğitim Bakanlığı, öğretmenler ve öğrenciler için yeni “Tesettür ve Ahlak” yönergesi yayımlayarak zorunlu giyim kurallarını yeniden vurguladı. Kadınları hedef alan bu yönergeye tepkiler gelmeye devam ediyor

Haber Merkezi – İran Eğitim Bakanlığı, öğretmenler ve öğrenciler için yeni zorunlu giyim yönergesini yürürlüğe koydu. Yeni yönerge, kadın öğretmenler ve öğrencilerin kıyafet ve örtünme kurallarını sıkı şekilde denetlemeyi öngörüyor. Eğitimciler ve aktivistler, kararın toplumsal özgürlük talepleriyle çeliştiğini ve okulları disiplin ve denetim aracına dönüştürdüğünü belirtiyor.

Eğitim Bakanlığı, devlet ve özel okullar, kültürel merkezler, spor salonları ve benzeri kurumlara yönelik yayımladığı yeni yönergede, öğretmenler ve öğrenciler için zorunlu giyim kurallarını tekrar gündeme getirdi. Bu kurallar arasında şunlar yer alıyor:

“Kadın öğretmenler için çarşaf zorunluluğu, makyaj, uzun tırnak ve takı yasağı, uzun kollu, diz altına kadar uzun çarşaf veya mantolar, pantolon kullanımı, uygun renklerde uzun başörtüsü (muknefe), her türlü kozmetik ürün kullanmama.”

Öğretmenlerden denetleme yapması isteniyor

Yönergede, okul yöneticilerinin yalnızca “tam İslami örtünmeyi” denetlemekle kalmayıp, ihlaller durumunda öğretmen ve öğrencileri Eğitim Bakanlığı koruma birimlerine bildirmesi de isteniyor. Eğitimciler, bu yaklaşımın okulları eleştirel düşünceyi geliştiren bir ortamdan çıkarıp disiplin ve denetim mekanizmasına dönüştürdüğünü söylüyor.

Bu denetim yapısı, kamusal alandan özel alana, sokaktan sınıfa kadar kadınları hedef alan baskıcı politikaları yeniden hatırlatıyor. Uzmanlar ve aktivistler, bu uygulamaların hem bireysel özgürlükleri ihlal ettiğini hem de eğitim ortamını güven ve karşılıklı saygıdan yoksun hâle getirdiğini belirtiyor.

Yeni yönergeye tepki

Muhammed Habibi, İran Öğretmen Sendikaları Koordinasyon Konseyi sözcüsü, yönergeye tepki göstererek şunları söyledi:

“Okullarda tesettür ve ahlak konusundaki yeni yönerge, toplumun ve özellikle Z kuşağının gerçekliğini görmezden geliyor; artık hiçbir nesil bedenleri ve kişisel yaşamları üzerinde zorla kontrolü kabul etmiyor.”

Muhammed Habibi, eğitimin ancak özgürlük, diyalog ve insan onuru ile anlam kazandığını vurgulayarak, şunları ekledi:

“Biz Öğretmen Sendikaları Koordinasyon Konseyi olarak okulu, eleştirel düşünceyi geliştiren bir farkındalık alanı olarak görüyoruz; öğrenci ve öğretmen bedenleri üzerinde ideolojik baskı uygulanan bir mekan olarak değil.”